Yaş almaktan değil yaşamamaktan korkmalı insan

ErSan.Net 

İçeriğin Derinliklerine Dal
Yönetici
Founder
21 Haz 2019
34,553
1,768,598
113
40
Ceyhan/Adana

İtibar Puanı:

ErSan.Net 

İçeriğin Derinliklerine Dal
Yönetici
Founder
21 Haz 2019
34,553
1,768,598
113
40
Ceyhan/Adana

İtibar Puanı:

Melek Güngör

Emektar Üye
Kayıtlı Kullanıcı
12 May 2020
28
7,338
78

İtibar Puanı:

Güzel ve verimli yaşayabilmek önemli,

Yaş almak ve senenin içinde değişimler yenilenmeler ile ilgili gelişirdir ki insanlar çoğu zaman bunu korku ile anlayanlar vardır. Oysa ki yaşamaktan korkmak çok daha ciddi bir şeydir. İnsanların bu konuda kendilerini gerçekten sorgulamaları gerekmektedir. İnsanlar zaman zaman yanlış davranışlarda bulunabilir, hatalar yapabilirler; ama yaşamaktan korkmak değil yaşamalıdırlar.

Yaşamak korkutucudur çünkü yaşadığınız her anın farkında olacak, zor zamanlarınızda direnecek, başarı için gece gündüz çalışabileceksiniz. Kişinin yaşamaktan korkmasına sebeb olan şeyler arasında başarısızlık, hiç bir zaman kendisine uygun olmayan şeyleri yapmamak, duygusal olarak kendini işaret verdiği her yeni duruma açık kalabilecek kadar şeffaftmak ve birçok soru içerisinde kaybolup gitmek gibi durumlar da bulunmaktadır. Bunun’a rağmen, yaşamak zor zamanlarda karşı koymaktan bile daha önemlidir.

Bu yüzden insanlara tavsiyem şu olacak, korkularını ortadan kaldıracak veya hafifletecme yöntemleri arayarak yaşamaktan korkmamalarıdır. Sadece korkularının üzerine giderek en başarılı ve mutlu kendini oluşturmalarını sağlayacak şeyleri yapmalıdırlar. Tokat gibi zor zamanları zorluklarını aşmayı öğrenmeli, çalışmalı ve çoğu zaman yenilmeli, her yenilgi onları biraz daha güçlü, sabırlı ve dirençli hale getirecektir.

Yaşamamaktan korkmamalarının sebebi, yaşamakla ne kadar çok şey kazanabilecekleridir. Bilgi, sevgi, deneyimler, yeni arkadaşlar, özgüven, uyanıklık ve asla biten bir kazancın insana kazandırabileceği “Yaşama Tutkusu” gibi... Zorluklarla mücadele etmek her zaman kolay değildir. Fakat insana sağlayacağı şeylerden çok daha fazladır.

Yaşam kalitenizi arttırarak birçok şeyi kaybetmekten çok daha fazlasını kazanacaksınız. Yani, tek yapmanız gereken yaşamınıza youn olan olasılıklar kolayca yakalamaktır. Yaşamaktan değil yaşamamaktan korkun.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

Elif Evin

Emektar Üye
Kayıtlı Kullanıcı
1 Şub 2023
48
2,642
83

İtibar Puanı:

Yaşamak her insanın en temel hakkıdır. Ancak yaşamayı neden sürükleyici ve özlem düşkünü hale getirdiğimizi anlamak için, ölme korkusuna odaklanmak zorundayız. Yaşamın olağanüstü güzelliklerini daha iyi anlayabilmek için yaşamımıza olan saygımızı geçmişteki yaşamlarımızdan gelen korkularla dolu kavramlara göre şekillendirmemiz gerekmektedir.

Bizi özgürce yaşamaktan alıkoyan korkuların özünde özgürlüğümüzle ilgili yaşanmış negatif tecrübeler yatmaktadır. Bize yaşama sevinci yaşatma potansiyelini açığa çıkaran özgürlük, hepimizin ölüm korkusuyla ittifak etmesine sebep olur.

