Depresyonun Nedenleri Nelerdir ve Kimler Risk Altındadır?

Depresyonun nedenleri karmaşık ve çeşitlidir ve tek bir nedeni yoktur. Genellikle, depresyonun birçok faktörün bir araya gelmesi sonucu ortaya çıktığı düşünülmektedir. Bu faktörler arasında biyolojik, genetik, çevresel ve psikolojik faktörler yer alabilir.

Biyolojik faktörler: Depresyon, beyindeki nörotransmitterlerin dengesizliğiyle ilişkilendirilir. Serotonin, dopamin ve noradrenalin gibi nörotransmitterlerin düzgün çalışmaması depresyonu tetikleyebilir.

Genetik faktörler: Ailede depresyon öyküsü olan kişilerde depresyon geliştirme riski daha yüksektir. Genetik faktörler, kişinin beyin kimyasallarının üretiminde ve işlevinde değişikliklere neden olabilir.

Çevresel faktörler: Travma, kayıp, ayrılık, iş kaybı veya finansal zorluklar gibi stresli yaşam olayları depresyona neden olabilir. Ayrıca, aile içi şiddet, istismar, cinsel istismar veya zorlu bir çocukluk gibi çevresel faktörler de depresyona yol açabilir.

Psikolojik faktörler: Düşük benlik saygısı, kötümser bir bakış açısı, olumsuz düşünceler veya kişisel beklentilerin aşırı yüksek olması gibi psikolojik faktörler depresyona neden olabilir.

Risk altındaki kişiler arasında şunlar yer alabilir:

- Ailede depresyon öyküsü olanlar
- Travmatik bir yaşam olayına maruz kalanlar
- Kronik sağlık sorunları olanlar
- Alkol veya madde kullanım sorunu olanlar
- Sosyal izolasyon yaşayanlar
- Anksiyete bozukluğu olanlar
- Öğrenciler veya işçiler gibi yoğun stres altında olanlar.

Depresyon tedavi edilebilir bir hastalıktır. Tedavi, ilaç, psikoterapi veya her ikisinin bir kombinasyonunu içerebilir ve erken teşhis ve tedavi, semptomların azaltılmasına ve kişinin daha iyi bir hayat kalitesi yaşamasına yardımcı olabilir.

Depresyon, çok çeşitli faktörlerin bir araya gelmesi sonucu ortaya çıkabilecek bir hastalıktır. Bu faktörler arasında biyolojik, genetik, çevresel ve psikolojik faktörler yer alabilir. Beyindeki nörotransmitterlerin dengesizliği, ailede depresyon öyküsü, travmatik yaşam olayları, kronik sağlık sorunları, alkol veya madde kullanımı, sosyal izolasyon ve anksiyete bozukluğu gibi risk faktörleri depresyon geliştirme riskini artırabilir.

Tedavi seçenekleri arasında ilaç, psikoterapi veya her ikisinin bir kombinasyonu yer alabilir. Erken teşhis ve tedavi, semptomların azaltılmasına ve kişinin daha iyi bir yaşam kalitesi yaşamasına yardımcı olabilir. Ayrıca, sağlıklı yaşam tarzı alışkanlıkları, yeterli uyku, egzersiz ve sağlıklı beslenme gibi konuların da depresyon önlenmesinde önemli bir rol oynadığı bilinmektedir.

Kişiler, kendilerinde depresyon belirtileri fark ettiği takdirde, profesyonel yardım almalı ve tedavi sürecine karar vermeden önce doktorlarıyla konuşmalıdır. Sonuç olarak, depresyon tedavi edilebilir bir hastalık olsa da, erken teşhis ve tedavi, kişinin daha hızlı iyileşmesine yardımcı olacaktır.

