Eğer Kütle Çekim Varsa Evren Neden Genişliyor

Eğer Kütle Çekim Varsa Evren Neden Genişliyor
Evren genişliyor çünkü uzayın kendisi genişliyor. Kütle çekimi, uzayın kendisini genişleten kuvvetlere karşı etkili olabilir, ancak uzayın kendisi zaten genişliyor olduğu için evren genişliyor.

Genişleyen evren fikri ilk olarak 1920'lerde belirlenmiştir. Edwin Hubble, yıldızların uzaklık ve hızlarına dayanarak, evrenin genişlediğini keşfetti. Hubble, daha uzak yıldızların, bizden daha hızlı bir şekilde uzaklaştığını keşfetti. Bu keşif, evrenin genişlediğini göstermektedir.

Genişleyen evrenin nedeni, uzayın kendisinin genişlemesi olarak düşünülmektedir. Büyük Patlama teorisine göre, evrenin başlangıcında, tüm madde ve enerji bir noktada toplandı. Bu nokta, evrenin ilk anlarındaki yoğunluğu ifade eden bir matematiksel kavram olan "sıfır hacimli nokta" olarak bilinir. Bu noktadan sonra evren, şimdiki genişlemesiyle birlikte genişlemeye başladı.

Kütle çekimi, bu genişlemeyi yavaşlatabilir, ancak genişlemeyi tamamen durduramaz. Bunun nedeni, evrende bulunan maddenin ve enerjinin, uzayın kendisi gibi genişlemesi ve daha fazla uzaklaşmasıdır.

Sonuç olarak, kütle çekimi evrende etkili bir kuvvet olsa da, evrenin genişlemesi uzayın kendisi tarafından belirlenir.

Kütle çekimi sadece yakın mesafelerde etkilidir ve evrenin genişlemesi uzak mesafelerde gerçekleşir. Evrenin genişlemesi bu nedenle kütle çekiminden etkilenmez. Genişlemenin nedeni, evrenin başlangıcında, Büyük Patlama olarak bilinen olayın gerçekleşmesidir. Bu olay, evrenin sürekli olarak genişlemesine neden olmuştur.

Kütle çekimi, özellikle de galaksiler arasındaki kütle çekimi, evrenin genişlemesini yavaşlatabilir ancak tamamen durduramaz veya tersine çeviremez. Evrenin genişlemesi, Büyük Patlama'nın sonucudur ve genişleme oranı, evrenin içindeki karanlık enerji tarafından belirlenir. Bu nedenle, kütle çekimi evrenin genişlemesine etki edebilir ancak tamamen nedeni değildir.

Kütle çekiminin varlığı, evrenin genişlemesine engel olmaz. Evrenin genişlemesi, uzayın kendisinin uzaması ile ilgilidir ve uzayın genişlemesi, kütle çekimine karşı bir etki olarak düşünülebilir. Evrenin genişlemesi, evrenin başlangıcından beri süregelen bir süreçtir ve genişleme hızı, evrendeki madde ve enerji dağılımına bağlıdır. Evrenin genişleyen yapıları, mevcut kütle çekimi alanını da hesaba katarak oluşur. Yani, evrenin genişlemesi kütle çekimine karşı bir etki olarak düşünülebilir ama bunun evrenin genişlemesi ile ilgisi yoktur.

Kütle çekimi varken evrenin genişlemesi biraz kafa karıştırıcı bir konudur. Fakat evrenimizdeki genişleme, kütle çekimine rağmen gerçekleşebilir.

Genişlemeyi anlamak için öncelikle evrenin ne anlama geldiğini anlamak gerekiyor. Evren, sadece madde ve enerji değil, zaman ve uzayın da dahil olduğu bir kavramdır. Evrene kütle çekimi uygulanması, uzay-zaman dokusunu çarpıklığa uğratabilir. Bu çarpıklık evrenin genişlemesine neden olur.

Özellikle evrenin başlangıcında, Büyük Patlama'nın ardından, genişleme hızı oldukça hızlıydı. Ne var ki, zamanla genişleme hızı yavaşladı fakat hala devam ediyor. Bu durumda, kütle çekimi evrenin genişleme hızını yavaşlatabilir ama sürekli genişleme olayını durduramaz.

Sonuç olarak, kütle çekimi varken evrenin genişlemesi birbirleriyle karışık iki olaydır. Ama genişleme olayının sürekli devam etmesi, kütle çekiminin sınırlandırıcı olduğunu gösterir.

Kütle çekimi yanlış anlaşılmış olabilir. Kütle çekiminin, evrenin genişlemesini engellemeyeceği düşünülüyor çünkü uzay-zaman dokusu, kütle çekimi tarafından bükülebilir ve evrenin genişlemesi bu bükülmelere rağmen devam edebilir. Aslında kütle çekim, evrenin genişlemesine hatta hızlanmasına bile katkıda bulunabilir. Bu, karanlık enerjinin varlığına bağlanabilir, çünkü karanlık enerji, uzayda mevcut olan enerjiden kaynaklanır ve genişlemeyi hızlandırır.