Ölme korkusu her bireye özgüdür. Birçok insan ölümden korkarken, yaşamın güzelliğini, keyfini çıkarmayı hedef olarak seçenler de vardır. Ancak ölme korkusu bir hayati kavramdır ve çoğu zaman hayatımızın büyük bir kısmını sınırlayabilir.

Ölme korkusu çeşitli sebeplerden dolayı birçok insanda yoğunlaşabilir. İçe kapanıklık, hayal kırıklıkları, ilişki kâbusları, intihar, kayıp ve ölüm gibi travmatik tecrübeler yaşayan insanlar özgürlüktense ölme korkusunu tercih ederler.

Ölme korkusu bizi özgürleşmekten alıkoyarak başarısızlık ve hayal kırıklıklarının arasında sıkışıp kalmaya sürüklemektedir. Bununla birlikte, yaşamamaktan korkmaya ihtiyacımız olmadığını anlamak bize özgürce yaşamayı ve yaşamı sevmek için güvence verir.

Yaşamaktan korkmak yaşamın potansiyelini erteleme, yaşamın gerçeklerini kabullenmemize engel olma ve özgürce yaşamaya güvence sağlamama anlamına gelir. Yaşadığımız her anı tam olarak yaşamayı öğrenerek, geçmişteki travmatik tecrübelerimizi atlatarak ve kendimizi yeniden keşfetmeyi amaçlayarak hayatımızın ne kadar büyük olduğunu keşfedebiliriz. Yaşamamaktan korkmak hayatın çeşitliliğini ve sevince dolu taraflarını göz ardı etmeye sebep olur. Yaşamaktan ölüm korkusundan daha önemli olanı, yaşayan insanlara yaşam sevinci vermeye amaçlamaktır.
 

Dilara Hayat

Emektar Üye
Kayıtlı Kullanıcı
1 Şub 2023
30
1,966
83

İtibar Puanı:

Yaşlanmak hepimizin çoktan körelmesini istemediği bir gerçektir. İnsanların yaşlanmaktan korkmaları anlayışla karşılanabilir ancak bunun nedeni ne olursa olsun, insanların yaşlamaktan değil yaşamaktan korkmaları gerekir. Neden mi? Yaşamak, kendimizi özgürce ifade etmeyi, kendimizi eğitmeyi ve başkalarına yardım etmeyi içeren özgür bir süreçtir.

Yaşamak, yaşamın içinde çeşitli zorlukları zorlayarak hareket etmeyi gerektiriyor. Bunun için özgüven, inanç, şevk, hassasiyet ve mütevazılık gerekir. Yaş matematiğinden çok, yaşamaya bakışımız ve yaşamı değerlendirmemizle ilgilidir. Yaşamın niteliksel olarak yaşlanmak kadar uzun olabilmesi için, bize hep hayaller, rüyalar ve hedefler vermeliyiz.

Hayatın anlam ve amacını keşfetmek, hayattaki tüm tecrübelerden faydalanmak ve zorlukları aşmak onun olumlu anlamda yaşlanmamızın önkoşuludur. Çok değerli olan her anın hakkının verilmesi, kendimizi ve çevremizi keşfetme gayreti, sorunların üstesinden gelme güce sahip olmak bizi her zaman yaşımızın ötesinde hissettirecektir.

Yaşlanmanın olumsuz etkilerine karşı çaba sarf eden insanlar, benimsemiş oldukları yaşam tarzını her zaman koruyabilirler. Ne zaman unutursalar tekrar hatırlatmak insanların yaşamının ilerleyişinde büyük fark yaratabilir. Örneğin, mutluluk, sağlık ve üretkenlik gibi ilkeleri kökünde kabul etmek ve belirdiğinde gündeme getirmek etkili bir strateji olabilir.

