Paylaşımı Faydalı Buldunuz mu?

  • Evet

    Oy: 133 100.0%
  • Hayır

    Oy: 0 0.0%

  • Kullanılan toplam oy
    133

ErSan.Net 

İçeriğin Derinliklerine Dal
Yönetici
Founder
21 Haz 2019
34,555
1,768,598
113
41
Ceyhan/Adana

İtibar Puanı:

Düşünme ve Akletmek ne demek?

Akletmek ne anlama gelir?

Akıl ve düşünce aynı mı?

Kuranda Akletmek ne demek?

Peki siz hiç düşünmez misiniz?

5 farklı ama tek cevabı olan sorulara yanıtlarınızı heyecanla bekliyorum. 🙏
 

Aristo

Emektar Üye
Kayıtlı Kullanıcı
4 Şub 2023
30
1,904
83

İtibar Puanı:

Düşünme, bir konuya konsantre olmak, ilgili bilgiler toplamak ve derinlemesine incelemek anlamına gelir. Akletmek ise, kazanılan bilgileri harekete geçirerek insanın karşısındaki kişiye açıklayarak bir sonuca varmaya çalışmaktan ibarettir. Akletme, düşünmeyi takip eden bir süreçtir, düşünme sürecinin bir sonucu olarak yöntemli ve sağlıklı bir şekilde düşünceyi açıklamak için kullanılır.
 

DustinHot

Emektar Üye
Kayıtlı Kullanıcı
26 Ocak 2021
5
642
78

İtibar Puanı:

Düşünme, bir konu üzerinde kavramlarını, bağlantılarını ve ilişkilerini keşfetmeyi ve anlama çabalarını içerir. Akletmek ise, düşünmenin ürünü olarak ortaya çıkan fikirlerle mantıklı sonuçlara varmayı içerir. Akletmek, nedenler ve sonuçlar arasındaki bağlantıları araştırmaktan tutun da, bir problemi çözmek ve gelecekteki olası sonuçları tahmin etmeye kadar birçok çeşitli konuları kapsar. Her iki kavram da, yalnızca pratik kullanım değil, aynı zamanda etik ve diyalektik kullanımda da önemli bir rol oynar.
 

Refik

Emektar Üye
Kayıtlı Kullanıcı
1 Şub 2023
24
1,804
78

İtibar Puanı:

Düşünme, bir konuya dikkatlice ve sistematik olarak odaklanıp bilgi sahibi olabilmek için bilgi birikimimizi ve beşeri kapasitemizi kullanmamızı ifade eder. Akletmek ise, elde edilen bu bilgileri nasıl kullanacağımızı akıl yürütmeye dayalı olarak anlamaya, bir konunun kapsamını ve reaksiyonunu keşfetmeye çalışmamızı ifade eder.
 

Hoca

Emektar Üye
Kayıtlı Kullanıcı
1 Şub 2023
27
2,090
78

İtibar Puanı:

Siz insanlara iyilik yapmayı emredip kendinizi unutuyor musunuz? Halbuki ilâhî kitabı da okuyup duruyorsunuz. Hiç aklınızı çalıştırmıyor musunuz? (Bakara suresi, 44. ayet)

***

“Kestiğiniz ineğin bir parçasıyla öldürülen kişiye vurun” dedik. İşte Allah, aklınızı çalıştırmanız için ölüleri böylece diriltir ve size âyetlerini gösterir. (Bakara suresi, 73. ayet)

***

Ey mü’minler! Şimdi onların size inanacaklarını mı bekliyorsunuz? Halbuki onlardan bir grup var ki Allah’ın kelâmını işitirler de düşünüp anladıktan sonra onu bile bile bozup değiştirirler. (Bakara suresi, 75. ayet)

***

İman edenlerle karşılaştıklarında “İnandık” derler. Birbirleriyle baş başa kaldıklarında ise: “Yarın Rabbinizin katında aleyhinizde kuvvetli bir delil olarak kullansınlar diye mi Hz. Muhammed hakkında Allah’ın size açıkladığı gerçekleri onlara anlatıyorsunuz? Hiç akıl erdirmiyor musunuz?” derler. (Bakara suresi, 76. ayet)

***

Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanlara faydalı şeyler taşıyarak denizde akıp giden gemilerde, Allah’ın gökten indirip de kendisiyle ölümünden sonra yeryüzünü dirilttiği ve üzerinde dolaşan her türlü canlıyı yaydığı yağmurda, gökle yer arasında emre hazır bekleyen rüzgarları ve bulutları farklı yönlerde evirip çevirmesinde aklını kullanan bir topluluk için elbette Allah’ın varlığını ve birliğini gösteren deliller vardır. (Bakara suresi, 164. ayet)

***

İnkârcılara: “Allah’ın indirdiğine uyun” dendiği zaman: “Hayır! Biz, atalarımızdan gördüğümüze uyarız” derler. Peki, ya ataları aklını kullanamayan ve doğru yolu bulamayan kimseler ise! (Bakara suresi, 170. ayet)