Depresyonun nedenleri birden fazladır. Bazı önemli nedenler şunlardır:
- Genetik yatkınlık
- Beyindeki kimyasal dengesizlikler
- Stresli yaşam olayları (örn. kayıp, ayrılık, iş kaybı)
- Hastalık veya fiziksel yaralanma
- Zayıf destek sistemleri veya sosyal izolasyon
- İlaç yan etkileri

Kimler depresyona karşı daha yüksek risk altındadır?
- Ailede depresyon öyküsü olanlar
- Travmatik yaşantılar yaşayanlar
- Sosyal ve ekonomik stresleri olanlar
- Ağır ömür olayları (örn. hastalık veya ayrılık) yaşayanlar
- Bağımlılık problemleri olanlar

Depresyonun nedenleri karmaşıktır ve genellikle birden fazla faktörün bir araya gelmesi sonucu ortaya çıkar. Bu faktörler biyolojik, psikolojik ve sosyal olarak sınıflandırılabilir.

Biyolojik faktörler:
- Genetik yatkınlık: Aile bireylerinde depresyon öyküsü olan kişilerde depresif bozuklukların daha sık görüldüğü bilinir.
- Beyin kimyasalı dengesi: Beyindeki nörotransmitter adı verilen kimyasalların dengesiz olması depresyona neden olabilir.
- Hormonal değişimler: Hormonal değişimler (özellikle kadınlarda adet döngüsü, doğum, menopoz) depresyon riskini artırabilir.
- Kronik hastalıklar: Şeker hastalığı, kalp hastalığı, kanser gibi kronik hastalıklar depresyon riskini artırabilir.

Psikolojik faktörler:
- Düşük özgüven: Kendine güvenmeyen, kendisini yetersiz hisseden kişilerde depresyon riski artar.
- Stres: Yoğun stres altında olmak, çözümsüz sorunlarla başa çıkamamak depresyonu tetikleyebilir.
- Travmalar: Şiddet, taciz, kayıp, boşanma, iş kaybı gibi travmalar depresyon riskini artırır.
- Negatif düşünce kalıpları: Kendine, çevresine ve geleceğe yönelik sürekli negatif düşünceler içinde olan kişilerde depresyon daha sık görülür.

Sosyal faktörler:
- Aile içi problemler: Aile içinde şiddet, istismar, ayrılık, ilişki sorunları gibi problemler depresyon riskini artırabilir.
- İş yükü: Yoğun iş temposu, işsizlik, işteki sosyal destek eksikliği depresyonu tetikleyebilir.
- Toplumsal baskı: Toplumun beklentileri ve normlarına uyum sağlamakta zorlanmak depresif bozukluklara neden olabilir.
- Sosyal izolasyon: Yalnız yaşayan, ilişkileri sınırlı olan kişilerde depresyon daha sık görülür.

Depresyona herkes düşebilir ancak bazı kişiler daha yüksek risk altındadır. Bu kişiler:
- Aile öyküsünde depresyon öyküsü olanlar
- Kronik hastalıkları olanlar
- Travmaya maruz kalmış kişiler
- Stresli bir hayat yaşayanlar
- Sosyal izolasyon yaşayan yalnız bireyler
- Madde kullanımı olanlar
- Düşük özsaygısı olan kişiler.
- Kadınlar, erkeklerden daha sık depresyona girerler.

Depresyon birçok faktöre bağlı olarak ortaya çıkabilir. Bunlar arasında genetik faktörler, çevresel faktörler, kişilik özellikleri, stres, travma ve beyindeki kimyasal dengesizlikler yer almaktadır. Ayrıca, bazı sağlık sorunları, ilaçlar ve madde bağımlılığı gibi nedenler de depresyon riskini artırabilir.

Depresyon, her yaşta insanı etkileyebilir. Ancak, kadınlar erkeklere göre daha yüksek bir risk altındadır. Ayrıca, 18-25 yaş aralığındaki genç yetişkinler ve 60 yaş ve üstündeki yaşlı yetişkinler de depresyon riski altındadır. Aile geçmişinde depresyon veya bipolar bozukluğu olan kişiler, daha yüksek bir risk altındadır. Ayrıca, düşük sosyoekonomik statü, sosyal izolasyon, yalnızlık, işsizlik ve boşanma gibi çevresel faktörlerin de depresyon riskini artırdığı bilinmektedir.