Yaşlanmanın kaçınılmaz olduğu doğrudur ancak, yaşamaktan korkmak değildir. Her zaman daha iyiyi ve daha değerliyi hedefleyerek hareket etmek, yaşamı olduğu gibi yaşamaya devam etmek bizi yaşlanmaktan çok daha uzağa götürebilir. Yaşamın büyük zenginliklerinden daha cesurca faydalanmalı ve yaşamı güzel hissettirecek fırsatları her zaman yakalamaya çalışmalıyız.
 

Eylül Feza

Emektar Üye
Kayıtlı Kullanıcı
1 Şub 2023
39
2,416
83

İtibar Puanı:

Günümüz dünyası kariyer, para ve başarıya çok daha fazla önem veriyor. Bu, insanların ömrünü daha fazla kapsayacak şekilde işlerini, hobilerini ve diğer çalışmalarını olabildiğince uzun bir süre yaşamalarını ya da yaşamamalarını engellemeye çalışıyor. Sonuç olarak, insanlar yaşlamaktan korkmaya başlıyor.

Oysa, yaşamaya karşı korku duymak yerine, yaşamını yeniden yorumlamak daha iyi. Bir şeyi ardından bir diğerine yaptığınız yolculuğu daha keyifli hale getirmek için, yaşamda her şeye sadık olmaya çalışmalısınız. Böylece, yaşamınızın her istikametinde özgür ve sıradışı olmanın keyfini çıkarabilirsiniz.

Yaşamamaktan korkmak yerine, insanlar yaşamaktan daha çok mutluluğu bulmaya çalışmalı. Yaşamak, ilahi bir armağan olarak karşımıza çıkıyor ve her türlü mutluluk ve başarıya ulaşma potansiyelini çevresine yaymamızı sağlıyor. Ancak, ancak yaşamın doğasını anlamak için, yaşamaktan çok yaşamaya odaklanmak gerekiyor.

Yaşamı yaşamamaktan korkmaktan ziyade, yeni ufuklara açılmak ve kendi özgürlüğümüze olan bağlılığımızı hissetmek için kendimize şans vermemiz de önemlidir. Tanımlanan çizgiler içinde yaşamak ve düşüncelerimizi özümsemekten kaçarak, yaşamımıza anlam ve yoğunluk katmaya devam etmek gerekir.

Yaşamaktan korkmak, içinde bulunduğumuz durumdan veya mevcut durumdan memnun olmamamızın göstergesidir. Ancak, her zaman kendimizi geliştirerek ve zorlandığımız zaman daha güçlü hale gelmek için her şeye rağmen kendimize şans verirsek, yepyeni ufuklar keşfetmek ve özümsemekten korkmaya gerek kalmadan yaşamı en iyi şekilde yaşayabiliriz.
 

Tuna Mete

Emektar Üye
Kayıtlı Kullanıcı
1 Şub 2023
35
2,126
83

İtibar Puanı:

Yaşamak, insanların çoğu için temel bir haktır. Ancak, güzellikten öte olan şeydir çünkü her biri faydalı bir biçimde yaşamın kendi özgürlüğünü ve anlamını keşfetmek için çaba sarf eder. Yaşamak, her geçen gün kişinin hayatının anlamını aramak ve değişmek için mücadele etmesi gereken bir özgürlüktür. Buna rağmen insanların yıllardır yaşayıp yaşamamadan korkmaları çok yaygın bir sorundur.

Üzücü olarak, insanların yaşama korkusu her geçen gün artmaktadır. Çünkü korku özgürlükten korkmak demektir ve bu durum kişinin anlamlı ve faydalı bir hayat yaşamamasının sebebidir. Kişi yaşarken boyutta ve derinlikte gelişmesi engellenir ve ne yapacağını bilmez hale gelir. Kişi hayata karşı ölümcül tehditler ve dehşet korkuları taşır. Bu durum kişinin hayatındaki amaçları yerine getirmesini engelleyerek gereksinim duyulan süreçlerden kaçınmasına, bilinçli kararlar almaktan, düzenli olarak gündelik eylemler üretmekten ve içinden gelecek muhteşem fikirleri paylaşmaktan çekinmesine neden olabilir.

