Aydınlanma Döneminde Bilim ve Din Arasındaki Gerilim Nasıl Şekillenmiştir?

Paylaşımı Faydalı Buldunuz mu?

  • Evet

    Oy: 74 100.0%
  • Hayır

    Oy: 0 0.0%

  • Kullanılan toplam oy
    74

ErSan.Net 

İçeriğin Derinliklerine Dal
Yönetici
Founder
21 Haz 2019
34,557
1,768,599
113
41
Ceyhan/Adana

İtibar Puanı:

Aydınlanma çağı, insanlık tarihinde bilim ve akıl doğrultusunda birçok yeniliğin yaşandığı bir dönem olarak bilinir. Ancak bu dönemde, bilim ve din arasındaki gerilim de oldukça belirgin bir şekilde yaşanmıştır. Özellikle Kilise'nin otoritesinin azalmaya başlamasıyla beraber, bilimsel düşüncenin yaygınlaşması ve desteklenmesi, dinin gücünü sarsmıştır.

O zamanlarda, dünya hakkında farklı düşüncelere sahip bilim insanları ve din adamları arasında çatışmalar yaşanmıştır. Kilise, bilimsel keşifleri ve teorileri tehdit olarak gördüğü için, bazı bilim insanları hapsedilmiş veya idam edilmiştir. Ancak ne kadar baskı kurulursa kurulsun, Aydınlanma Dönemi'nde bilimsel keşiflerin ve düşüncelerin yayılması önlenememiştir.

Aydınlanma Dönemi'nde bilimin yükselişi, dinin otoritesine karşı bir meydan okuma olarak görülmüştür. Bilim insanları, doğa kanunlarını açıklamaya çalışırken din adamları da inançlarını korumak için direnç göstermiştir. Ancak sonuçta, bilimsel düşünceler yaygınlaşırken, dinin otoritesi azalmıştır. Böylece, insanlar daha özgür bir şekilde düşünmeye ve inanmaya başlamışlardır.

Aydınlanma Dönemi'nde yaşanan bu gerilim, günümüzde de hala tartışılmaktadır. Bilimin nerede başlayıp, dinin nerede sonlandığı konusunda herkes farklı düşüncelere sahiptir. Ancak Aydınlanma Dönemi, insanlığın bilimsel düşünceyi ve akıl yürütmeyi benimsemesi açısından oldukça önemlidir.

Sonuç olarak, Aydınlanma Dönemi'nde bilim ve din arasında yaşanan gerilim, özgür düşüncenin gelişmesine katkıda bulunmuştur. Bilimsel düşüncelerin yayılması, dinin otoritesini azaltmış ve insanların kendilerini daha özgürce ifade etmelerine olanak sağlamıştır. Bu dönem, insanlık tarihinin en önemli dönemlerinden biridir ve günümüzde de hala etkileri hissedilmektedir.
 

MT 

Keşfetmek İçin İçeriği Oku
Moderator
Kayıtlı Kullanıcı
30 Kas 2019
29,151
673,379
113

İtibar Puanı:

Ayrıca, Aydınlanma Dönemi'nde bilim ve din arasındaki gerilim sadece din adamları ve bilim insanları arasında yaşanmamıştır. Halk arasında da sözlü ve yazılı iletişim yoluyla tartışmalar yaşanmıştır. Aydınlanma hareketinin yaygınlaşmasıyla birlikte, halk da bilim ve akıl doğrultusunda düşünmeye başlamıştır. Bunun sonucunda, halkın bilincinde dinin otoritesi azalmaya başlamıştır.

Bu dönemde yaşanan gerilim, aynı zamanda bilimde ve felsefede gelişmelere de yol açmıştır. Rasyonalizm, empirizm gibi filozofik akımlarla beraber, bilimsel yöntemler daha da geliştirilmiş ve uygulanmıştır. Medeniyette endüstri devrimi ve sanayi devrimi yaşanmıştır. Böylece bilimin hayatımıza entegre olduğu bir çağ başlamıştır.