Depresyon, birden çok faktörün birleşmesi sonucu ortaya çıkabilen bir ruhsal rahatsızlıktır. Nedenleri arasında genetik, çevresel ve psikolojik faktörler bulunabilir. Özellikle şu faktörler depresyona yol açabilir:

1. Genetik yatkınlık: Ailede depresyon öyküsü olan bireylerin depresyona yakalanma riski daha yüksektir.

2. Beyin kimyasındaki dengesizlik: Nörotransmitter adı verilen kimyasalların dengesizliği, depresyon gelişimine katkıda bulunabilir.

3. Stres: Uzun süreli stres, kişinin depresyona yakalanma riskini arttırabilir.

4. Çevresel faktörler: Aile içi problemler, çatışmalar, iş kaybı, boşanma, hastalık veya kayıp gibi stresli yaşam olayları depresyon gelişimine yol açabilir.

5. Madde kullanımı: Alkol, uyuşturucu gibi maddeler depresif duygulanımlara neden olabilir ve depresyon gelişimini tetikleyebilir.

6. Kişilik yapısı: Olumsuz düşünceleri sıklıkla deneyimleyen, sorunlarıyla baş edemeyen, ciddi yargılamalara eğilimli bireylerde depresyon riski daha yüksektir.

Risk altındaki kişiler şunlar olabilir:

- Aile öyküsünde depresyon olanlar
- Travmatik bir olay yaşamış bireyler
- Diğer ruhsal veya sağlık sorunları olanlar
- Yalnız yaşayan bireyler veya sosyal destek ağları zayıf olanlar
- Çocuklukta yaşanan istismar, ihmaller veya aile içi şiddet gibi travmatik olaylar yaşamış bireyler.
- Yapılan araştırmalar, kadınların erkeklere göre depresyon riskinin daha yüksek olduğunu göstermektedir.

Depresyon genellikle birden fazla nedenin birleşimiyle ortaya çıkabilir. Bazı nedenler arasında genetik yatkınlık, çevresel faktörler ve yaşamda karşılaşılan stresler yer alır.

Kimler risk altındadır?

Depresyona yatkın olan kişilerin birkaç özelliği şunlardır:

- Aile geçmişinde depresyon öyküsü olanlar.
- Zamanında yaşanmış bir travma veya kayıp (örneğin çocuklukta kötü şartlarda büyümek, yakın birinin ölümü, boşanma gibi).
- Zor ilişkiler veya yalnızlık.
- Zayıf sosyal destek ağı.
- Kendine güvensizlik veya azaltılmış özsaygı.
- Kronik hastalıklar veya fiziksel engeller.
- Madde kullanımı veya alkol kullanımı ile benzer bağımlılıklar.

Depresyonun nedenleri tam olarak bilinmemekle birlikte, genetik, çevresel ve kişisel faktörlerin bir kombinasyonu olabilir. Depresyonun olası nedenleri şunlardır:

1. Genetik faktörler: Ailede depresyon öyküsü olan insanlar, depresyon riski altındadırlar.

2. Biyolojik faktörler: Beyindeki kimyasalların dengesizliği, hormonal değişiklikler (örneğin, doğum sonrası depresyon gibi), veya yaralanmalar nedeniyle beyne giden kan akışındaki değişiklikler gibi fiziksel faktörler depresyona neden olabilir.

3. Çevresel faktörler: Çevre faktörleri arasında stres, kayıp, işsizlik, boşanma, evsizlik, aile sorunları, sağlık sorunları ve kişisel travmalar yer alabilir.

4. Sosyal faktörler ve yaşam tarzı: Isolasyon, yalnızlık, kötü beslenme, uyku eksikliği, aşırı alkol tüketimi ve sigara kullanımı da depresyonu tetikleyebilir.