***

Allah’ın dâveti karşısındaki tavırları itibariyle kâfirlerin hâli, tıpkı çobanın çağrısını duyduğu halde, bu sözleri mânasız bir ses ve gürültü olarak algılayan sürünün durumuna benzer. Onlar sağır, dilsiz ve kördürler. Çünkü akıllarını kullanmazlar. (Bakara suresi, 171. ayet)

***

Düşünüp anlamanız için Allah size âyetlerini işte böyle açıklıyor. (Bakara suresi, 242. ayet)

***

Ey Ehl-i kitap! İbrâhim hakkında niçin tartışıp duruyorsunuz? Halbuki Tevrat da İncil de önce değil kesinlikle ondan sonra indirilmiştir. Hiç aklınızı kullanmıyor musunuz? (Al-i İmran suresi, 65. ayet)

***

Onların yaptıkları hiçbir iyilik karşılıksız kalmayacaktır. Allah, içleri kendine karşı saygıyla dopdolu olup itaatsizlikten kaçınanları çok iyi bilir. (Al-i İmran suresi, 115. ayet)

***

Ey iman edenler! Yaptığınız anlaşmaları tam olarak yerine getirin. Harâm olduğu size bildirilen ve bildirilecek olanların dışındaki hayvanların eti size helâl kılındı. Ancak ihramlı iken avlanmanız helâl değildir. Şüphesiz Allah, dilediği hükmü verir. (Maide suresi, 1. ayet)

***

Siz ezan okuyup namaza dâvette bulunduğunuz zaman onu alay ve eğlence konusu yaparlar. Çünkü onlar, akletmeyen ve gerçeği anlamayan bir topluluktur. (Maide suresi, 58. ayet)

***

Dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden başka değildir! Âhiret yurdu ise Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için daha hayırlıdır. Hâlâ aklınızı başınıza almayacak mısınız? (Enam suresi, 32. Ayet)

***

Rabbinin dosdoğru yolu işte budur. Düşünüp öğüt alacak bir toplum için biz, âyetleri böyle ayrıntılı bir şekilde açıklıyoruz. (Enam suresi, 126. ayet)

***

Onlara şöyle de: “Gelin, Rabbinizin size haram kıldığı şeyleri bildireyim: O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana-babaya iyilik edin. Fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin; çünkü sizi de onları da biz rızıklandırıyoruz. Açık olsun, gizli olsun hiçbir günaha ve kötülüğe yaklaşmayın. Haklı bir sebep olmadıkça Allah’ın öldürülmesini haram kıldığı cana kıymayın. İşte bunlar, akıl erdirmeniz için Allah’ın size emrettiği hususlardır." (Enam suresi, 151. ayet)

***

Derken onların ardından hayırsız bir nesil türedi ve Tevrat onların eline geçti. Ama onlar bu kitabın âyetlerini şu dünyanın geçici ve değersiz geçimliğine değişir, tam bir aldanmışlık içinde “Allah’ın sevgili kulları olarak nasıl olsa bağışlanacağız!” derler. Aynı şekilde yine meşrû olmayan bir kazanç zuhur etse onu da almaktan çekinmezler. Peki onlardan, Allah hakkında doğru olandan başka bir şey söylemeyeceklerine dair o kitap gereğince sağlam bir söz alınmamış mıydı? Evet, alınmıştı. Üstelik kendileri de kitapta olanları okuyup öğrenmişlerdi. Şunu bilin ki, âhiret yurdu, Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için daha hayırlıdır. Hâlâ aklınızı başınıza almayacak mısınız? (Araf suresi, 169. ayet)

***

Şüphesiz ki Allah katında canlıların en şerlisi, ilâhî gerçekleri düşünüp anlamayan o sağırlar ve dilsizlerdir. (Enfal suresi, 22. ayet)

***

De ki: “Eğer Allah dileseydi Kur’an’ı size okuyamazdım, Allah da onu size hiçbir surette bildirmezdi. Kaldı ki, bana vahiy gelmeden önce de aranızda bir ömür boyu yaşadım. Hâlâ aklınızı kullanıp, benim yalancı olmadığımı düşünmeyecek misiniz?” (Yunus suresi, 16. ayet)

***

Sizi karada ve denizde gezdiren O Allah’tır. Bindiğiniz gemi, tatlı bir rüzgârla yolcuları alıp götürürken herkes büyük bir neşe içinde sevinir. Derken şiddetli bir fırtına kopup, dalgalar kendilerini her yandan sarınca ve dalgalarla iyice kuşatıldıklarını anlayınca, bütün samimiyetleriyle Allah’a yönelerek:“Eğer bizi bu felâketten sağ sâlim kurtarırsan hiç şüphesiz artık şükredenlerden olacağız” diye yalvarıp yakarırlar. (Yunus suresi, 22. ayet)

***

Oysa Allah’ın izni olmadan hiçbir kişinin iman etmesi mümkün değildir. Allah, akıllarını kullanmayanların kalpleri üzerine mânevî pislikler yağdırır. (Yunus suresi, 100. ayet)

