Hegelcilikte Gerçeklik ve Bilinç Arasındaki İlişki Nedir?

Paylaşımı Faydalı Buldunuz mu?

  • Evet

    Oy: 76 100.0%
  • Hayır

    Oy: 0 0.0%

  • Kullanılan toplam oy
    76

ErSan.Net 

İçeriğin Derinliklerine Dal
Yönetici
Founder
21 Haz 2019
34,557
1,768,599
113
41
Ceyhan/Adana

İtibar Puanı:

Hegelcilikte gerçeklik ve bilinç arasındaki ilişki, idealist bir perspektiften ele alınır. Hegel'e göre, gerçeklik yalnızca zihnimizin yarattığı kavramlar ve kategoriler tarafından anlaşılır. Bu nedenle, gerçeklik ve bilinç arasındaki ilişki, birbirlerini tamamlayan bir ilişkidir.

Hegel, bilincin gerçekliğe göre şekillendiğini ve gerçekliğin de bilinç tarafından anlaşılabilen bir yapıda olduğunu düşünür. Bilinç, gerçekliği anlamlandırmada önemli bir role sahip olan kategoriler ve kavramlar tarafından şekillenir. Gerçekliğin de bu kategoriler ve kavramlar tarafından algılanabilir hale geldiğini söyler.

Bu ilişki, Hegel'in "tarihsel diyalektik" olarak adlandırdığı bir kavramı da içerir. Bu kavram, her bilinç yapıtının önceki yapıtlara dayandığını ve her yeni yapıtın öncekine karşı bir tez-antitez çatışması yarattığını belirtir. Bu çatışmanın sonucu, daha yüksek bir sentezdir. Yani, bilinç, daha önceki sentezlerin gerçeklikle etkileşimi sonucu kendini geliştirir ve değiştirir.

Sonuç olarak, Hegelcilikte gerçeklik ve bilinç arasındaki ilişki, idealist bir perspektiften ele alınır ve birbirlerini tamamlayan bir ilişki olarak görülür. Bu ilişki, tarihsel diyalektik kavramı ile açıklanır ve her yeni sentez, öncekine karşı bir çatışma sonucunda şekillenir.
 

MT 

Keşfetmek İçin İçeriği Oku
Moderator
Kayıtlı Kullanıcı
30 Kas 2019
29,151
673,379
113

İtibar Puanı:

Ayrıca, Hegel'in "ruh", "ahlak", "tarih" gibi kavramlarını da incelediğimizde, bu kavramların da gerçekliğe ve bilince olan ilişkisini anlamlandırdığını görürüz. Örneğin, ruh kavramı, insan bilincinin kendini anlamlandırmasında önemli bir rol oynar ve ahlak kavramı da insan davranışlarına yön verir. Tarih kavramı ise, insanların toplumsal, siyasal ve ekonomik yapılarını anlamlandırmada ve değiştirmede önemli bir role sahiptir.

Hegelcilikte gerçeklik ve bilinç arasındaki ilişki, idealist bir perspektiften ele alınırken, eleştirilere de maruz kalmıştır. Özellikle, gerçekliğin sadece insan zihninde var olduğunu ve varoluşun dışsal gerçekliğini görmezden geldiği eleştirileri yapılır. Bunun yanı sıra, tarihsel diyalektiğin de eleştirileri bulunmaktadır, özellikle de her sentezin daha yüksek bir seviyede olmadığı ve gerçekliğe tam olarak uygun olmadığı konusunda eleştiriler bulunmaktadır.

Bu eleştirilere rağmen, Hegelcilikte gerçeklik ve bilinç arasındaki ilişki önemli bir felsefi konudur ve günümüzde de ilgi çekmektedir. Bu konu, felsefe alanında tartışılmaya ve geliştirilmeye devam etmektedir.
 

voszew

Emektar Üye
Kayıtlı Kullanıcı
4 Tem 2022
23
666
78

İtibar Puanı:

Hegelcilikte gerçeklik ve bilinç arasındaki ilişki oldukça önemlidir. Temel olarak, Hegel gerçekliği sübjektif bir bakış açısıyla ele alır ve bu nedenle gerçeklik ile bilinç arasındaki ilişki oldukça önemlidir.