Günümüzde bilim ve din arasındaki çekişme devam etmekle birlikte, her iki alanda da ilerlemeler sağlanmıştır. Bilim ve teknoloji alanında yaşanan gelişmeler sayesinde dünya daha iyi bir yere doğru gitmektedir. Din de insanların manevi ihtiyaçlarını karşılamada önemli bir yere sahiptir.

Ancak unutulmamalıdır ki, bilim ve din arasında ayrım yapmak yerine uyumlu bir şekilde birlikte kullanmak çok daha faydalı sonuçlar doğurabilir. Bilim, doğadaki olayları açıklarken din de insanların manevi hayatını destekleyebilir. Dolayısıyla, Aydınlanma Dönemi'nde yaşanan gerilim sayesinde özgür düşüncenin gelişmesi, insanlık tarihi için oldukça önemlidir. Ancak bu gerilimden çıkacak en faydalı sonuç, bilim ve dinin uyumlu bir şekilde birlikte kullanılmasıdır.
 

Dilan Pek

Emektar Üye
Kayıtlı Kullanıcı
17 Şub 2021
21
1,299
78

İtibar Puanı:

Aydınlanma Dönemi, insanların doğal dünyayı ve sosyal dünyayı anlama şekillerinde köklü değişimler getirdi. Bu dönemde bilim ve din arasında gerilim oldukça belirgindi.

Bilim insanları, doğanın bir bütün olarak incelenebileceğini ve bu yolla doğanın sürekli bir şekilde keşfedilebileceğini savundular. Din adamları ise doğanın sadece Tanrı'nın iradesiyle anlaşılabileceğini ve Tanrı'nın yaratılışının sırrını açıklayabileceğini düşündüler.

Bilim insanları, istatistiksel veriler ve gözlemlerle desteklenen bilimsel yöntemleri kullanmak yerine, din adamları tarafından sunulan dogmatik bilgiye dayanan bir anlayıştan uzaklaşmaya başladılar. Bu süreçte, din adamları özellikle Galileo ya da Copernicus gibi bilim insanlarının keşiflerine şiddetle karşı koydular.

Aydınlanma döneminde yaşamış olan düşünürler, tanrıya inançlarını korumakla birlikte, tanrının insan aklını kullanarak anlaşılıp sorgulanması gerektiğini belirten yeni felsefi yaklaşımlar geliştirdiler. Bu düşünürler, Tanrı'nın doğanın içinde olduğu fikrinin gelişmesine de öncülük ettiler.

Sonuç olarak, Aydınlanma Dönemi'nde bilim ve din arasında tartışmalar ve gerilimler vardı. Ancak, bugün de bilim ve din arasında benzer tartışmalar hala devam ediyor.
 

MarulMakyaj

Emektar Üye
Kayıtlı Kullanıcı
16 Haz 2023
83
1,583
83

İtibar Puanı:

Aydınlanma dönemi, 17. ve 18. yüzyıllarda Avrupa'da ortaya çıkan bir akımdır. Bu dönemde, bilim ve din arasında büyük bir gerilim yaşandı. Bu gerilim, kilise ve diğer dini kurumların dogmatizm ve baskısının, bilimsel araştırmaları ve düşünceleri engellemesi nedeniyle ortaya çıkmıştır.

Aydınlanma döneminde bilim adamları, doğa yasalarını keşfetmek ve açıklamak amacıyla deneyler yapmaya ve gözlem yapmaya başladılar. Ancak bu araştırmalar kilise tarafından sık sık eleştirildi ve bilim adamları hakkında engellemeler yapıldı. Kilise, kendi dogmalarının evrensel gerçeklik olduğunu savunarak bilimsel keşifleri reddetti.

Özellikle Galileo Galilei'nin Kilise tarafından yargılanmış olması, bilim ve din arasındaki gerilimi arttırdı. Galileo, dünya merkezli evren modelini reddederek Güneş merkezli evren modelini savunmuştu. Ancak Kilise, bu fikri sapkınlık olarak nitelendirdi ve Galileo'yu yargılamak zorunda kaldı.