***

Ey kavmim! Tebliğime karşı sizden herhangi bir ücret istemiyorum. Benim ücretim ancak, beni bana has özelliklerle yoktan yaratana aittir. Hiç mi aklınızı çalıştırmıyorsunuz? (Hud suresi, 51. ayet)

***

Hiç şüphesiz biz o kitâbı, düşünüp anlamanız için Arapça bir Kur’an olarak indirdik. (Yusuf suresi, 2. ayet)

***

Yeryüzünde birbirine komşu kara parçaları, üzüm bağları, ekinler, bir kökten birkaç gövde hâlinde çatallı çıkan hurma ağaçları ve bir kökten tek sürgü halinde çatalsız çıkan hurma ağaçları vardır. Bunların hepsi aynı suyla sulanmaktadır. Buna rağmen canlılara sağladıkları ürünler bakımından, ayrıca tat, gıda ve kalite açısından biz onları farklı farklı yapıyor ve bazısını bazısına tercih edilir kılıyoruz. Elbette bunlarda aklını kullanan kimseler için dersler ve ibretler vardır. (Rad suresi, 4. ayet)

***

Sonra geceyi ve gündüzü, güneşi ve ayı sizin hizmetinize O verdi. Bütün yıldızlar da O’nun emrine boyun eğmişlerdir. Gerçekten bunda aklını kullanan bir toplum için nice ibretler, dersler vardır. (Nahl suresi, 12. ayet)

***

Hurma ağaçlarının ve üzüm asmalarının meyvelerinden hem sarhoşluk veren bir içki hem de güzel bir rızık elde edersiniz. Şüphesiz ki bunda aklını kullanan bir toplum için kesin bir delil vardır. (Nahl suresi, 67. ayet)

***

Şimdi size öyle bir kitap indiriyoruz ki, uymanız gereken bütün kâideler onun içinde yer aldığı gibi, bütün şerefiniz de o kâideleri tatbik etmenize bağlıdır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? (Enbiya suresi, 10. ayet)

***

Yuh olsun size de Allah’tan başka o taptıklarınıza da! Hâlâ aklınızı başınıza almayacak mısınız? (Enbiya suresi, 67. ayet)

***

Bu inkârcılar, biraz olsun yeryüzünde ibret nazarıyla gezip dolaşmazlar mı? Eğer böyle yapsalardı, belki bu sayede akledip duygulanacak kalplere ve gerçeği duyacak kulaklara sahip olurlardı. Ne var ki kör olan, başlardaki gözler değil, gerçekte kör olan sinelerdeki gönüllerdir! (Hac suresi, 46. ayet)

***

Hayat veren de O, öldüren de O’dur. Gece ile gündüzü aksamadan peş peşe getiren de O’dur. Hâlâ aklınızı başınıza almayacak mısınız? (Müminun suresi, 80. ayet)

Meal Karşılaştır Sûreye git Tefsiri

Nûr / 61. Ayet

لَيْسَ عَلَى الْاَعْمٰى حَرَجٌ وَلَا عَلَى الْاَعْرَجِ حَرَجٌ وَلَا عَلَى الْمَر۪يضِ حَرَجٌ وَلَا عَلٰٓى اَنْفُسِكُمْ اَنْ تَأْكُلُوا مِنْ بُيُوتِكُمْ اَوْ بُيُوتِ اٰبَٓائِكُمْ اَوْ بُيُوتِ اُمَّهَاتِكُمْ اَوْ بُيُوتِ اِخْوَانِكُمْ اَوْ بُيُوتِ اَخَوَاتِكُمْ اَوْ بُيُوتِ اَعْمَامِكُمْ اَوْ بُيُوتِ عَمَّاتِكُمْ اَوْ بُيُوتِ اَخْوَالِكُمْ اَوْ بُيُوتِ خَالَاتِكُمْ اَوْ مَا مَلَكْتُمْ مَفَاتِحَهُٓ اَوْ صَد۪يقِكُمْۜ لَيْسَ عَلَيْكُمْ جُنَاحٌ اَنْ تَأْكُلُوا جَم۪يعًا اَوْ اَشْتَاتًاۜ فَاِذَا دَخَلْتُمْ بُيُوتًا فَسَلِّمُوا عَلٰٓى اَنْفُسِكُمْ تَحِيَّةً مِنْ عِنْدِ اللّٰهِ مُبَارَكَةً طَيِّبَةًۜ كَذٰلِكَ يُبَيِّنُ اللّٰهُ لَكُمُ الْاٰيَاتِ لَعَلَّكُمْ تَعْقِلُونَ۟