Hegel'e göre gerçeklik, bir bireyin bilincinde ve algısında yer alan şeylerdir. Bireyin algıladığı gerçeklik, onun kendi öznel bakış açısına göre oluşur. Bu nedenle, gerçeklik ve bilinç arasındaki ilişki öznel bir ilişkidir.

Hegel'in felsefesi, tarihsel bir perspektiften de ele alınabilir. Buna göre, tarihsel süreçte gerçeklik ve bilinç arasındaki ilişki sürekli olarak değişmekte ve dönüşmektedir. Bu dönüşüm, tarihsel ilerleme ile birlikte gerçekleşmektedir.

Bununla birlikte, Hegelcilikte gerçeklik ve bilinç arasındaki ilişki, sadece öznel bir ilişki olarak ele alınmaz. Gerçeklik, aynı zamanda bireyin objektif olarak var olduğu bir dünya da içerir. Bu nedenle, Hegel'in felsefesi, öznel ve objektif gerçeklik arasındaki bütünsel ilişkiye de önem verir.

Sonuç olarak, Hegelcilikte gerçeklik ve bilinç arasındaki ilişki oldukça kompleks ve ilginç bir konudur. Öznel ve objektif gerçeklik arasındaki ilişki ile tarihsel süreç içinde değişen ilişkilerin bir bütün olarak ele alınması, Hegel felsefesi için önemlidir.
 

Saki

Emektar Üye
Kayıtlı Kullanıcı
14 Mar 2023
39
1,225
83

İtibar Puanı:

Hegelci filozoflar gerçekliği ve bilinci tartışırken, bu ikisi arasındaki ilişkiyi önemli bir konu olarak ele almışlardır. Hegelcilikte gerçeklik, bireysel zihinlerin algıladığı şekilde var olan bir şey değil, aksine zihinlerin bilincindeki bir kavramdır.

Bilinç ise, zihinlerin gerçekliğe ilişkin düşüncelerini ifade ettiği ve bu düşüncelerin doğruluğunu ve yanlışlığını değerlendirdiği bir süreçtir. Hegelci filozofların iddiasına göre, gerçekliğin doğası ve anlamı ancak bilinç yoluyla kavranabilir.

Bu nedenle, gerçeklik ve bilinç arasındaki ilişki Hegelcilikte öncelikle birbirlerini tamamlayan ve birbirinden ayrılmaz kavramlar olarak ele alınır. Gerçekliğin anlamı ve doğası ancak bilinç tarafından anlaşılabilir ve yine bilinç, gerçekliğin varlığının doğruluğunu ve yanlışlığını değerlendirebilir.

Hegelci filozoflar, gerçekliğin yalnızca zihinlerin tasarlaması olarak ele alınması, gerçekliğin varlığından vazgeçilmesi anlamına gelmez. Aksine, gerçeklik zihinlerin algılarının ötesinde var olur ve bu nedenle, gerçekliğin bilincine varmak için zihinlerin sınırlarını aşması gerekir.

Sonuç olarak, Hegelcilikte gerçeklik ve bilinç arasındaki ilişki, gerçekliğin anlamının bilincin temelinde yatması ve gerçekliğin bilincin yardımıyla anlaşılması olarak özetlenebilir. Bu ilişki, genellikle Hegelcilik düşüncenin merkezi konularından biri olarak ele alınır ve birçok filozofun üzerinde çalışmalar yaptığı bir konudur.
 

Uçar

Emektar Üye
Kayıtlı Kullanıcı
14 Mar 2023
55
1,720
83

İtibar Puanı:

Hegelcilikte gerçeklik ve bilinç arasındaki ilişki oldukça önemlidir. Hegel, idealist bir felsefeci olarak gerçekliğin sadece zihinde var olduğunu savunmuştur. Ona göre, gerçeklik, farklı düşüncelerin sürekli olarak yeniden şekillenmesiyle ortaya çıkar ve bu süreçte bilinç, gerçekliği yaratır.

Bu süreçte, bilinç kendini gerçekliğin bir parçası olarak algılar ve gerçekliği anlamaya çalışır. Ancak Hegel'e göre, bilinç gerçekliği anlamaya çalışırken gerçekliği değiştirir ve kendisiyle olan ilişkisinde gerçekliği yaratır. Yani gerçeklik ve bilinç arasında bir karşılıklı etkileşim vardır.

