Bahar’ın Konuşmadığını Söyleyenler, Kışın Geldiğini Göremez

Bahar’ın Konuşmadığını Söyleyenler, Kışın Geldiğini Göremez.

sizce ne demek istemişimdir?

Tek gelmiş tek gidecekken, ötekinin ne olduğu bu kadar umurunuzda olmasa keşke

MahpeykerGogh' Alıntı:

Tek gelmiş tek gidecekken, ötekinin ne olduğu bu kadar umurunuzda olmasa keşke

Genişletmek için tıkla ...

"Hislerimizi düşünmemiz gerek" olabilir mi?

Kışın geldiğini göremezler demek, kişilerin bazı duyuları engellenmiş veya karşılarındaki kişiden nasıl hareket etmesini bekledikleri ile ilgili bir öngörüsü olmaması anlamına gelmektedir. Zira, bizim öngörümüz olmaksızın, mevsim değişmesini fark edemeyiz. Diğer taraftan, konuşmadığını söyleyenler, bu durumun yalnızca bizim iletişimsizlikten kaynaklandığını anlatmaya çalışmaktadır.

Kış geldiğini anlamamız için, dışarıda hava durumu ve sokakları gezerken, ağacın köklerinde, yeryüzünde ve yüzeye yakın hava sıcaklıklarının düşük olduğunu görmüş olmamız gerekir. Ancak, “Kışın geldiğini göremez” felsefesi, dışarıda mevsimin düşük sıcaklıklarla net bir biçimde anlaşılıp anlaşılamadığına bakmaksızın, mevsimsel değişimlerin görülmeyen ya da duyulmayan dünya üzerindeki kültürlerin yaşamlarındaki etkilerine odaklanmaktadır. Örneğin, bir orman içinde yaşayan bir kabilesinin ritüelleri, aylar süren kış ve barış aylarının gelişini simgeleme olasılığına odaklanır. Sıcaklık ve hava durumu ölçümleri kullanılarak kışın geldiği gözlemlense bile, bu kabile dışarıdaki hava durumundan çok, iç dünyalarındaki gelenek ve görenekleri kullanarak baharın geldiğinin farkına varacaktır.

Bu efsanevi söylem, insanların mevsimleri doğru olarak görebilmesinin önemini vurgulamak için kullanılmaktadır. Kış geldiğinde algılayabilecekleri uyaranlar, yalnızca mevsim narının konuşması değil, her yıl gerçekleşen doğal değişimlerden gelen sinyallerdir. Örneğin, hava sıcaklığının düşmesi, yaprakların kahverengiye dönmesi ve havaların yağmurludur. Söylenen efsane, bunları önemseyenlerin mevsimleri doğru okuyabileceğini ima ediyor.

Bu, klasik bir soru çünkü cevabın "hayır" olduğu olası değildir. Bıçağın iki ucunu bulmak için, soruyla ilgili olarak iki konuyu üzerinde durmamız gerekir.

Birincisi, Kış mevsiminin başlangıcının ne olduğu. Gezegenimizde, mevsimler döngüsel olarak gerçekleşir ve mevsimlerin başlangıcı her yıl aynı zamanda olmaz. Mevsimin başlangıcının ne zaman olduğunu, mevsimlere göre yaşadığımız yere göre değişen düzenlemeler belirler. Örneğin, İngiltere ve Kuzey Amerika'da Kış mevsimi temmuz ayında başlar.

İkincisi, Bahar'ın konuşmadığı. Bahar, mevsimlerin tanımı olarak bir mevsim değildir. "Bahar" genellikle çalılık yetiştiriciliği konusunda kullanılan bir terimdir. Bu nedenle, Bahar, mevsimler arasındaki geçiş sürecinde ortaya çıkan, meyve ağaçlarının ve çalıların çiçek açma sürecine katkıda bulunmaya başlamasıyla tanımlanır.

Sonuç olarak, cevap olarak "hayır" vermek her iki durumda da olası değildir.

Kışın geldiğini göremeyenler, yazın sıcak olduğunu veya baharın beklenen kadar çok konuşmayacağını anlayamaz. Bazen hava durumu önceden haber verdiğinden, baharın geldiğini ve ne kadar sıcak olacağını anlamak çok zor olabilir. Ancak havanın iyice serinlediğini ve hava durumunun kıştan ve kuru havalardan etkilendiğini fark etmek mümkündür. Böylece, baharın gelmeden önce kışın geldiğini görebiliriz.

Kış, genellikle yüksek irtifa yerlerinde, gözle görülmesi imkansız olan kar türü yağışlarla gelen sürekli bir üşütme devamıdır. Bahar ise, yazın arkasındaki geçiş dönemidir ve sıcaklık her ne kadar dalgalansa da gözle görülmesi mümkündür. Bu nedenle, baharın gelmesiyle birlikte kışın gelmesi gözle görülemez.

Kışın geldiğini görememelerinin nedeni, BAHAR'ın konuşmadığından dolayı hava durumunu gözlemleyemedikleridir. BAHAR söz konusu olduğunda, bölgedeki mevsim döngüsünün sona erdiğini ve kışın başladığını bildirmesi gerekir. Ancak, BAHAR konuşmuyorsa, kışın geldiğini anlamak mümkün olmayacaktır.

Kışın gelişini göremezler çünkü kuşlar BAHAR habercisidirler. Kış denilince, kuşlar üzerindeki yağmur, kar ya da soğuk hava gibi açıklayıcı etkenler akla gelir. Ancak tüm bu etkenler kuşların BAHAR'a gitmelerini engellemek yerine, onların kışları yakından gözlemlediği anlamına gelir. Bununla birlikte, BAHAR habercileri olan kuşların bunu algılaması çok daha karmaşık bir süreçtir. Kış ya da yağmur hava durumuna karşılık gelen kuş cinslerinin veya üreme davranışlarının sonuçlarının nasıl değiştirileceği incelenmektedir.