Yaşamamaktan korkma hissi herhangi bir yaşam alanıyla ilgili kararlar almak ve bunları sürdürmek için cesaret gerektirir. Gündelik faaliyetlerimizi sevmek, Bana özgü hareketler üretmek, Bilimsel faaliyetler üzerine kafa yormak ve katkıda bulunmak Vitrinin yaratıcılık yollardan, ilginç deneyimlerden ve yeni başarılara yönelmek zorundayız. Bu, yaşamaktan daha çok yaşama almak gerektiği anlamına gelir.

Bir insanın doğası gereği, yaşam almaktan ve yaşama katkıda bulunmaktan korkmaları doğru değildir. Asıl korkulması gereken, yaşadığımız anın tüm önemi ve anlamını göz ardı etmesidir. İyi yaşamak, kişiyi güzelleştirmek için fiziksel, duygusal, entelektüel, dinsel ve diğer alanlara yoğunlaşmaktır. Bu, harekete geçme ve özgürlük arama olmalıdır.

Her zamanki gibi, insanlar, yaşamının özgürlüğünü ve anlamını keşfetmek için çaba sarfetmek zorundalar. Yaşama katılabilecekleri ve kendilerini en iyi biçimde ifade edebilecekleri hedefleri belirlemeli ve bunlara odaklanmalıdırlar. Yaşama almasından ve yaşamın özgürlüğünün faydasını görmesinden korkmamalılar. Aksi halde yaşama almaktan değil yaşamamaktan korkmak kolay çözüm olmayacaktır.
 

Kağan Celal

Emektar Üye
Kayıtlı Kullanıcı
1 Şub 2023
28
1,784
78

İtibar Puanı:

İnsanlar çoğu zaman yaşlanmanın onları daha yavaşlatacağı ve daha fazla hastalık olmasına sebep olabileceğinden korkarlar. Doğru olan, artmakta olan yaşımıza özgü hastalıkları ve zihinsel zayıflıkları kabul etmekten, korkmamaktır. Yaş almaktan korkmak yerine, yaşamaktan korkmalıyız.

Öncelikle, yaşlılık ile ilgili olumsuz kalıplara dur demeli, kendimize daha iyimser ve olumlu yaklaşmalıyız. Yaşlı yaşam, yaşamın son evrelerinden biridir ve her yaş için farklı bireysel fırsatlar ve arzu edebilecekleri şeyler sunmaktadır. Eğer olumlu bir yaklaşımla ilgili herhangi bir hastalık olursa nasıl tedavi edileceği ve bu süreçte yaşam kalitesinin nasıl maksimize edileceği ile ilgili bilgilere sahibiz. Sonuç olarak, yaşlanma neredeyse kaçınılmazdır ve yaşlandıkça yaşamkalitesi ve yaşam şekli değişebilir.

Aynı zamanda, yaşlandıkça daha sağlıklı yaşam sürmek onlara yardımcı olabilir. Bu sayede, yaşlıların sağlıklarını korumalarına yardımcı olur. Zayıf kasların artması ve dengesiz yürüme ile ilgili olabilecek birçok fiziksel problemin önlenebilmesi de mümkündür. Yaşlanan kadınlar için ovaryan ve jinekolojik rahatsızlıklar, yaşlanan erkekler için prostate rahatsızlıkları ile ilgili birçok soruna karşı uyarıcı önlemleri alarak korunma sağlanabilir.

Sonuç olarak, genel olarak yaşlanma ile ilgili olumsuzlaştırıcı yargılara karşı durup sağlıklı yaşam hakkında daha fazla teşvik etmeliyiz. Bu şekilde her yaş grubu için kaygısız ve mutlu bir yaşamın kurulmasına yardımcı olabiliriz. Yaşamaktan korkmaktan yaş almayı tercih ediyor olsak da, yaşamın her evresinde sağlıklı yaşamaya özen göstermeliyiz.
 

