Ferdinand de Saussure'un Dilbilimdeki 'Yapısalcılık' Anlayışı Ne İfade Eder?

Paylaşımı Faydalı Buldunuz mu?

  • Evet

    Oy: 7 100.0%
  • Hayır

    Oy: 0 0.0%

  • Kullanılan toplam oy
    7

ErSan.Net 

İçeriğin Derinliklerine Dal
Yönetici
Founder
21 Haz 2019
34,555
1,768,598
113
41
Ceyhan/Adana

İtibar Puanı:

Ferdinand de Saussure'un Dilbilimdeki 'Yapısalcılık' Anlayışı Ne İfade Eder?
Ferdinand de Saussure'un dilbilimdeki yapısalcilik anlayışı, dilin bir yapı olarak incelenmesini ve dilin unsurlarının birbirleriyle olan ilişkilerini vurgular. Bu anlayış, dilbilgiyi dilin içsel yapısına odaklanan bir bilim olarak ele alır ve dilin sadece ses veya yazıdaki öğelerden değil, bu öğelerin birbirleriyle ilişkilerinden türediği bir sistem olarak görür.
Anahtar noktalar şunlardır:
  1. Dilin İçsel Yapısı:
    • Saussure, dilin içsel yapısına odaklanır ve dilin unsurlarını (ses, kelime, gramer kuralları) birbirleriyle olan ilişkileri içinde inceler. Dilin anlamı, bu unsurlar arasındaki ilişkilerden türetilir.
  2. Dilin İki Boyutu:
    • Saussure, langue (dilin genel sistem veya kuralları) ve parole (bireyin konuşma eylemi) kavramları arasında bir ayrım yapar. Dilbilim, genellikle genel dil sistemi olan "langue" üzerinde odaklanmalıdır.
  3. Dilin İşareti (Sign) Kavramı:
    • Dilin temel öğesi olan işaret (sign) kavramını geliştirir. Bir işaret, bir imge (ses, yazı) ile bir anlamın (kavram) birleşimini ifade eder. Bu kavram, semiyoloji ve daha genel olarak semiyotik çalışmalar için temel oluşturur.
  4. Toplumsal İşleyiş:
    • Dilin bireyler arasındaki iletişimde nasıl işlediği, toplumsal düzeni nasıl yansıttığı ve dilin sosyal bir kurum olduğu konularına odaklanır.
  5. Değişmeyen Kurallar:
    • Dilin içsel yapısı değişmeyen kurallar ve ilişkilerle belirlenir. Dilin evrimi, bu temel kurallar içinde gerçekleşir.
Bu yapısalcilik anlayışı, dilin bir bütün olarak incelenmesini ve dildeki unsurların birbirleriyle olan ilişkilerinin anlaşılmasını vurgular. Saussure'un bu perspektifi, dilbilimde yapısalcilik akımının temelini atmış ve dilbilim alanında önemli bir etki bırakmıştır.
 

MT 

Keşfetmek İçin İçeriği Oku
Moderator
Kayıtlı Kullanıcı
30 Kas 2019
29,150
673,368
113

İtibar Puanı:

Ferdinand de Saussure'un dilbilimdeki yapısalcılık anlayışı, dilin bir yapı olarak incelenmesini ve dilin unsurları arasındaki ilişkilerin vurgulanmasını ifade eder. Saussure, dilin içsel yapısına odaklanır ve dilin unsurlarını (ses, kelime, gramer kuralları) birbirleriyle olan ilişkileri içinde inceler. Dilin anlamı, bu unsurlar arasındaki ilişkilerden türetilir.

Saussure, dilin iki boyutunu da ayırır: langue (dilin genel sistemi veya kuralları) ve parole (bireyin konuşma eylemi). Dilbilim, genellikle genel dil sistemi olan "langue" üzerinde odaklanmalıdır. Dilin genel sistemi, dilin içsel yapısının temelini oluşturur ve bu sistemdeki kurallar, dilin işleyişini belirler.

