Hiçlik felsefesi, bir varoluş felsefesi yaklaşımıdır ve genellikle Budizm ve nihilizmle ilişkilendirilir. Hiçlik felsefesi, bireyin varoluşsal gerçekliği sorgulaması üzerine odaklanır.
Hiçlik felsefesine göre, varoluşun temel özü hiçlik ve anlamsızlıktır. Her şeyin bir varoluş nedeni olması gerektiği fikrine karşı çıkarak, hiçlik felsefesi, hayatın anlamını sorgular. İnsanların hayatın anlamını arayışında buldukları tüm değerler, anlamlar ve amaçlar, aslında kendiliğinden atfedilen ve gerçek değere sahip olmayan olgulardır.
Hiçlik felsefesi, yaşamın geçici ve boş olduğunu savunur ve insanın varoluşsal sıkıntıları, acıları ve tatminsizliklerle baş etmeye çalışırken yaşadığı çelişkilere dikkat çeker. Bireyin bu deneyimlerle yüzleşmesi ve kabul etmesi, kişisel gelişim ve uyum için önemlidir.
Bu felsefe akımında, hiçlik veya anlamsızlık durumu kabul edildiğinde, insanların özgürlüğe, sorumluluğa ve kendi hayatlarını anlamlı hale getirmelerine yönelik olanaklar olduğu düşünülür. Hiçlik felsefesi, insanın kendi değerlerini ve amacını yaratma sürecine atıfta bulunur.
Sonuç olarak, hiçlik felsefesi, varoluşun gerçek doğasına ve insanın hayattan ne bekleyebileceğine dair derin bir sorgulamayı ifade eder. Varoluşsal durumları, anlamları ve değerleri sorgulamak için bir çerçeve sunar.