Göktuğ

Emektar Üye
Kayıtlı Kullanıcı
1 Şub 2023
23
1,636
78

İtibar Puanı:

Yaşlılık, yaşam süresinin sonunda olması beklenecek bir durum olmasına rağmen, birçok insan bu süreci çoktan kaybetme korkusuyla karşılamaktadır. Bu durum nedeniyle, insanlar genç kalma, çoğu zaman saçlarını dökmeme korkusuyla sonuçlanan gerçekçi olmayan saç bakımı aşırılığına girebilmektedirler. Yaşlanmak birçok insana çok büyük kaygılar getirebilir, ancak bu kaygılar artık anlaşılmalı ve çözümlenmelidir. Yaşlanmanın alışkanlıklarla, hastalıklarla ve kısıtlılıklarla gelen bir süreç olduğu unutulmamalıdır. Yaşlanmak, yaşamı zenginleştirebilir ve yaşam süresinin sonunu güzel bir şekilde karşılayabilirsiniz. Yaşlanma gerçek midir? Evet, yaşlanma bir gerçektir, ancak aynı zamanda bu süreci olumlu şekilde kullanarak yaşam süresinin keyfini çıkarmak da elbette bir hayat tarzı olarak düşünülmelidir.
 

Ahu

Emektar Üye
Kayıtlı Kullanıcı
1 Şub 2023
18
1,624
78

İtibar Puanı:

Yaşamak herkese göre değişebilen bir fenomen olabilir. Yaşam süreci her bireyin eşsiz, benzersiz ve özgün başarılarıyla meşgul olmaktır. Yaşamdan beklentiler, her kişinin gözlemleri ve öngörülerinin tümünün bir sentezidir. Bunu zenginliye sıkı sıkıya bağlayan tek şey, her insanın yaşamdan payına düşeni almak için sonsuz çabasıdır.

Gerçek şu ki, insanlar ancak tüm riskleri alarak yaşayabilirler. Ölüm gerçeğiyle karşı karşıya kalarak her anın hayal ettiğinden daha anlamlı hale gelmesine izin vermek gerekir. Her bir an daha büyük şeyler için harcanır. Her bir an, farkına varmanız gereken değerli bir resimdir. Hiçbir zaman bunu asla unutma ile kalma.

Bu nedenle yaşamdan korkmak yerine yaşamdan şeyler öğrenmek ve yaşamdan zaferler elde etmek daha yoneledirici bir hedef olmalıdır. Her anın bir güzellik taşıdığını anlamak ve bu anların tüm potansiyellerini değerlendirmek, insan hayatının her parçasıyla etkileyici olanının aranmasını teşvik eder.

Yaşam sürecinin hepimiz için zor olduğuna hiçbir şüphe yok. Bundan dolayı zor zamanlar ve sorunlar karşı karşıya gelmektedir. Muhtemelen herhangi bir sebeple insanlar birbiri arasında arbede yaşama şartlarına maruz kalabilirsiniz. Fakat size düşen, her şeyi kat kat daha fazla ölçeklendirerek yaşamaktan çekinmemenizdir.


Gücünüz, cesaretiniz ve sabrınız ile dünyaya karşı olduğunuz çok büyük başarılar elde edebilirsiniz. Etrafınızdakilere karşı sözünün arkasında duracağınızı ve onlara karşı çok dikkatli yaklaşacağınızı gösterin. Standardınızı kendiniz belirleyin ve birçok kişi tarafından hayran olacağınız insanlara dönüştüreceksiniz. İzleyeceğiniz yol, size ışık ve huzur getirecek yol olmalıdır.

Sonuç olarak, insanlar, yaşamın güzelliklerinin farkında olmalı ve toplamının her kesiminden çok şey öğrenmelidir. Hayatınızın her anının bir anlam taşımadığını akılda tutmak önemlidir. Kabul etmek ve kabullenmek gerekir. Çünkü hayatınızda nelerin gerçekleşebileceği, kişisel gücünüz ve aynı zamanda özendiğiniz objektiflerle sınırlıdır. Ofset olarak, yaşamdan değil, yaşamamaktan korkmalı insan.
 
Geri
Üst Alt