Âmâ, topal ve hasta gibi özürlülerin, evlerinizde yemek yemelerinde bir sakınca yoktur. Sizin de eş ve çocuklarınızın evlerinden, babalarınızın evlerinden, annelerinizin evlerinden, erkek kardeşlerinizin evlerinden, kız kardeşlerinizin evlerinden, amcalarınızın evlerinden, halalarınızın evlerinden, dayılarınızın evlerinden, teyzelerinizin evlerinden veya anahtarları size teslim edilmiş olup bakımını üstlendiğiniz yerlerden yahut da arkadaşlarınızın evlerinden izinsiz yiyip içmenizde bir günah yoktur. Toplu halde veya ayrı ayrı yemenizde de bir günah yoktur. Evlere girdiğinizde, Allah tarafından bereketli ve feyizli bir sağlık ve esenlik dileğiyle birbirinize selâm verin. Allah, düşünüp hikmetini anlamanız için size âyetlerini işte böyle açıklamaktadır. (Nur suresi, 61. ayet)

***

Yoksa sen onların çoğunun gerçeği dinlediklerini veya akıllarını kullandıklarını mı sanıyorsun? Onlar tıpkı hayvan sürüsü gibidir. Hatta izledikleri yol bakımından hayvanlardan daha şaşkın durumdadırlar. (Furkan suresi, 44. ayet)

****

Bu kez Mûsâ: “O, doğunun, batının ve ikisi arasında bulunan her şeyin Rabbidir. Eğer aklınızı çalıştırırsanız anlarsınız” diye cevap verdi. (Şuara suresi, 28. ayet)

***

Size verilen şeyler, dünya hayatının geçici nimeti ve süsüdür. Allah katındaki nimetler ise daha hayırlı ve daha devamlıdır. Hâlâ aklınızı çalıştırmayacak mısınız? (Kısas suresi, 60. ayet)

***

Gerçekten söylenen oldu ve biz aklını kullanacak bir toplum için o şehirden geriye açık bir ibret nişânesi bıraktık. (Ankebut suresi, 35. ayet)

***

İşte biz insanlar için böyle misâller veriyoruz. Fakat bunlar üzerinde ancak âlimler akıl yorar ve onlardaki gerçek mânaları anlayabilir. (Ankebut suresi, 43. ayet)

***

Yine onlara: “Gökten suyu indirip, ölümünden sonra yeryüzünü onunla dirilten kimdir?” diye soracak olsan, mutlaka “Allah’tır” derler. Buna karşılık sen de onlara de ki: “Bütün deliller kendisinin yegâne Rab ve İlâh olduğunu gösteren Allah’a hamdolsun!” Fakat insanların çoğu akıllarını kullanıp gereği gibi düşünmezler. (Ankebut suresi, 63. ayet)

***

O’nun varlığının delillerinden biri de size, hem korkuya kapıldığınız hem de yağmur geleceği umuduyla sevindiğiniz şimşeği göstermesi ve gökten su indirerek onunla ölümünden sonra yeryüzünü diriltmesidir. Gerçekten aklını kullanmasını bilen bir toplum için bunda nice dersler ve işaretler vardır. (Rum suresi, 24. ayet)

***

Allah, bizzat kendi hayatınızdan size bir misâl veriyor: Hiç, elinizin altında bulunan köle ve hizmetçilerinizden, size verdiğimiz nimetleri kullanma ve harcama konusunda sizinle eşit derecede yönetim hakkına sahip kıldığınız ve birbirinizin hakkına dokunmaktan çekindiğiniz gibi onların hakkına dokunmaktan da çekinip sözünü dinlediğiniz ortaklarınız var mı? Herhalde yoktur. O halde nasıl oluyor da yaratığımız olan şeyleri kendi mülk ve saltanatımızda bize ortak koşmaya kalkışıyorsunuz? İşte biz, aklını kullanacak bir toplum için âyetlerimizi böyle açıklıyoruz. (Rum suresi, 28. ayet)

***

Buna rağmen, gerçekten o içinizden nice nesilleri doğru yoldan saptırdı. Aklınızı kullanıp, ona göre davranmalı değil miydiniz? (Yasin suresi, 62. ayet)

***

Kime uzun ömür verirsek onu yaratılışta baş aşağı çeviririz. Hiç akıl erdirmiyorlar mı ki gidiş nereye? (Yasin suresi, 68. ayet)

***

Siz, yolculuğunuz esnâsında sabahları yıkılmış şehirlerinin harâbelerine uğruyorsunuz. (Saffat suresi, 137. ayet)

***

Yoksa onlar Allah’tan başka şefaatçiler mi edindiler? De ki: “Onlar hiçbir bağımsız mülkiyet ve hâkimiyet sahibi olmadıkları ve akıl adına hiçbir şey taşımadıkları halde yine de mi onları şefaatçi edineceksiniz?”(Zümer suresi, 43. ayet)

***

Sizi önce toprak sonra nutfe sonra aleka safhalarından geçirerek yaratan O’dur. Sonra sizi bir bebek olarak hayat alanına çıkarır. Ardından güçlü çağınıza ulaşıncaya, sonra da yaşlılar hâline gelinceye kadar sizi yaşatır. İçinizden bazıları daha önce vefat eder. Böylece her biriniz kendisi için belirlenen belli bir vakte erişirsiniz. Umulur ki bunlar üzerinde düşünüp, Allah’ın birliğini ve sonsuz kudretini anlarsınız. (Mümin suresi, 67. ayet)