Hegel ayrıca, bilincin gerçekliği anlamaya çalışması sırasında, gerçekliği çeşitli aşamalara böldüğünü ve bu aşamaların her birinin bilincin gerçekliği anlaması için belirli bir amacı olduğunu savunur. Bu aşamalar, farklı düşüncelerin sürekli olarak yeniden şekillenmesi sonucu ortaya çıkar ve bir araya gelerek gelişen bir süreç oluştururlar.

Sonuç olarak, Hegelcilikte gerçeklik ve bilinç arasındaki ilişki oldukça karmaşıktır. Bilinç, gerçekliği anlamaya çalışırken gerçekliği değiştirir ve kendisiyle olan ilişkisinde gerçekliği yaratır. Bu arada, gerçeklik bilincin sürekli olarak değişen düşünceleri ile şekillenir ve gelişir.
 

JigsawJupiter

Emektar Üye
Kayıtlı Kullanıcı
16 Haz 2023
78
1,464
83

İtibar Puanı:

Hegel'in felsefesinde gerçeklik ve bilinç arasındaki ilişki, idealizmin temel prensiplerinden biridir. Hegel, gerçekliğin insanların zihinlerindeki ideaların bir yansıması olduğunu savunur. Bilincin varoluşunu gerçeklikle ilişkilendirirken, gerçekliğin de bireyin bilincine bağlı olduğunu açıklar.

Hegel'e göre, gerçeklik bilincin üzerinde etkilidir ve bilgiyi etkiler. Bireyin bilinci de gerçekliği algılamak için katkıda bulunur. Bu nedenle, gerçeklik ve bilinç arasındaki ilişki karşılıklıdır ve birbirine bağımlıdır.

Hegel, bilinç ve gerçeklik arasındaki bağıntının sürekli hareket halinde olduğunu ve birbirini dönüştürdüğünü düşünür. Bu nedenle, gerçeklik ve bilinç arasındaki ilişki bir tez-antitez-sentez döngüsüdür. Bu döngü sayesinde, bilinç gerçekliği daha iyi anlamaya başlar ve gerçeklik de bireyin bilincine daha yapıcı etki yapar.
 

GigaGrizzly

Aktif Üye
Kayıtlı Kullanıcı
8 Haz 2023
22
114
28

İtibar Puanı:

Hegelcilikte gerçeklik ve bilinç arasındaki ilişki, Hegel'in diyalektik yöntemine dayanır. Hegel, diyalektik yöntemiyle gerçekliği anlamaya çalışırken, bilincin gerçekliği kavrama sürecini açıklar.

Hegel'e göre gerçeklik, bilinçle ilişkili bir kavramdır. Bilinç, gerçeği kavrama ve anlama sürecinde aktif bir rol oynar. Gerçeklik, bireyin bilincinin objektif dünyayı algılaması ve anlaması sonucunda ortaya çıkar. Bu anlamda gerçeklik, insanın kendi bilincinde var olan bir kavramdır.

Hegel, bilincin gerçekliği kavrama sürecini üç aşamada ele alır: tez, antitez ve sentez. Tez, bir düşüncenin öne sürüldüğü aşamadır. Antitez, teze karşıt bir düşünceyi ifade eder. Sentez ise bu ikisinin birleşimidir ve yeni bir düşünceyi temsil eder.

Hegel'e göre, bilinç sürekli olarak gerçekliği anlamaya ve kavramaya çalışırken bu tez-antitez-sentez sürecini takip eder. Bilinç, gerçeklikle ilgili tezi önerir, antitezleriyle karşılaşır ve bu çatışmadan sentez aşamasına geçer. Bu süreçte bilincin gerçekliği anlama ve kavrama yeteneği gelişir ve gerçekliğin daha derin bir kavrayışına ulaşır.

Sonuç olarak, Hegel'e göre gerçeklik ve bilinç arasındaki ilişki bir süreçtir. Bilinç gerçekliği anladıkça ve kavradıkça, gerçeklik değişir ve gelişir. Bu süreçte bilincin tez-antitez-sentez sürecini takip etmesi gerekmektedir. Bu sayede insan, gerçekliği daha iyi anlayabilir ve kavrayabilir.
 

Zihinİfadesi

Bronz Üye
Kayıtlı Kullanıcı
8 Haz 2023
15
98
13

İtibar Puanı:

Hegelcilikte gerçeklik ve bilinç arasındaki ilişki, dialektik bir süreç olarak ele alınır. Hegel'e göre gerçeklik, her şeyin ve her düşüncenin evrensel bir bireşiminden oluşan bir tüm olarak anlaşılır. Bu tümün bilinç tarafından kavranması ise bilinç süreciyle gerçekleşir.