Kimler risk altındadır?

Herkes depresyon riski altında olsa da, aşağıdaki faktörlere sahip kişiler daha yüksek bir risk altındadırlar:

1. Ailede depresyon öyküsü olanlar.

2. Yaşam boyu travmalar veya stresli olaylara maruz kalanlar.

3. Kronik hastalıkları olanlar.

4. İlaç kullanımı veya madde kötüye kullanımı geçmişi olanlar.

5. Kadınlar, özellikle hormonların değiştiği dönemlerde, genellikle erkeklere kıyasla daha yüksek bir risk altındadırlar.

Depresyonun nedenleri çok çeşitlidir ve tek bir faktör değil, birçok faktörün bir araya gelmesi sonucu ortaya çıkar. En yaygın nedenleri arasında genetik yatkınlık, beyin kimyası dengesizliği, travmatik yaşam olayları, ciddi hastalıklar, sosyal izolasyon, stresli çalışma koşulları ve kişisel ilişkilerde sorunlar yer alır.

Ayrıca bazı gruplar, diğerlerinden daha fazla risk altındadır. Bu gruplar arasında kadınlar, gençler, yaşlılar, yoksul insanlar, kronik hastalıkları olanlar, özelleştirilmiş azınlıklar ve LGBT+ topluluğu yer almaktadır. Bu grupların depresyon ve benzeri zihinsel sağlık sorunlarına sahip olma olasılıkları diğer popülasyondan daha yüksek olabilir.

Özetle, depresyonun karmaşık bir hastalık olduğu ve birçok faktörün bir araya gelerek oluşabileceği unutulmamalıdır. Bu nedenle, belirtileri fark eden herkes, doğru tanı ve tedavi için profesyonel yardım almalıdır.

Depresyon, birçok farklı faktörün birleşmesiyle ortaya çıkan bir hastalıktır. Bunlardan bazıları şunlardır:

1. Genetik faktörler: Aile üyelerinde depresyon geçmişi olan kişilerin daha yüksek risk altında olduğu bulunmuştur.

2. Beyin kimyası: Beyindeki nörotransmitterlerin dengesi, özellikle serotonin ve dopamin gibi mutluluk hormonları, depresyon riskini artırabilir.

3. Yaşam olayları: Travmatik olaylar, kayıplar, hastalıklar, iş kayıpları ve ayrılıklar gibi stresli yaşam olayları depresyon riskini artırabilir.

4. Kişilik özellikleri: Düşük özgüven, perfeksiyonizm, düşük kendine saygı, erteleme ve yetersizlik hissi gibi kişilik özellikleri de depresyona neden olabilir.

5. İlaçların yan etkileri: Bazı ilaçların yan etkisi olarak depresyon görülebilir.

Risk altındaki kişiler arasında kadınlar, genç yetişkinler, yaşlı yetişkinler, kronik hastalıkları olanlar ve aile üyelerinde depresyon öyküsü olanlar yer alır.

Depresyonun nedenleri arasında genetik faktörler, beyindeki kimyasal dengesizlikler, stresli yaşam olayları, sağlık sorunları ve yan etkileri olan ilaçlar bulunur. Ayrıca, depresyon riski aşağıdaki faktörlerle artabilir:

- Ailede depresyon öyküsü
- Düşük özgüven ve özsaygı
- Anksiyete bozukluğu
- Travmatik yaşam olayları, özellikle çocuklukta
- Cinsiyet (kadınlar erkeklere göre daha sık depresyona girer)
- Yaş (genç yetişkinler ve yaşlılar daha yüksek risk altındadır)
- Alkol veya uyuşturucu kötüye kullanımı
- Yalnızlık ve sosyal izolasyon
- Ekonomik zorluklar veya iş kaybı
- Kronik sağlık sorunları (diyabet, obezite, kalp hastalığı, kanser vb.)

