Hammurabi'nin hükümdarlığı döneminde Babil İmparatorluğu, Orta Doğu’da güçlü bir devlet olarak bilinirdi. Babil İmparatorluğu'nun yönetimi monarşikti ve Hammurabi, bu yönetimin lideriydi. Devletin yönetiminde, Hammurabi'nin asilleri, subayları ve kabilesel liderleri destekleyen bir bürokrasi vardı.
Babil İmparatorluğu, çoğunlukla tarım üzerine kurulmuştu. Hammurabi, su yolları ve tarım arazileri gibi anahtar alanları kontrol altına aldı. Tarımsal kalkınma, üretim ve toplama faaliyetleri devletin başlıca gelir kaynaklarıydı. Tarımın yanı sıra, Babil İmparatorluğu döneminde ticaret de önemli bir yer tutuyordu. İmparatorluğun farklı bölgeleri arasında ticaret faaliyetleri yürütülüyor ve Hammurabi, ticaretin düzenlenmesi ve kontrolü için yasalar çıkarmıştı.
Hammurabi'nin hükümdarlığı döneminde Babil İmparatorluğu, aynı zamanda bir hukuk devletiydi. Hammurabi, adaleti sağlamak için bir dizi şeriat yasası çıkardı. Bugün “Hammurabi Kanunları” olarak bilinen bu yasalar, tarihteki en eski yazılı yasalar arasında sayılır. Bu yasalar, cezaların caydırıcı olması ve adaletin hızlı bir şekilde sağlanması için sert ve katıydı.
Babil İmparatorluğu, kültürel açıdan da zengin bir geçmişe sahipti. İmparatorluk, mimari, edebiyat, matematik, astronomi, felsefe ve tıbbi konularda önemli katkılarda bulunmuştur. Hammurabi, Babil İmparatorluğu'nda kültürel faaliyetleri teşvik etmek için birçok sanat eseri, anıt ve bina inşa ettirdi.
Sonuç olarak, Hammurabi'nin hükümdarlığı döneminde Babil İmparatorluğu, güçlü bir merkezi yönetim, gelişmiş tarım ve ticaret faaliyetleri, katı yasalar ve kültür alanındaki gelişmeler ile karakterize edilen bir imparatorluktu.