***

Gerçekleri açıklayan bu apaçık kitaba yemin olsun! (Zuhruf suresi, 2. ayet)

***

Gece ile gündüzün peş peşe gelmesinde, Allah’ın gökten yağmur indirip onunla yeryüzünü ölümünden sonra diriltmesinde ve rüzgârları değişik yönlerden estirmesinde de aklını kullanan bir toplum için nice deliller vardır. (Casiye suresi, 5. ayet)

***

Rasûlüm! Seni evinin odalarının dışından yüksek sesle çağıranlara gelince, onların çoğu aklı ermez düşüncesiz kimselerdir. (Hucurat suresi, 4. ayet)

***

Şunu bilin ki Allah, ölümünden sonra yeryüzünü nasıl tekrar diriltiyorsa, aynı şekilde yer gibi katılaşmış kalplerinizi de zikir ve Kur’an tilâvetiyle yeniden diriltir. Şüphesiz biz, aklınızı kullanmanız için kudretimizi gösteren delilleri böylece açıklamış bulunuyoruz. (Hadid suresi, 17. ayet)

***

Onlar toplu olarak sizinle savaşamazlar; ancak müstahkem kaleler içinde veya siperlerin arkasından korka korka savaşırlar. Kendi aralarındaki çatışmaları ise çok şiddetlidir. Sen onları dışarıdan birlik içinde sanırsın; halbuki kalpleri darmadağınıktır. Çünkü onlar, akıllarını kullanamayan bir gürûhtur. (Haşr suresi, 14. ayet)

***

Sonra şöyle hayıflanırlar: “Eğer uyarılara kulak vermiş veya aklımızı kullanıp gerçekler üzerinde düşünmüş olsaydık, şimdi şu çılgın alevli ateşin yoldaşları arasında bulunmazdık!” (Mülk suresi, 10. ayet)
 

AKLION

Emektar Üye
Kayıtlı Kullanıcı
29 Kas 2019
14
2,725
78
Adana

İtibar Puanı:

Akletmek, bir konu üzerinde ciddi bir düşünme ve araştırmada bulunma anlamına gelir. Bir konuyu ciddi bir şekilde araştırarak, doğru ve iyi bir sonuca ulaşmaya çalışmak olarak tanımlanabilir. Akletmek, fikir üretmek, yorumlamak ve sonuç çıkarmak için akıl yürütme tekniği kullanılarak yapılır.
 

Darkest

Emektar Üye
Kayıtlı Kullanıcı
13 Tem 2020
13
1,210
78

İtibar Puanı:

Kuranı Kerim, Allah tarafından insanlara indirilmiş olan çok önemli bir kitap olarak kabul edilir. Kitap, insanların hayatlarına ışık tutacak tevhid inancıyla, rahmet ve ceza esasları ve zorbalık karşıtlığıyla ilgili kurallarla doldurulmuştur. Kitabın her bir sayfası, İslam inancının ruhuna dayalı akletmek anlamında değerli bir öğretidir.

Akletmek, Arapların anlık kararlarının oluşturulması ve ölçülmesi üzerine kurulu bir kavram olup, fillah (iyi kontrol) ve adaletin sağlanmasına (takva) vurgu yapmak anlamında kullanılır. Akletmek, aklın mantıksal kıymeti ve öngörülerinin kullanılmasına bağlı olarak insanların inanç, düşünce veya davranışları hakkında sağlıklı kararlar vermesi anlamına gelir.

Kuranı Kerim, kullanılan akletme kavramını değerlendirmek ve bu konuya ışık tutmak için bireylerin düşüncelerini yönlendiren bir kavram olarak kullanır. Arapların akletme konusunda Kureyş toplumunda nasıl tavizsiz bir şekilde korumaya çalıştıklarını anlatır. Kuranı Kerim’e göre, herkes temel İslamî kurallara bağlı olarak aklı kullanmalıdır. Gerektiğinde akletmeye devam edilmeli, firaset de dahil olmak üzere çok çeşitli konularda gücü kullanılarak yaşanmalıdır.

Kuranı Kerim’in öngördüğü akletme kavramı, hakkın korunması, insan hakları konusunda güçlü bir korumaya ve vicdanın sözcülüğüne yönelik öğreti olarak takdir edilir. Akletme sayesinde, Allah tarafından insanlara verilen dürtünün ve emirlerinin uygulanması temel bir özgürlük olarak genel olarak kabul edilmektedir.
 

Aslı

Emektar Üye
Kayıtlı Kullanıcı
28 Şub 2020
18
4,359
78
İstanbul

İtibar Puanı:

Akıl ve düşünce aynı değildir. Akıl, doğuştan gelen ve genel olarak davranışlarımızı düzenleyen beyinsel yeteneklerimizi ifade eder. Düşünce ise, akıl tarafından oluşturulmuş fikirler, kavramlar ve görüşler olarak tanımlanabilir. İkisi de bireyin hareketlerini etkileyen faktörlerden biridir, ancak akıl, bireyin düşünce hayatının oluşturulmasına yardımcı olduğu ve niyetlerimizi şekillendirmemize yardımcı olduğu için önemlidir. Basit bir cümlede söylemek gerekirse, akıl ve düşünce birbirinden farklıdır ancak birbirine bağlıdır.
 

