İlk otobiyografik romanlar, İngiliz yazar Daniel Defoe'nun 1722 yılında yayımlanan "Robinson Crusoe" ve Fransız yazar Jean-Jacques Rousseau'nun 1782 yılında yazdığı "İtiraflar" adlı eserleridir.
"Robinson Crusoe", gerçek bir deniz kazasından kurtulan İngiliz gemici Robinson Crusoe'nun, 28 yıl boyunca yalnız bir adada geçirdiği hayatı ve orada karşılaştığı zorlukları anlatır. Defoe, kurgusal bir hikaye anlatırken aynı zamanda gerçek yaşam öykülerinden ilham alarak bir otobiyografi özellikleri taşıyan bir roman kaleme almıştır.
İsviçreli filozof ve yazar Jean-Jacques Rousseau ise "İtiraflar" adlı eserinde kendi hayatını anlatır. Otobiyografik unsurlar taşıyan bu eserde Rousseau, çocukluğundan başlayarak yetişkinliğine kadar olan hayatını samimi bir şekilde aktarır ve okuyucuya kendi düşüncelerini ve felsefesini de tanıtır.
Bu eserler, günümüzde bile edebiyat dünyasında önemli yer tutan ve otobiyografi tarzına yön veren önemli örneklerdir.
"Robinson Crusoe", gerçek bir deniz kazasından kurtulan İngiliz gemici Robinson Crusoe'nun, 28 yıl boyunca yalnız bir adada geçirdiği hayatı ve orada karşılaştığı zorlukları anlatır. Defoe, kurgusal bir hikaye anlatırken aynı zamanda gerçek yaşam öykülerinden ilham alarak bir otobiyografi özellikleri taşıyan bir roman kaleme almıştır.
İsviçreli filozof ve yazar Jean-Jacques Rousseau ise "İtiraflar" adlı eserinde kendi hayatını anlatır. Otobiyografik unsurlar taşıyan bu eserde Rousseau, çocukluğundan başlayarak yetişkinliğine kadar olan hayatını samimi bir şekilde aktarır ve okuyucuya kendi düşüncelerini ve felsefesini de tanıtır.
Bu eserler, günümüzde bile edebiyat dünyasında önemli yer tutan ve otobiyografi tarzına yön veren önemli örneklerdir.