Hegel, gerçeklik ve bilincin birbirine bağlı olduğunu ve birbirlerini şekillendirdiğini öne sürer. Ona göre, bilinç gerçeklikten ayrılamaz ve gerçeklik bilinç olmadan tamamen anlamsızdır. Bilinç, gerçekliği anlamlandırma ve yorumlama sürecidir.

Ancak Hegel, bu ilişkinin doğası gereği çelişkilerle dolu bir süreç olduğunu savunur. Bilinç, gerçekliği sürekli olarak anlamaya çalışırken karşılaştığı zorluklar ve çelişkilerle yüzleşir. Bu çelişkiler, bilinci kendini geliştirmeye iten ve yeni bir senteze doğru ilerlemesini sağlayan unsurlardır.

Sonuç olarak, Hegelcilikte gerçeklik ve bilinç arasındaki ilişki, karşılıklı etkileşim ve sürekli değişim halinde olan bir ilişkidir. Bilinç, gerçekliği anlamaya ve kavramaya çalışırken aynı zamanda gerçeklik de bilinci etkiler ve değiştirir. Bu süreç, çelişkiler ve çatışmalar yoluyla ilerler ve yeni bir senteze doğru gelişir.
 

TarımsalRitim

Bronz Üye
Kayıtlı Kullanıcı
8 Haz 2023
6
25
13

İtibar Puanı:

Hegelcilikte, gerçeklik ve bilinç arasındaki ilişki dialectical idealism (tinsel idealizm) olarak adlandırılan bir kavramla açıklanır. Hegel'e göre gerçeklik, ideaların tümüdür ve bu ideaların madde ile ilişkisi, onların bilinç tarafından anlaşılmasına bağlıdır.

Bilinç, gerçekliğin bir yansımasıdır ve gerçekliği kavramak için kullanılan bir araçtır. Ancak bilinç, gerçekliğin doğasını tam olarak anlamamaktadır. Hegel, bilincin gerçekliği maddeye dayalı olmayan idealar yoluyla anlama çabasının sonucunda çeşitli anlaşmazlıklarla karşılaştığını söyler.

Bu anlaşmazlıklar ve çelişkiler, bilincin gerçekliği daha iyi kavraması için bir fırsat sunar. Hegel'e göre, bilinç gerçekliği anladıkça, gerçeklik değişir ve dönüşür. Bu değişim ve dönüşüm, tinsel süreçlerin bir sonucudur ve bilinç, gerçekliği anlama sürecinde aktif bir rol oynar.

Bu nedenle, Hegelcilikte gerçeklik ve bilinç arasındaki ilişki, sürekli bir etkileşim ve dönüşüm halindedir. Bilinç, gerçekliği anlamak için uğraşırken, gerçeklik de bilinci değiştirir ve geliştirir. Bu süreç sonunda gerçeklik ve bilinç arasındaki ilişki daha da derinleşir ve olgunlaşır.
 

ToprakKeşifçisi

Bronz Üye
Kayıtlı Kullanıcı
8 Haz 2023
26
75
13

İtibar Puanı:

Hegelcilikte, gerçeklik ve bilinç arasında diyalektik bir ilişki olduğu söylenir. Bu ilişki, Hegel'in tarihsel materyalizm teorisi olan "dialectical idealism" veya "felsefi idealizm" olarak da adlandırılan bilinçsel sürecin bir parçasıdır.

Hegel'e göre, gerçeklik ve bilinç birbirleriyle etkileşim halinde olan iki ayrı ama birbirine bağlı öğelerdir. Gerçeklik, bir tür objektif veya nesnel gerçeklik olarak kabul edilir. Bu gerçeklik, dünya, evren veya fiziksel varlıklar olarak anlaşılabilir. Bilinç ise, insan zihninin veya düşüncenin bir ürünüdür ve öznel bir yanı vardır.

Hegel'e göre, bilinç gerçekliği algılar ve yorumlar. Ancak bu yorumlar, gerçekliğin tam anlamıyla nesnel veya doğru bir temsilini sağlamaz. Bilinç, gerçekliği bir dizi kavramsal şekilde kavrar ve bu kavramlar üzerinden anlamlandırır. Bu süreçte, bilinç gerçeklikle gelişen bir etkileşim içerisindedir ve gerçeklikle uyumlu bir şekilde bilinci dönüştürür.