Aydınlanma dönemi filozofları, bilimi ve akıl yürütme sürecini insanların yaşamlarında daha önemli hale getirdiler. Bu nedenle, din ve dogmatizm karşısında akıl yürütmenin özgürlüğü için mücadele ettiler.

Sonuç olarak Aydınlanma dönemi, bilim ve din arasındaki ilişkiyi sorgulayan, bilimsel yöntemleri kabul eden ve akıl yürütmenin önemini vurgulayan bir dönemdir. Ancak bilim ve din arasındaki gerilim, günümüze kadar sürmekte ve tartışılmaktadır.
 

Erna89

Bronz Üye
Kayıtlı Kullanıcı
15 Haz 2023
38
59
18

İtibar Puanı:

Aydınlanma dönemi, insanların akılcılığa ve bilimsel düşünceye dayalı bir dünya görüşünü benimsedikleri ve dogmatik inançların sorgulanmaya başlandığı bir dönemdir. Bu dönemde bilim ve din arasında bir gerilim oluşmasının temelinde, bilimin doğaya ve gerçeklere dayalı bir yaklaşımı benimsemesi ve dogmatik din anlayışlarının bilimsel kanıtlarla çatışması yatmaktadır.

Aydınlanma dönemi düşünürleri, insan aklının kullanılması ve rasyonalite önemli bir yer tutmuştur. Bilimde kullanılan doğa kanunları ve mantıksal düşünce, gerçekleri araştırmak ve açıklamak için kullanılan en temel araçlardır. Bu dönemde bilim, evrenin mekanik bir şekilde işlediğini iddia etmiş ve dinin tanrısal müdahale ve ceza öğretilerini eleştirmiştir.

Din ise geleneksel olarak inanç ve ritüellere dayanan bir alan olarak kabul edilir. Dogmatik din anlayışlarına göre, dini doğrular tartışılamaz ve sorgulanamazdı. Bu dogmalara bağlılık ve bilimsel kanıtlara karşı gelen bir duruş, bilim ve din arasında gerilime neden olmuştur.

Aydınlanma dönemi düşünürleri, bilimsel yöntemle elde edilen kanıtların gerçeklere dayandığına ve dinin aksine evrenin mekanik bir şekilde işlediğine inandıkları için, dinin kör bir inanca dayanmasını eleştirmişlerdir. Bilimin doğrularını ve mantıksal süreçlerini önemseyen Aydınlanma düşünürleri için, bilim ve din arasında bir çatışma söz konusu olmuştur ve bu da gerilimi artırmıştır.

Bu gerilim sonucunda Aydınlanma dönemi düşünürleri, bilimi dinin üstüne koymuş, akılcılığı ve evrensel doğruları savunmuşlardır. Bu dönemde bilimin insanlığın gelişimi için daha uygun bir yol olduğuna inanılmış ve bilimin otoritesi artmıştır. Bu nedenle, bilim ve din arasındaki gerilim, Aydınlanma döneminde bilimin üstünlüğüne dair tartışmalarla şekillenmiştir.

Bu gerilim, bilim ve dinin farklı amaçlara hizmet ettiği düşüncesi etrafında da şekillenmiştir. Bilimin amacı, doğru ve gerçek bilgiyi elde etmek ve insanlığın bilgisini geliştirmektir. Din ise insanların inançlarını, manevi ihtiyaçlarını ve ahlaki değerlerini tatmin etmeyi amaçlar. Bu farklı amaçların çatışması da bilim ve din arasında gerilime sebep olmuştur.

Sonuç olarak, Aydınlanma döneminde bilim ve din arasındaki gerilim, bilimin akılcı ve kanıta dayalı bir yaklaşım benimsediği ve dogmatik din anlayışlarının eleştirildiği bir dönemde şekillenmiştir. Bu gerilim, bilimsel düşüncenin ve akılcılığın ön plana çıktığı, dogmalara karşı sorgulayıcı bir tutumun benimsendiği bir döneme denk gelmektedir.
 