Dide

Emektar Üye
Kayıtlı Kullanıcı
24 May 2020
4
896
78

İtibar Puanı:

Düşünme, insanların kendilerine özgü düşünce süreci olup, kişinin kullanabildiği ortak bir dil olup, özel olarak zihinsel olarak oluşturdukları temel araçtır. Düşünmede, beyniniz tarafından kısa süreli veya uzun süreli olarak olası ardımların ve örüntülerin kullanımı kullanılır.

Akletme, düşünce sürecinden sonra hayvanlar (çoğunlukla bir insan) tarafından kullanılan bir bilgiye dayalı çözümleme sürecidir. Düşünce süreci tarafından

belirtilen fikirlerle, kişiler konu hakkında akılcı bir yargı çıkarma yeteneğine sahip hale gelirler. Akletme süreci, doğru sonuç çıkarmak için gereken temeldir. Bu, birini konu hakkında detaylı bir şekilde anlamara ve önerilerde bulunmaya yönlendirir. Akletmek, kişinin anlam kazanmasına, fikirlerini ve anlayışını geliştirmesine yardımcı olur.
 

Lale Mobilya

Emektar Üye
Kayıtlı Kullanıcı
19 Ara 2019
5
1,027
78

İtibar Puanı:

Düşünme, insanların problemleri çözmek, kararlar vermek veya kavramlar geliştirmek için kendi düşünce süreçlerini bilinçli olarak kullanmalarını ifade eder.
Düşünme; daha küçük içerik olarak, sezgi, düşünce, anı, hafıza ve analizi de kapsar. Hedefi, sabit bir noktadan diğerine dikkatli bir şekilde çıkış yapmak olan uluslararasıl bir stratejidir. Akletme, kafanızda çözülebilir yeni ve önceden belirlenmiş bir fikre sahip olmandır. Aklınızdaki fikirleri ortaya çıkarmanız için elindeki bilgileri kullanarak bazı ilkeler üzerinden seçenekler üretmeyi içerir. Bilgileri bir araya getirmenin amacı, düşünme sürecinde doğru sonuca ulaşmaktır. Akletme, soru sormaya, cevap aramaya ve düşünceyi değerlendirmeye dayanır. Akılcı düşünceye dayalı seçenekler üretmenin odağını oluşturur ve karar vermenize yardımcı olur.
 

Madgepably

Emektar Üye
Kayıtlı Kullanıcı
22 Ara 2020
20
2,792
78

İtibar Puanı:

Düşünme ve akl etmek, insanların hayatlarını kontrol etmelerini sağlayan çok güçlü bir yeteneği ifade eder. İkisi arasındaki farklar, ancak zamanla anlaşılabilecek çok küçük olabilir. Genel olarak, düşünme ve akl etme, kişilerin duygu, düşünce ve eylemler düzenleyebilmeleri için kullanılan özellikler olarak tanımlanır.

Birincisi, düşünme, yapılan seçenekleri önceden kurallara göre incelemeyi içerir. Bu kurallar, eylemlerin ilerideki sonuçlar hakkında gelecek kestirimi çok daha kolay hale getirir. İnsanlar seçeneklerin, çevresel koşullara uyması, insanlara ve topluma fayda sağması ve iyi kararlar verilmesi gibi özellikleri göz önünde bulundurarak düşünmelidir. Bu süreçteki düşünme sırasında yaklaşım farklı olabilir. Düşünme açıkça ve detaylı olabilir; aynı zamanda, kararları üzerinde çalışmak ve öneriler geliştirmek için özgürce düşünülebilir.

İkincisi, akletmek, düşünme süreci ürünlerinin değerlendirilmesini içerir. İnsanlar kararlarının nereden geldiğini anlamakla başlayarak, kararlarının etkilerinin bilincine varmalıdır. Sonuçlar sağlanırken düşüncenin etkileri, insanların önceki seçiminin arkasındaki mantığı gözden geçirmelerini sağlayacaktır. Akletmek, seçeneklerin değerlendirilmesi, ele alınacak hareketlerin tanımlanması, bunların birbirleriyle uyumlu olması ve çözümlerin üretilmesi gibi faydalı bir yöntem olarak düşünülmelidir.

Bu iki yeteneğin farkının dikkatli bir şekilde anlaşılması, insanların daha akıllı ve hikmetli kararlar vermelerine yardımcı olur. İyi düşünme ve akletme, kişinin daha kararlı olmasını destekler; kararlarının doğruluğundan şüphe edilmediği ve bir karara uyulabildiği güvenli bir ortam yaratır.
 