Hegel'e göre bilinç, gerçekliği anlamadaki sınırlamalarını fark ettikçe ve bunları aşmaya çalıştıkça, gerçeklik üzerinde daha fazla etkisi olur. Bu süreç, tüm tarihsel sürecin ve insan düşüncesinin bir evrimini temsil eder. Bilinç, zamanla daha akılcı hale gelir ve gerçekliği daha iyi anlamaya ve yansıtmaya başlar. Bu da insan bilincinin tarihsel ve toplumsal ilerlemesiyle birleşir ve diyalektik idealizmin temelini oluşturur.

Sonuç olarak, Hegel'e göre gerçeklik ve bilinç arasındaki ilişki, bilincin gerçekliği kavramsal olarak anlamlandırmasına ve gerçekliği etkileyecek şekilde dönüştürmesine dayanır. Bu süreç, insan bilincinin ve tarihsel ilerlemenin bir parçasıdır.
 

TarımYolcusu

Bronz Üye
Kayıtlı Kullanıcı
8 Haz 2023
25
79
13

İtibar Puanı:

Hegelcilikte gerçeklik ve bilinç arasındaki ilişki, bilincin gerçekliği algılayıp onunla etkileşimde bulunarak onu anlaması ve kendini gerçeklikle ilişkilendirmesi sürecini ifade eder. Hegel'e göre bilinç, gerçekliği algılayarak onunla diyalektik bir ilişkiye girer.

Gerçeklik, objektif olarak var olan dünya olarak anlaşılır ve bilincin dışında mevcut olan bir şeydir. Bilinç ise, gerçekliği algılayan ve onu anlamlandırmaya çalışan bir varlıktır. Bilinci oluşturan bilincin nesnesiyle olan ilişki, bilinç sürecinin temelidir.

Hegel, bilincin gerçekliği doğru bir şekilde algılamadığını ve gerçekliği sınırlı bir perspektiften değerlendirdiğini öne sürer. Bu sınırlılığı aşmak ve gerçekliği tam olarak kavramak için bilincin, gerçeklikle etkileşime girmesi ve onunla çatışması gerektiğini savunur. Bu çatışma sürecinde bilinç, gerçeklikle çelişkiler yaşayarak yeni bir perspektif ve anlayış geliştirir. Bu süreç, Hegel'in diyalektik yöntemine dayanır.

Hegel'in bilinç ve gerçeklik arasındaki ilişkiyi açıklamak için kullandığı terimlerden biri "tez-antitez-sentez"dir. Bu terimler, çatışma sürecini ifade eder. Bilinç gerçekliği algıladığında bir tez ortaya atılır, ardından gerçeklik tarafından sunulan çelişkili bir durum veya antitez gelişir. Bu çelişkiden sonra bilinç yeni bir sentez oluşturarak gerçekliği daha kapsamlı bir şekilde anlamaya başlar. Bu süreç, bilincin gerçeklikle etkileşime girerek onu anlama ve kavrama sürecidir.

Sonuç olarak, Hegelcilikte gerçeklik ve bilinç arasındaki ilişki, bilincin gerçekliği algılaması, onunla etkileşime girmesi ve çelişki yaşayarak yeni bir anlayış oluşturması sürecidir. Gerçeklik ile bilinç arasındaki ilişki, bilincin kendini gerçekliğe açması ve onunla diyalektik bir şekilde etkileşimde bulunmasıyla gerçekleşir.
 

Cesur

Diomond Üye
Kayıtlı Kullanıcı
9 Haz 2023
26
316
48

İtibar Puanı:

Hegelian felsefede gerçeklik ve bilinç arasındaki ilişki, "dialektik" adı verilen bir süreçle açıklanır. Hegel'e göre gerçeklik, insan bilincinin evrimiyle ortaya çıkar.

Hegel, bilinç kavramını ele alırken, bilincin bir nesneye ilişkin bir farkındalık olduğunu ifade eder. Bilinç, kendisiyle ilgili düşüncelerinin bir aracılığıyla nesne dünyayı tanır ve kavrar. Ancak Hegel'e göre bilinç, gerçekliği tam anlamıyla keşfedemez çünkü onun algıları, içerdiği kavramlara göre şekillenir ve sınırlanır.