InnerPeaceDoc

Aktif Üye
Kayıtlı Kullanıcı
8 Haz 2023
20
117
28

İtibar Puanı:

Aydınlanma dönemi, 17. ve 18. yüzyıllarda Avrupa'da gerçekleşen bir entelektüel harekettir. Bu dönemde bilim ve din arasındaki gerilim, yeni bilimsel fikirlerin ve düşüncelerin ortaya çıkmasıyla artmıştır.

Aydınlanma dönemi bilim adamları, akılcılığın ve doğa bilimlerinin öneminin vurgulandığı bir dönemdi. Bu dönemde, bilimsel düşünce ve deneyler, aydınlanmanın temelini oluşturan yeni bir dünya görüşünün merkezine yerleştirildi. Bunun sonucunda, Aydınlanma düşünürleri, dogmaların ve dini otoritenin yerine akılcılık ve bireysel düşüncenin geçmesi gerektiğini savundular.

Bu düşünceler, dini otoriteye meydan okuyarak gerilime neden oldu. Aydınlanma dönemi bilim adamları, evrenin doğal yasaları tarafından yönetildiğini savunan Newton ve Kant gibi düşünürlerin fikirlerini benimsiyorlardı. Bu yaklaşım, dini açıklamaların ve mucize anlatılarının yerine bilimsel açıklamaları getirdiği için dini metinlerin otoritesini sorguladı.

Buna ek olarak, Aydınlanma düşünürleri, mantıklı ve sorgulayıcı bir zihniyetin teşvik edilmesi gerektiğini düşündüler. Bu, dini dogmalara bağlılığı sorgulamak ve eleştirmek anlamına geliyordu. Örneğin, Fransız filozof Voltaire gibi düşünürler, kilisenin ve dini otoritenin sömürücü ve dogmatik olduğunu iddia ederek eleştirdiler.

Bu durum, bilimsel düşüncenin gelişmesiyle birlikte dinin otoritesinin zayıflamasına yol açtı. Aydınlanma döneminden itibaren, bilimsel düşünce ve seküler fikirler hızla yayılmaya başladı ve dini otoritelerle çatışmaya girdi.

Ancak Aydınlanma dönemindeki bilim-din gerilimi, tamamen birdenbire ortaya çıkan bir ayrışma değildi. Birçok bilim adamı, dini inançlarını korumak ve bilimsel düşünceleriyle uzlaştırmak için çaba sarf etti. Örneğin Galileo Galilei, Kilise ile olan tartışmalı ilişkisine rağmen, bilimsel çalışmalarını dinle uyumlu hale getirmeye çalışan biriydi.

Sonuç olarak, Aydınlanma dönemi bilim ve din arasındaki gerilimin arttığı bir dönemdir. Bilimsel düşüncenin yükselişi, dini dogmaların sorgulanmasına ve otoritenin zayıflamasına yol açtı. Ancak, bazı bilim adamları dini inançlarını korumak için çaba sarf etti ve bilim-din ilişkisinde uzlaşma sağlamaya çalıştılar.
 

DuyguDüşleri

Bronz Üye
Kayıtlı Kullanıcı
8 Haz 2023
20
97
13

İtibar Puanı:

Aydınlanma Dönemi (17. ve 18. yüzyıl), rasyonalite, özgürlük, akıl ve bilimin önem kazandığı bir dönemdir. Bu dönemde, bilim ve din arasındaki gerilim, bilimsel düşüncenin yayılmasıyla birlikte şekillenmiştir.

Aydınlanma Dönemi'nde bilim, gözlem ve deneylere dayalı olarak gerçeği araştırmayı hedeflemiştir. Akıl ve bilimsel yöntemlere dayanan bu düşünce tarzı, dini otoriter düşünceyi tartışmaya açmış ve kilisenin egemenliğine meydan okumuştur. Aydınlar, bilimsel bilgiye dayanarak dünyayı anlamaya ve açıklamaya çalışmışlardır.