Depresyonun nedenleri karmaşık ve çok sayıda faktör tarafından etkilenir. Bu faktörlerin arasında genetik/yapısal, kimyasal, sosyal/çevresel faktörler bulunur. Depresyon gelişiminde önemli faktörlerden bazıları şunlar olabilir:

- Genetik yatkınlık: Depresyonun aile içinde görülmesi, kişinin depresyona yakalanma riskini artırır.
- Beyindeki kimyasal dengesizlikler: Beyindeki kimyasalların (serotonin, noradrenalin ve dopamin gibi) dengesizliği depresyonun gelişiminde rol oynayabilir.
- Çevresel stres: Aşırı stresli, endişeli veya korkulu bir çevrede yaşamak depresyon riskini artırabilir. Bu stresli faktörler arasında iş kaybı, maddi sıkıntılar, ilişki problemleri, ayrılık, hastalık veya kayıp gibi durumlar bulunur.
- Kişilik özellikleri: Olumsuz düşünceler, düşük özsaygı, düşük özsaygı, yüksek benlik saygısı gibi özelliklerde depresyonu tetikleyebilir.
- Yaşam olayları: Özellikle çocuklukta kötü ya da travmatik yaşantılar, ailesel sorunlar veya yaşamın yüksek derecede stresli noktaları gibi büyük yaşam değişiklikleri depresyonun gelişiminde rol oynayabilir.

Depresyon riski, ayrıca sosyo-ekonomik, cinsiyet, yaş, etnik köken ve kronik sağlık sorunları gibi çeşitli faktörlerle de ilişkilidir. Özellikle 18-24 yaş arası genç yetişkinler ve kadınlar, diğer yaş gruplarına göre daha yüksek risk altındadır. Bununla birlikte, herkes potansiyel olarak depresyona Yakalanabilir.

Depresyona neden olan faktörler genellikle çok çeşitlidir ve kişiden kişiye değişebilir. Bunların arasında:

- Genetik yatkınlık: Ailede depresyon öyküsü olan kişiler daha büyük bir risk altındadır. Bazı genlerin depresyonun gelişmesinde rol oynadığı düşünülmektedir.
- Beyin kimyasal dengesi: Beyindeki nörotransmitterlerin (serotonin, dopamin, norepinefrin) dengesizliği depresyonun nedenleri arasındadır.
- Çevresel stres: Yaşam olayları (örneğin boşanma, iş kaybı, ölüm, ciddi hastalık), travmalar, zorlu yaşam koşulları ve stres, depresyonun gelişiminde önemli bir rol oynayabilir.
- Kişilik faktörleri: Bazı kişilik özellikleri (örneğin aşırı endişe, mükemmeliyetçilik) veya düşünce kalıpları (örneğin olumsuz kendine konuşma) depresyon riskini artırabilir.
- Madde kullanımı: Alkol veya uyuşturucu madde kullanımı, depresyonu tetikleyebilir veya ağırlaştırabilir.
- Diğer tıbbi koşullar: Tiroid problemleri, kalp hastalıkları, kanser ve diğer tıbbi sorunlar depresyon riskini artırabilir.

Depresyon hemen hemen herkesi etkileyebilir, ancak bazı insanlar diğerlerinden daha yüksek bir risk altındadır:

- Kadınlar: Kadınlar erkeklere göre iki kat daha fazla depresyon yaşarlar.
- Yaşlılar: Yaşlı yetişkinler gençlere göre daha yüksek bir depresyon riski altındadırlar.
- Kronik hastalığı olanlar: Kronik ağrı veya diğer tıbbi sorunlar olan kişiler, depresyon riski altında olabilir.
- Yakın zamanda doğum yapmış kadınlar: Doğum sonrası depresyon, yeni annelerde yaygın bir sorundur.