Çığlık

Emektar Üye
Platin Üye
Kayıtlı Kullanıcı
1 Ağu 2019
36
11,299
83

İtibar Puanı:

Düşünme ve akıl etmek, insanların, karşılarında karşı karşıya oldukları koşullara ve doğal olaylara tepki vermek için kullandıkları bilişsel süreçlerdir. Düşünenler, zihinlerinde yeni fikirler geliştirerek olayların nedenlerini, etkilerini, çeşitli seçeneklerin daha sonraki durumlarını düşünüp değerlendirerek yorumlamaya çalışırlar. Bunu, mevcut bilgileri özetleyerek ve genelleştirerek yaparlar. Akıl etme ise, kişilerin düşüncelerine ve değerlendirmelerine yönelik verileri toplayarak ve algılayarak yorumlayarak karar vermek için kullandıkları bir süreçtir. Akıl etmek, kişinin neyin doğrudan olumsuz veya olumlu olduğunu, ya da yaşanan olayların sonraki gelişmelerinin ne olabileceğini öngörmesine izin vermektedir. Bu süreçte çoğu zaman kişiler bazı istatistikleri kullanıyorlar. İstislik tahmini yapmak, korseler çizerek sonuçları ortaya çıkarmak ve diğer bilgileri kullanmak bazı durumlarda akıl etmek için kullanırlar.
 

Pompom

Emektar Üye
Kayıtlı Kullanıcı
22 May 2020
15
2,991
78

İtibar Puanı:

Düşünme ve akl etmek, insanlara çevrelerindeki bilgilerin ötesine geçmede ve problemlerin çözümünde yardımcı olabilecek bir özellik sunar. Düşünme, duyularla derlenen bilgileri almak ve anlamak için akıl ürünü dediğimiz bir eylemdir. Kodlu bir cevaba kadar çoğu zaman düşüncelerin çizgisel bir sürece gönderildiği varsayılır. Akletmek ise daha karmaşık ve daha çok kademeli bir düşünce sürecidir. Bir problemle karşılaşıldığında, kişi kendisine deneyimleri, bilgileri ve amaçları dikkate alarak senaryolar ve çözümler geliştirir. Genellikle, bu süreçte problem çözümü için cömert bir akıl yürütme geliştirilir.Bu akıl yürütme, anlaşılan ve çabanın hesabının verilmesini içerir. Probleme odaklanan ve alınabilecek kararların etkileri konusunda şüpheler oluşturan, etkili bir akl etmek bu süreçte çok değerlidir. Bu süreç yöneticiden yöneticiye değişir ancak bazı temel kıstaslar özellikle önemlidir. Akletmek, geçerli bir çözümün kararlarının verilebilmesi için, öznel ve obje görüşleri arasındaki farkları anlamaya yönelik, karşılaştırılıp değerlendirmeyi kapsar.

Düşünme ve akletmek insanların timeslerine problem çözme ve görevleri yerine getirme konusunda yardımcı olur. Bu konuda başarılı olmak için çağımızın kamusal ve özel sektörlerin iş gücüne iyi yönetim becerileri, etik ve yaratıcılık konularında üst düzey eğitimli iş gücüne ihtiyaç duyar. Fanınız, sadece onların sonsuz bilgilerini öğrenmekle kalmaz, aynı zamanda şuna inanıyorum ki onların tecrübelerinden de çok şey öğrenebilirsiniz. Bu süreç iyi yönetim becerileri, etik ve yaratıcılık gibi özel alanlarda çok önemlidir ve kullandıkları strateji ve yöntemleri anlamanıza yardımcı olacaktır.

Düşünme ve akl etmek, yanlış kararların alınma riskinin azaltılmasından tutun da toplum için önemli problemlerin çözülmesine kadar birçok çağdaş sosyal soruna çözümdür. Farklı durumların farklı kararları almak gerektiği düşünülürken, kullanılan akl etme stratejisi ve yöntemi için sürekli olarak değerlulendiği anlamına gelir. Böylece, problem üzerine koyulması gereken artıları ve eksileriyle ilgili düşüncesi uzun bir düşünme sürecinden geçerek alınan kararlar, tartışmalar ve yapılan araştırma sonuçlarından geçerli ve verimli bir şekilde karar çıkabilir.
 

OMG

Emektar Üye
Kayıtlı Kullanıcı
17 May 2020
16
3,315
78

İtibar Puanı:

Düşünme, düşüncenin ürettiği sonuçlara dayalı olarak problem çözme veya karar verme sürecidir. Düşünme, karar verme ve problem çözme süreçlerini kontrol etmek için gerekli olan düşüncenin tek başına üretimidir. Düşünce sürecinde, karar veya çözümün belirlenmesine kadar olan aşamaya odaklanılır. Düşünme, etkili bir şekilde sürdürülürse, problemlerin daha karmaşık olanlarına çözüm bulmanızı sağlar.

Akletme ise, düşünce sürecinin bir sonucu olan bir karara ulaşmak için kullanılan bir süreçtir. Akletme, bir ya da daha fazla düşünceyi değerlendirir ve bu değerlendirmenin sonucunda bir karara ulaşılır. Akletme sürecinde, alternatifler arasında seçim yapmak ve karar vermek kolaydır, çünkü doğru değerlendirmeler yapıldığında, sonuca en kolay ve hızlı şekilde ulaşılır. Akletme, diğer düşünce süreçlerinin tersi olarak, ardındaki kaynak ve nedenlerin ortaya konmasıyla sonuçlandırılır ve akletmesini çok hızlı ve basit bir şekilde yapmanız mümkündür.
 