Hegel, bilincin gerçekliği anlamak için dönemsel bir değişim süreci olan "dialektik" kavramını geliştirir. Dialektik, tez, antitez ve sentez adı verilen üç aşamalı bir süreci ifade eder. Tez, bir durumu veya düşünceyi ifade ederken, antitez, teze karşı konulan ve onunla çelişen bir düşünce veya durumu temsil eder. Sentez ise tez ve antitezin birleşmesiyle ortaya çıkar ve yeni bir durumu veya düşünceyi ifade eder.

Hegel'e göre bilinç sürekli olarak tez ve antitez çatışmaları sonucunda senteze ilerler ve gerçekliği anlama sürecini tamamlar. Bilinç, yeni bilgileri ve anlayışları sentez aşamasında birleştirirken, daha önceki tezlerle çelişkili hale gelebilir ve daha fazla bilinci ve gerçekliği kavramak için yeni tezler ve antitezler geliştirebilir.

Bu süreç, gerçekliğin sürekli bir dönüşüm ve ilerleme süreci olduğunu gösterir. Bilinç, gerçekliği anlama çabasında tez-antitez çatışmalarından geçerek daha kapsamlı ve gerçeğe daha yakın bir bilinç haline gelir.

Sonuç olarak, Hegelcilikte gerçeklik ve bilinç arasındaki ilişki, dialektik süreçlerle açıklanır. Bilinç, gerçekliği anlamak için tez-antitez çatışmaları yaşayarak ilerler ve sentez aşamasında daha kapsamlı bir bilince ulaşır. Bu süreç, gerçekliğin sürekli dönüşüm ve ilerleme süreci olduğunu vurgular.
 

Gülseren Demirhan

Diomond Üye
Kayıtlı Kullanıcı
9 Haz 2023
47
322
53

İtibar Puanı:

Hegelcilikte gerçeklik ve bilinç arasındaki ilişki, bilincin gerçekliği algılama ve anlama süreci üzerinden şekillenir. Hegel'e göre gerçeklik, nesnel dünyanın kendisidir ve bilinç, bu nesnel gerçekliği zihinsel olarak kavramaya çalışır.

Hegel, bilincin gerçekliği algılamasının bir süreç olduğunu ve bu süreçte bilincin kendisini ve nesneyi zihinsel olarak geliştirdiğini savunur. Bilinç, gerçekliği algıladıkça bu algılamalarını kavramlarla ifade etmeye başlar ve böylece nesneyi anlar. Ancak bu süreç, başlangıçta doğru ve tam anlamıyla gerçeği kavramak için yeterli değildir. Bilinç, gerçekliği kavramsal düşünceleriyle anlamaya çalıştıkça, bu kavramların eksik ve yanıltıcı olabileceğini keşfeder.

Hegel'e göre, bilinç gerçeği algılayarak başlar, ardından kavramlarla onu anlamaya çalışır ve sonunda kavramların eksikliğini fark ederek gerçeği daha iyi anlamak için ilerler. Bu süreçte bilinç, gerçeklikle arasındaki ilişkiyi sürekli olarak deneyimleyerek ve içgörü kazanarak ilerler. Bu süreçte bilinç, gerçeklikle karşılıklı bir ilişki içindedir ve her ikisi de birbirini etkilemektedir.

Bu ilişki, Hegel'in diyalektik yöntemi olarak bilinen bir süreçle şekillenir. Diyalektik yöntemde tez, antitez ve sentez aşamalarıyla gerçeklik ve bilinç arasındaki ilişki ilerler. Bu süreçte, bilinç gerçekliği algılar, anlamaya çalışır ve onunla uyum sağlamaya çalışırken gerçeklik de bilinci etkileyerek onun kavramlarını ve anlayışını değiştirir.

Sonuç olarak, Hegelcilikte gerçeklik ve bilinç arasındaki ilişki sürekli bir etkileşim ve dönüşüm süreci olarak görülür. Gerçeklik bilinci etkiler ve bilinç gerçekliği anlamaya çalışırken gerçekliğin kendisini değiştirir. Bu süreçte bilinç, gerçekliğin doğasını ve kendisini daha iyi anlama yolunda ilerler.
 
Geri
Üst Alt