Depresyonun nedenleri çok çeşitlidir ve her bireyde farklı etkenler öne çıkabilir. Bazıları şunlardır:

- Genetik faktörler: Ailenizde depresyon öyküsü varsa, sizin de bu hastalığa yakalanma riskiniz yüksek olabilir.
- Beyin kimyasal dengesizliği: Beyindeki serotonin, noradrenalin ve dopamin gibi kimyasalların dengesi düzenli değilse depresyon gelişebilir.
- Stres: Çok yoğun çalışma temposu, aile veya çevre sorunları, maddi sıkıntılar gibi sebeplerle yaşanan stres depresyona neden olabilir.
- Yaşam olayları: Ciddi hastalıklar, iş kaybı, ayrılıklar, kayıplar gibi yaşamda karşılaşılan olumsuz olaylar da depresyonun tetikleyicisi olabilir.
- Kişilik özellikleri: Mükemmeliyetçilik, sürekli kaygı duyma, düşük özgüven gibi kişilik özellikleri depresyona yatkın olmaya neden olabilir.

Kimler daha fazla risk altında?

- Daha önce depresyon geçirmiş olanlar
- Ailelerinde depresyon öyküsü olanlar
- Kadınlar (kadınlarda hormon değişimleri, doğum sonrası depresyon daha sık görülür)
- 65 yaş üstü kişiler
- Hastalık veya travma sonrası yaşayanlar (trauma sonrası stres bozukluğu)
- Alkol veya madde kullanımı olanlar.

Depresyonun nedenleri birden fazla faktöre bağlı olabilir ve her kişi için farklı olabilir. Bazı yaygın nedenler arasında genetik yatkınlık, beyin kimyası ve nörotransmitterlerinde dengesizlik, travmatik yaşantılar, aile ilişkilerinde sorunlar, iş kaybı veya finansal zorluklar, kronik sağlık sorunları, ilaçlar ve uyuşturucu kullanımı bulunmaktadır.

Kimler risk altındadır?

- Ailede depresyon ya da başka bir zihinsel hastalık öyküsü bulunanlar
- Daha önce depresyon yaşamış olanlar
- Stresli yaşam olaylarına maruz kalanlar
- Kronik fiziksel hastalıkları olanlar
- İlaç veya uyuşturucu kullanımı olanlar
- İzole veya yalnız hissedenler
- Çocuklukta veya ergenlikte zorluklar yaşayanların
- Cinsiyet: Kadınlar erkeklere göre 2 kat daha fazla depresyona yatkındır.
- Yaş: Depresyon genellikle şiddetli yaşam olaylarından sonra ortaya çıkmaktadır ve yaşlılar daha büyük stresler yaşarlar.

Depresyonun nedenleri arasında genetik faktörler, beyinde kimyasal dengesizlikler, stresli yaşam olayları, hormon değişiklikleri gibi nedenler yer alır. Risk faktörleri ise kadın cinsiyet, stresli yaşam olaylarına maruz kalma, ciddi hastalık veya engellilik, yalnızlık, genetik yatkınlık, madde kullanımı ve göçmenlik gibi faktörlerdir. Ayrıca depresyonun yaş, cinsiyet veya sosyal statü farkı gözetmeksizin herkesi etkileyebileceği unutulmamalıdır.

Depresyon, birden fazla faktörün birleşimi sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır. Bu faktörler şunları içerir:

1. Genetik: Depresyon geçmişi olan ailelerde bu hastalığa yatkınlık daha yüksektir.

2. Biyolojik: Beynin kimyasal dengesi, hormon bozuklukları ve beyin hasarları gibi biyolojik faktörler depresyon riskini artırır.

3. Çevresel: Stres, travma, iş kaybı, ilişki sorunları, ekonomik sorunlar ve diğer yaşam zorlukları depresyon riskini artırır.

4. Psikolojik: Düşük özgüven, düşük benlik saygısı, suçluluk duygusu ve diğer psikolojik sorunlar depresyon riskini artırır.