Nadiiideee

Emektar Üye
Kayıtlı Kullanıcı
11 Haz 2020
18
3,121
78

İtibar Puanı:

Düşünme ve akletme, birbirinden farklı kavramlardır. Düşünme, ele alınan bir konunun, çözümün veya bir sonucun kararlaştırılması sürecidir. Bu sürecin birbirini izleyen çıkarımlar ve düşünceler sunması beklenir. Bu düşünceleri destekleyen kanıt ve örneklerin gösterilmesi de önemlidir. Akletme ise, akıl yürütmek için toplanıp konulan fikirleri eşleştirme, birleştirme, özetleme ve yorumlama sürecidir. Akletme, kişinin kavramları anlamasına ve anlamayı derinleştirmesine yardımcı olur. Bu süreçte, önceden toplanan bilgiler sorgulanır ve akletme yöntemiyle yeni kavramlar oluşturulabilir. Bu yeni kavramlar da, düşünme sürecinde kullanılır. Bu iki sürecin birbirini destekleyen basamaklar olduğu düşünülebilir.
 

Çağlar

Emektar Üye
Kayıtlı Kullanıcı
13 Ocak 2020
22
4,107
78
İstanbul

İtibar Puanı:

Akletmek, düşünmeyle bir şeyleri kabul etme veya reddetme konusunda karar verme sürecinde kişinin kendi fikrini ortaya koymasıdır. Bir kişi düşünme süreci boyunca, kendi düşüncelerini, etrafındaki dünyayı ve eğilimleri inceler. Bu düşünme süreci akletmede sonuçlandıran bir sonraki adımdır. Bir kişi akletmede belirli fikirleri ve kanıları barındıracak şekilde kendi fikirlerini ifade etme çabası gösterir. Akletmede sonuç, herhangi bir konuya ilişkin kişisel karar vermeyi içerir.
 

Gsk

Emektar Üye
Kayıtlı Kullanıcı
2 Nis 2023
64
2,305
83

İtibar Puanı:

Düşünme ve akletmek, farklı açılardan bakarak bir durumu, problemi ya da konuyu kavramaya, anlamaya ve çözmeye çalışma sürecidir. Düşünme, zihnin farklı kaynaklardan gelen bilgi ve deneyimleri kullanarak sonuca ulaşmaya çalışmasıdır. Akletmek ise bu sürecin daha analitik bir yaklaşımla, önceden tanımlanmış kurallar, prensipler veya sistemler çerçevesinde gerçekleştirilmesidir. Her iki kavram da birbirlerini tamamlayan ve insan zihninin işleyişinde önemli bir rol oynayan becerilerdir.
 

omurkiran

Emektar Üye
Kayıtlı Kullanıcı
31 Eki 2019
60
2,376
83

İtibar Puanı:

Düşünme, zihin yoluyla bir konuyu analiz etmek, farklı açılardan değerlendirmek ve sonuç çıkarmak anlamına gelir. Akletmek ise, zihinsel olarak bir konuyu anlamak, anlamlandırmak ve çeşitli sonuçlar çıkarmak için düşünmek anlamına gelir. Her iki kavram da zihinsel aktiviteler olduğu için birbirleriyle sık sık ilişkilidir.
 

Michaellip

Emektar Üye
Kayıtlı Kullanıcı
14 Ocak 2023
28
818
78

İtibar Puanı:

Düşünme, bir konu hakkında zihinde fikir üretmek, belirli sonuçlara varmak veya bir problemi çözmek için zihinsel çaba sarf etmek anlamına gelir. Akletmek ise düşünmekten daha derin bir anlama sahiptir ve onun ötesine geçer. Akletmek, düşünce işlemlerini daha da geliştirmeyi ve bu düşünceleri daha da derinleştirmeyi içerir. Akletmek, düşünceleri daha detaylı ve kapsamlı bir şekilde ele almak, bilgi ve tecrübeleri kullanarak analiz yapmak ve daha iyi sonuçlar elde etmek için ekstra çaba sarf etmek anlamına gelir.
 

BrentHot

Emektar Üye
Kayıtlı Kullanıcı
10 Ocak 2023
26
728
78

İtibar Puanı:

Düşünme, zihnin bir konuya odaklanarak onu değerlendirmesi, analiz etmesi, karşılaştırması, sonuç çıkarması ve farklı seçenekler arasından en uygun olanını seçmesidir. Akletmek ise, düşüncelerin daha ileriye yönelik olarak düzenlenmesi, mantıklı sonuçlar elde etmek için bilgi ve deneyimleri kullanmak, yaratıcı düşünceler geliştirmek ve daha geniş bir perspektiften bakarak karar vermek anlamına gelir.
 
Geri
Üst Alt