Ancak bu durum, dinin gücünü ve otoritesini sarsmış ve dinî kurumlarla bilimsel düşüncenin çatışmasına yol açmıştır. Özellikle, kilise, doğaüstü inançlarıyla ilgili tartışmalara karşı çıkmıştır. Aydınlanma düşünürleri, doğaüstü fenomenleri inkar etmiş ve bunların yerine doğa yasalarını keşfetmek ve anlamak gerektiğini savunmuşlardır.

Bu süreçte, ünlü Galileo Galilei davası önemli bir olaydır. Galilei, Kilise'nin Dünya'nın merkezde olduğu görüşünü benimsediği ve bunu savunan kilise otoritesine meydan okuduğu için yargılanmıştır. Bu dava, bilimsel düşünceyi Kilise'ye karşı ifade etmenin zorluklarını gösterirken, Aydınlanma düşünürleri arasında bilim ve din arasında keskin bir ayrım oluşturmuştur.

Aydınlanma Dönemi'nde bilim, doğaüstü olaylara dayanan inançları reddetmiştir. Bunun sonucunda, dinî inançlar ve kilisenin otoritesi sorgulanmış ve bazı aydınlanmacılar ateist veya agnostik görüşleri benimsemiştir. Bununla birlikte, bazı aydınlanmacılar da dini, ahlaki değerler ve etik sistemlerin temeli olarak görmüş ve bilimi dinden ayrı düşünmemiştir. Din ve bilim arasındaki gerilim, farklı fikirlerin ve tartışmaların ortaya çıkmasına neden olmuştur.

Sonuç olarak, Aydınlanma Dönemi'nde bilim ve din arasındaki gerilim, bilim ve akıl temelli düşüncenin kilise otoritesine ve doğaüstü inançlara karşı çıkmasıyla şekillenmiştir. Bu gerilim, dini otoritenin sarsılmasına yol açmış ve bazı aydınlanmacılar tarafından ateizm veya agnostisizm gibi görüşlere yönlendirmiştir. Bununla birlikte, bazı aydınlanmacılar da dini etik değerlerin bir temel olarak kabul edilmesi gerektiğini savunmuştur. Bu süreç, bilim ve din arasındaki ilişkinin tartışılmaya açılmasını sağlamış ve modern çağda bu tartışmaların devam etmesine yol açmıştır.
 

Çiçek Demir

Diomond Üye
Kayıtlı Kullanıcı
9 Haz 2023
48
346
53

İtibar Puanı:

Aydınlanma dönemi, 17. ve 18. yüzyıllarda Avrupa'da gerçekleşen bir entelektüel harekettir. Bu dönemde bilim ve din arasında önemli bir gerilim yaşanmıştır. Aydınlanma filozofları, bilimsel yöntemin ve akıl yürütmenin önemini vurgulayarak dini otoriteyi sorgulamışlardır.

Bu dönemde bilim ve din arasındaki gerilimin şekillenmesinde birkaç etmen etkili olmuştur:

1. Bilimsel Keşifler ve Felsefi Yenilikler: Aydınlanma döneminde bilimde büyük ilerlemeler kaydedilmiş, bilimsel keşifler yapılmış ve yeni felsefi teoriler ortaya atılmıştır. Bu durum, bilim ve din arasındaki çelişkileri ortaya koymuş ve insanların daha çok bilime ve akla güvenmesine yol açmıştır.

2. Reform Hareketleri: Aydınlanma dönemi, kiliseye yönelik eleştirilerin arttığı bir dönemdir. Kiliseye karşı reform hareketleri başlatılmış ve kilisenin otoritesi sorgulanmıştır. Bu durum, bilimin dinin otoritesine meydan okumasını kolaylaştırmıştır.

3. Laikleşme Süreci: Aydınlanma dönemi, toplumda dinin etkisinin azaldığı bir dönemdir. Laikleşme süreci başlamış, aydınlar dinin siyasi ve toplumsal alandaki etkisini sınırlamayı hedeflemişlerdir. Bu süreç, bilim ve din arasındaki gerilimin artmasına katkıda bulunmuştur.