Saussure ayrıca, dilin işareti (sign) kavramını da geliştirir. Bir işaret, bir imge (ses, yazı) ile bir anlamın (kavram) birleşimini ifade eder. Bu işaretler, dilin temel öğeleridir ve semiyoloji ve semiyotik çalışmalar için temel oluştururlar.

Yapısalcılık anlayışı aynı zamanda dilin toplumsal işleyişine de odaklanır. Dil, bireyler arasındaki iletişimi nasıl sağlar, toplumsal düzeni nasıl yansıtır ve dilin sosyal bir kurum olduğu konuları üzerinde durulur.

Saussure'a göre dilin içsel yapısı değişmeyen kurallar ve ilişkilerle belirlenir. Dilin evrimi de bu temel kurallar ve ilişkiler içinde gerçekleşir.

Bu yapısalcılık anlayışı, dilin bir bütün olarak incelenmesini ve dildeki unsurların birbirleriyle olan ilişkilerinin anlaşılmasını vurgular. Dilbilimde yapısalcılık akımının temelini atan Saussure, dilbilim alanında önemli bir etki bırakmıştır. Bu anlayışın ardılı olan yapılandırmacılık ve sonrasında gelişen postyapısalcılık da dilbilimde önemli bir yer tutmuştur.
 

Kemik.Net 

Emektar Üye
Kayıtlı Kullanıcı
11 Ara 2019
167
5,935
93
www.Kemik.net

İtibar Puanı:

Ferdinand de Saussure'un Dilbilimdeki 'Yapısalcılık' Anlayışına Derinlemesine Bir Yanıt

Ferdinand de Saussure'un dilbilimdeki yapısalcılık anlayışı, dilin karmaşık bir sistem olarak incelenmesine ve dilin unsurları arasındaki ilişkilere odaklanılmasına dayanmaktadır. Bu anlayış, dilbilgiyi sadece ses veya yazıdaki öğelerle değil, aynı zamanda bu öğeler arasındaki dinamik ilişkilerle birlikte bir yapı olarak ele alır.

Saussure'un dilbilgisi anlayışında önemli bir unsur, dilin içsel yapısına odaklanmasıdır. Dilin unsurları, ses, kelime ve gramer kuralları gibi unsurlar, birbirleriyle olan ilişkileri içinde incelenir. Dilin anlamı, bu unsurlar arasındaki karmaşık ilişkilerden türetilir.

Yapısalcılık, dilin iki temel boyutunu vurgular: "langue" (genel dil sistemi veya kuralları) ve "parole" (bireyin konuşma eylemi). Saussure, dilbilimin genellikle "langue" üzerinde odaklanması gerektiğini savunur, çünkü genel dil sistemi, dilin temel yapısını oluşturan unsurları içerir.

Dilin işareti (sign) kavramı, Saussure'un dilbilimdeki önemli katkılarından biridir. Bir işaret, bir imge (ses, yazı) ile bir anlamın (kavram) birleşimini ifade eder. Bu kavram, semiyoloji ve genel olarak semiyotik çalışmalar için temel oluşturur.

Yapısalcılık, dilin toplumsal işleyişine de odaklanır. Dilin bireyler arasındaki iletişimde nasıl işlediği, toplumsal düzeni nasıl yansıttığı ve dilin sosyal bir kurum olduğu konuları ele alır. Bu perspektif, dilin sadece bireyin zihinsel süreçleriyle değil, aynı zamanda toplumsal normlarla da bağlantılı olduğunu vurgular.

Saussure'a göre, dilin içsel yapısı değişmeyen kurallar ve ilişkilerle belirlenir. Dilin evrimi, bu temel kurallar içinde gerçekleşir. Yapısalcılık anlayışı, dilbilimde bu temel prensipleri vurgulayarak, dilin derinlemesine anlaşılmasına ve dildeki yapısal unsurların kavranmasına katkı sağlamıştır. Bu perspektif, dilbilimde yapısalcılık akımının başlangıcını ve dilbilim dünyasında kalıcı bir etki yaratmıştır.
 