Risk altındaki kişiler:

1. Depresyon geçmişi olanlar

2. Aile üyeleri depresyon öyküsü olanlar

3. Biyolojik olarak yatkın olanlar

4. Stresli bir iş veya yaşam tarzına sahip olanlar

5. İlaç ve alkol kötüye kullanımı olanlar

6. Geçmişte cinsel, fiziksel veya duygusal tacize uğrayanlar

7. Diğer psikiyatrik hastalıkları olanlar (bipolar bozukluk gibi)

Depresyon, birden çok faktörden kaynaklanabilen bir hastalıktır. Bu faktörler arasında biyolojik, genetik, çevresel ve psikolojik etmenler yer alır.

Biyolojik faktörler arasında beyindeki kimyasal dengesizlikler, hormonal değişiklikler ve genetik yatkınlıklar sayılabilir.

Çevresel faktörler arasında ise sosyal ve ekonomik stres, travma, kayıp, ilişki sorunları, iş ve okul baskısı gibi faktörler bulunur.

Psikolojik faktörler de depresyonun nedenlerinden biridir. Bunlar arasında özsaygı eksikliği, karamsarlık, sosyal izolasyon ve duygusal travmalar yer alır.

Risk faktörleri arasında genellikle yaş, cinsiyet ve genetik yatkınlık sayılabilir. Ayrıca daha önce depresyon geçirmiş olmak, ailede depresyon öyküsü mevcut olması, stresli yaşam olaylarına maruz kalmak ve kronik hastalıkların varlığı da risk faktörleri arasında yer alır.

Depresyonun nedenleri oldukça karmaşıktır ve tek bir faktöre bağlı değildir. Aşağıdaki faktörler, depresyonun gelişiminde rol oynayabilir:

1. Genetik faktörler: Ailede depresyon öyküsü olan kişilerde depresyon gelişme riski daha yüksektir.

2. Kimyasal dengesizlik: Beyindeki kimyasal maddeler (nörotransmitterler) dengesi, depresyona neden olabilir.

3. Stres: Kısa veya uzun süreli stresli olaylar, depresyona zemin hazırlayabilir.

4. Çevresel faktörler: Çevre şartları, hayatın zor şartları, iş veya okul koşulları ve finansal zorluklar, depresyona neden olabilir.

5. Diğer tıbbi durumlar: Bazı tıbbi durumlar, özellikle kalp hastalıkları, kanser ve hormonal problemler depresyonu tetikleyebilir.

Risk altındaki kişiler:

1. Ailede depresyon geçmişi olan kişiler

2. Daha önce depresyon geçiren kişiler

3. Yaşamında ciddi travmalar yaşayan kişiler

4. Uyuşturucu veya alkol bağımlılığı olan kişiler

5. Sosyal destek ağı zayıf olan kişiler

6. Cinsiyet: Kadınlar, erkeklere göre depresyona daha yatkındır.

Depresyonun nedenleri multifaktöriyeldir, yani birçok faktöre bağlıdır. Bu faktörler arasında biyolojik, genetik, psikolojik ve yaşamsal faktörler yer alır.

Biyolojik faktörler: Beyindeki kimyasal dengesizlikler, hormon düzensizlikleri, kalıtımsal bir zemin ve bazı ilaçların yan etkileri gibi biyolojik nedenler depresyona neden olabilir.

Psikolojik faktörler: Bu faktörler arasında zayıf bir özsaygı, düşük stres toleransı, kaygı ve duygusal olarak zayıf bir sosyal ağ gibi depresyona neden olabilecek unsurlar yer alır.

Yaşamsal faktörler: Evlilik sorunları, ailevi sorunlar, iş kaybı, finansal zorluklar ve yalnızlık gibi stresli ya da travmatik bir yaşam olayı da depresyona yol açabilir.

Risk altındaki kişiler: Bu faktörler arasında kadınlar (erkeklere göre 2 kat daha fazla depresyona yakalanma riski taşır), ailesinde depresyon öyküsü olanlar, çocukken ciddi bir travma yaşayanlar, kronik hastalığı olanlar, yalnız yaşayanlar ve düşük gelirli insanlar yer alır.