4. Yeni Düşünce Akımları: Aydınlanma dönemi, rasyonalizm ve empirizm gibi yeni düşünce akımlarının ortaya çıktığı bir dönemdir. Bu düşünce akımları, bilimsel yöntem ve mantık üzerinden bilgiye ulaşılması gerektiğini savunmuşlardır. Bu da dinin dogmatik yapılarının sorgulanmasına ve gerilimin artmasına neden olmuştur.

Bütün bu etmenler, Aydınlanma döneminde bilim ve din arasındaki gerilimi şekillendirmiştir. Aydınlanma filozofları, bilimin ve akıl yürütmenin önemini vurgulayarak dini otoriteyi sorgulamış ve dinin yerine bilimi koymuşlardır. Bu durum, dini otoritenin zayıflamasına ve toplumda bilimsel düşüncenin ön plana çıkmasına yol açmıştır.
 

KoruyucuMelek

Bronz Üye
Kayıtlı Kullanıcı
8 Haz 2023
30
82
18

İtibar Puanı:

Aydınlanma dönemi, 17. ve 18. yüzyıllarda Batı Avrupa'da ortaya çıkan bir düşünce ve kültürel harekettir. Bu dönemde, insanlar bilimin ve akıl yürütmenin rehberliğinde gerçekleri keşfetme ve anlama arzusuyla hareket ettiler. Aydınlanma düşünürleri, bilim ve akıl yoluyla insanlığın sorunlarına çözüm bulabileceğine ve gelişebileceğine inanıyorlardı.

Ancak, bu dönemde bilimin yükselişi, dini otoritelerle çatışmaya yol açtı. Kilise ve dini figürler, bilimin dinsel inançları sorgulayabileceğini ve sarsabileceğini düşünerek tehdit olarak görmeye başladılar. Bilim insanları, bireysel düşünce ve araştırma özgürlüğüne vurgu yaparken, kilise otoriteleri, dogmalarını sorgulamaya çalışanların dinden sapma olarak görüldüğünü savundular.

Özellikle, Galileo Galilei'nin yer merkezcilik kavramını reddettiği ve dünyanın Güneş etrafında döndüğünü savunduğu Copernican sistemini desteklemesi, Din-Bilim gerilimi açısından önemli bir olaydır. Bu durum, kilisenin düşüncelerini ve inançlarını tehdit ettiği iddiasıyla Galileo'yu dinsel inançlarına karşı gelmekle suçladığı bir skandala dönüştü.

Bunun yanı sıra, Aydınlanma düşünürlerinin dine olan eleştirileri de gerilimi artırmıştır. İlaveten, bilim ve akıl yürütme yoluyla aydınlanmanın hedeflediği rasyonel ve mantıksal düşünce, kilise otoriteleri tarafından dinsel dogmalara tehdit olarak algılandı.

Ancak Aydınlanma dönemi, bilimin ve akıl yürütmenin gücü ve etkisi karşısında dinin otoritesini güçlendirmek yerine zayıflattı. Bilim ve aydınlanma fikirleri, toplumun dini otoritelerden bağımsız bir şekilde düşünme ve sorgulayabilme yeteneğini artırdı. Bu süreçte, dinin ve bilimin yerini alma veya onları tamamen yok etme çabası da pek görülmedi. Daha çok, bilimin ve dinin farklı alanlarda faaliyet gösteren farklı otoriteler olduğu kabul edildi ve bilimsel yöntemlerin dini inançlarla çatışmasına engel olacak bir denge kurulmaya çalışıldı.

Sonuç olarak, Aydınlanma dönemi bilim ve din arasındaki gerilimi artırdı. Bilimin yükselişi ve akıl yürütmenin değerinin vurgulanması, dini otoriteleri tehdit etti. Ancak Aydınlanma, toplumda bireysel düşünme ve araştırma özgürlüğünü artırdı ve dinin otoritesini zayıflattı. Bu dönemde, bilim ve din arasında keskin bir ayrım yapma çabası yerine denge aranmıştır.
 
Geri
Üst Alt