Eylül Korkmaz

Diomond Üye
Kayıtlı Kullanıcı
9 Haz 2023
56
272
53

İtibar Puanı:

Ferdinand de Saussure, dilbilimdeki "yapısalcılık" anlayışını temsil eden önemli bir figürdür. Onun yaklaşımı, dilbilimi bir disiplin olarak kurmuş ve dilin yapısını anlamaya odaklanmıştır.

Saussure'a göre dil, sembolik bir sistem olarak işlev görür ve anlamın oluşumunda görev alır. Dilin yapısalcı anlayışı ise, dilin bu sembollerin ve yapıların işbirliğiyle bir bütün olduğunu iddia eder.

Ona göre dil, iki temel bileşenden oluşur: dilin ses yapısı (sesbilim) ve dilin anlam yapısı (anlambilim). Dilin ses yapısı, ses birimlerinin nasıl birleştiğini ve hangi kurallara göre işlediğini incelerken, dilin anlam yapısı ise sembollerin nasıl anlamlandırıldığını ve anlamların nasıl oluştuğunu araştırır.

Saussure'un yapısalcılık anlayışı, dilin bir sistem olarak ele alındığı ve bu sistemin içerisindeki unsurların birbirleriyle ilişkili olduğu fikrine dayanır. Dil, sembollerin kullanımı ve sözcüklerin işlevleriyle değil, sembolik yapılar ve ilişkilerle açıklanır. Dilbilimci olarak, dildeki yapısal örüntüleri tanımlamak ve dilin nasıl işlediğini anlamak için dilbilimsel analizlerini kullanır.

Bu anlayış, dilbilimde yapısalci okula yol açmış ve dilbilimsel analizlerde yapısal ve işlevsel ilişkilerin belirlenmesini vurgulayan bir model olarak benimsenmiştir. Bu yaklaşım, birçok dilbilimci tarafından ileri sürülmüş ve dilbilimdeki birçok teoriye temel oluşturmuştur.
 

KiwiStarlight

Emektar Üye
Kayıtlı Kullanıcı
16 Haz 2023
83
1,578
83

İtibar Puanı:

Ferdinand de Saussure, dilbilimde "Yapısalcılık" olarak bilinen bir anlayışın öncüsüdür. Yapısalcılık, dilin bir sistem olarak incelenmesini ve dildeki yapıların önemini vurgular.

Saussure'ye göre dil, seslerin ve kelimelerin anlamlarla ilişkili olduğu bir sistemdir. Dilin temel birimi olan "anlam" ve "ses" birbirleriyle bağlantılıdır, ancak aralarında doğal bir ilişki yoktur. Örneğin, İngilizce'de "masa" kelimesiyle ilgili olarak kullanılan sesler ve "masa" kavramı arasında bir bağlantı bulunmaz, bu bağlantı sadece dilin kabul ettiği bir kuraldır.

Yapısalcılık, dilbilimde dilin yapılarını analiz etmeyi amaçlar. Saussure'ye göre, bu yapılar dilin çalışma şeklini belirler ve dilbilimciler bu yapıları inceleyerek dilin işleyişini anlamaya çalışırlar. Dilin bu yapıları, birbiriyle ilişkili dil işaretleri olan "dilin birimleri" tarafından oluşturulur. Saussure, bu dil birimlerini "anlam" ile "ses" olarak ikiye ayırır.

Saussure'ün yapısalcılık anlayışı, dilin toplumsal ve kültürel bir olgu olduğunu ve dil yapılarının zaman içinde değişebileceğini kabul eder. Bu anlayış, dilin bir sistematik yapıya sahip olduğunu ve dilin işleyişinin bu yapıların etkisi altında olduğunu ileri sürer.

Sonuç olarak, Ferdinand de Saussure'un dilbilimdeki yapısalcılık anlayışı, dilin bir sistem olarak incelenmesini ve dildeki yapıların önemini vurgulayan bir bakış açısıdır. Dilin temel birimlerini, anlam ve ses olarak adlandırır ve dilin sosyal ve kültürel bağlamda incelenmesine odaklanır.
 
Geri
Üst Alt