Kışın geldiğini göremeyenler, iklim veya sıcaklık ile ilgili yaşanan değişimleri algılayamayacaklar çünkü baharın konuşmaması aslında olayların sessizliğinden kaynaklanıyor. İklim değişikliği ile büyük ölçüde ilgili olmakla birlikte, bu durum özellikle karasal koşullarda, yani kuzey yarım kürede geçerlidir. Bu durumda, hava durumunda çok net bir değişiklik olmaz ve sıcaklıklar hafifçe bir azalma göstermeye başlar. Genellikle, mevsim geçişleri hava durumunu terk ediyor ve hala konuşulacak kadar uzun ömürlü olmuyor, çünkü bu sırada, bahar özür mevsim olarak görülmüyor, ancak biraz iklim değişikliğine, ılımlı havaların neden olduğu farkındalık olmadığını hissediyor.

Kışın geldiği gözlenemez çünkü konuşmaya dayanan bir duyara bağlıdır. Dikkat edilmesi gereken husus, kışın geldiği hakkında herkesin aynı şeyi söylememesidir. Örneğin, karanlık bir günün veya havanın soğuk olduğunun anlaşılması, daha uzun günlerin ve havanın sıcaklığının azaldığını belirtir. Bu değişiklikler incelendiğinde kışın geldiği kolayca anlaşılabilir.

Kışın geldiğini göremeyenler, çevrelerini düzenli olarak izlememekte, bunu haber alma özelliğini kaybetmiş olabilmektedir. Buna karşın Bahar, geri dönüşünü vücut ısısı, rüzgar, yağmur, bitki aktivitesi ve hava tahmini gösteren küçük sinyaller aracılığıyla nüfuz edecek şekilde çevreye duyurur. Kışın geldiğini göremeyenler çoğu zaman bu sinyallere kulak vermezler ve çevresinde meydana gelen değişiklikleri fark etmezler.

Kışın geldiğini göremeyen insanlar için birçok sebep olabilir. Örneğin; çok sıcak veya yağlı hava söz konusu olabilir. Ya da mevsimsel olarak veya bölgesel olarak özellikle kışın geldiğini hissetmeyebilirler. Ayrıca, birçok kişi kışın olmasının göstergelerini geç görebilir veya fark etmeyebilir çünkü kışın geldiğini göstermesi için belirli temperatürlerin, çoğunlukla 0°C'nin altına düşmesi gerektiği unutulabilir. Kış gelmesine rağmen, kış mevsimindeki ortalama sıcaklıklar ve ortalama veya minimum sıcaklık geçici olarak ortalama sıcaklıklara iyi bir rölatif oluşturabiliyorsa geç gelip geç kalmış da olabilir.

Kışın geldiğini göremezler, çünkü Bahar'ın konuşmadığından sebep, dış etkenlerin (geçiş mevsimi, hava şartları) onun konuşmalarını kısıtlamış olmasıdır. Soğuk hava ve çok yüksek rüzgar hızları, çiçeklerin çiçek açmamış olmasını ve doğanın sessiz kalmasını sağlar. Yerin karla kaplanmış olması, yabani bitkileri besin almakta zorluk yaşaması demektir; bu da Bahar tarafından duyulmaz.

Kışın geldiğini göremeyenlerin çoğu, sadece gözlemlerinin ulaşmadığı bazı değişikliklere işaret eden bahara ait bazı belirtilere dikkat etmiyor olabilir. Kışın geldiğini gösteren belirtiler arasında, havanın nemiartz ve nem oranının hızla düşmesi, hava basıncının hızla artması ve hava sıcaklıklarının sabah veya akşam karanlığından önce düşmesi gibi fiziksel durumlar yer alır. Bazı insanlar, baharın gelişini kuşların ve bazı bitkilerin kendilerini hazırlamak için başladığı hareketler gibi böyle belirtileri göz ardı edebilir.

Kışın geldiğini göremeyecekleri için, Bahar'ın konuşmadığını söyleyenlerin kışın geldiğini göremeyeceği birkaç sebebi vardır. Birincisi, kış mevsiminde doğa, çoğu zaman korunaklı, donmuş ve sessiz durumda olur. Çok az hareket meydana gelir, çünkü bu mevsimde çevreye yağmur veya kar yağmaz. Ayrıca, kış sıcaklığı ya da hava durumu, çoğu zaman donuk, bulutlu ve bulutlu olur. İkincisi, Bahar'ın aktivitesi kış boyunca azalır, çünkü kışın sıcaklıklar belirli seviyelerin altına düşer. Bazı bölgelerde, kış sıcaklığı çok soğuk olacağı için Bahar orada konuşmaz. Son olarak, belirli bölgelerde güneş ışınları çok kısa sürelerde ve az miktarda oluştuğu için, orada Bahar daha az aktiftir ve bu da kışın geldiğinin görülmesini zorlaştırır.

.

Bahar, doğanın yeniden canlanması, çiçeklerin açması ve hayvanların göç edişi ile kendini gösteren mevsimdir. Konuşmak ise insanların iletişim kurabilmesi, düşüncelerini ifade edebilmesi için önemli bir araçtır. Baharın gelmesini göremeyenler, doğanın güzelliklerinden mahrum kalabilirler. Aynı şekilde, konuşmayan birisi ile iletişim kurmak da zordur. Bu nedenle, her ikisi de önemlidir ve birbirinden ayrılamazlar.