Avrupa Birliği (AB), iklim değişikliği ile mücadele konusunda dünya genelinde en etkili politikalara sahip olan bir örgüttür. AB'nin iklim değişikliği politikası, sürdürülebilirlik ve çevre koruması odaklıdır ve düşük karbon salımı hedeflerine yöneliktir.
AB, 2015 Paris Anlaşması'nın önemli bir destekçisi olarak, küresel ısınmayı 2 derecenin altında tutma hedefine bağlıdır. AB Komisyonu, bu hedefe ulaşmak için bir dizi politika ve önlemi hayata geçirmektedir. İlk olarak, AB'nin iklim politikalarının temel taşı olan "İklim ve Enerji Çerçeve Stratejisi" ile karbon salımının azaltılması, yenilenebilir enerji kullanımının artırılması ve enerji verimliliğinin iyileştirilmesi hedeflenmektedir.
AB, önemli bir karbon salım azaltma hedefi belirlemiştir. 1990 yılına göre 2030 yılına kadar en az yüzde 40 oranında sera gazı salımını azaltma taahhüdünde bulunmuştur. Ayrıca, AB'nin 2050 yılında tamamen karbonsuz bir ekonomiye ulaşma hedefi bulunmaktadır. Bu amaçla, enerji verimliliğini artırmak, yenilenebilir enerji kaynaklarını teşvik etmek ve fosil yakıtlara olan bağımlılığı azaltmak gibi bir dizi politika uygulanmaktadır.
AB ayrıca iklim değişikliği politikalarıyla yeşil ekonomiyi desteklemekte ve ekonomik büyüme ile çevre korumasını bir arada yürütmeyi hedeflemektedir. Bu bağlamda, AB tarafından finanse edilen "Yeşil Yeni Anlaşma" girişimi, düşük karbonlu ve sürdürülebilir yatırımların teşvik edilmesine yönelik önemli adımları içermektedir.
AB, ayrıca yoğun karbon salımı olan sektörlere yönelik düzenlemeler ve ambalaj atıklarının azaltılması gibi politikalarla da iklim değişikliğiyle mücadele etmektedir. AB, sektörlerdeki emisyonları azaltmak için karbon piyasası mekanizması olan ETS'yi de uygulamaktadır. Bu sisteme tabi olan kuruluşlar, emisyon izinlerini almak ve satmak için birbirleriyle rekabet etmektedir.
Sonuç olarak, AB'nin iklim değişikliği politikası, düşük karbon salımı hedeflerine yönelik kapsamlı önlemler ve politikalar içermektedir. AB, Paris Anlaşması'nın hedeflerini gerçekleştirmek için liderlik rolü üstlenmiş ve dünya genelinde iklim değişikliğiyle mücadelede örnek bir model olmuştur. Bu politikaların uygulanmasıyla, AB'nin çevre koruması ve sürdürülebilirlik konularındaki öncülüğü devam edecek ve gelecek nesillerin daha temiz bir dünyada yaşama umudu sağlanacaktır.
AB, 2015 Paris Anlaşması'nın önemli bir destekçisi olarak, küresel ısınmayı 2 derecenin altında tutma hedefine bağlıdır. AB Komisyonu, bu hedefe ulaşmak için bir dizi politika ve önlemi hayata geçirmektedir. İlk olarak, AB'nin iklim politikalarının temel taşı olan "İklim ve Enerji Çerçeve Stratejisi" ile karbon salımının azaltılması, yenilenebilir enerji kullanımının artırılması ve enerji verimliliğinin iyileştirilmesi hedeflenmektedir.
AB, önemli bir karbon salım azaltma hedefi belirlemiştir. 1990 yılına göre 2030 yılına kadar en az yüzde 40 oranında sera gazı salımını azaltma taahhüdünde bulunmuştur. Ayrıca, AB'nin 2050 yılında tamamen karbonsuz bir ekonomiye ulaşma hedefi bulunmaktadır. Bu amaçla, enerji verimliliğini artırmak, yenilenebilir enerji kaynaklarını teşvik etmek ve fosil yakıtlara olan bağımlılığı azaltmak gibi bir dizi politika uygulanmaktadır.
AB ayrıca iklim değişikliği politikalarıyla yeşil ekonomiyi desteklemekte ve ekonomik büyüme ile çevre korumasını bir arada yürütmeyi hedeflemektedir. Bu bağlamda, AB tarafından finanse edilen "Yeşil Yeni Anlaşma" girişimi, düşük karbonlu ve sürdürülebilir yatırımların teşvik edilmesine yönelik önemli adımları içermektedir.
AB, ayrıca yoğun karbon salımı olan sektörlere yönelik düzenlemeler ve ambalaj atıklarının azaltılması gibi politikalarla da iklim değişikliğiyle mücadele etmektedir. AB, sektörlerdeki emisyonları azaltmak için karbon piyasası mekanizması olan ETS'yi de uygulamaktadır. Bu sisteme tabi olan kuruluşlar, emisyon izinlerini almak ve satmak için birbirleriyle rekabet etmektedir.
Sonuç olarak, AB'nin iklim değişikliği politikası, düşük karbon salımı hedeflerine yönelik kapsamlı önlemler ve politikalar içermektedir. AB, Paris Anlaşması'nın hedeflerini gerçekleştirmek için liderlik rolü üstlenmiş ve dünya genelinde iklim değişikliğiyle mücadelede örnek bir model olmuştur. Bu politikaların uygulanmasıyla, AB'nin çevre koruması ve sürdürülebilirlik konularındaki öncülüğü devam edecek ve gelecek nesillerin daha temiz bir dünyada yaşama umudu sağlanacaktır.