Jennifer Doudna, Amerikalı bir kimyager ve moleküler biyologdur. 19 Şubat 1964'te toprak ana ve babası olan genç bir çiftin çocuğu olarak Washington, D.C.'de doğdu. Gençlik yıllarında bilime olan ilgisi artan Doudna, California Üniversitesi, Santa Cruz'da biyokimya bölümünde lisans eğitimine başladı. Daha sonra Harvard Üniversitesi'nde doktora yaparak ister gazetecilikte, ister pr'da isterse politika üzerine olsun birçok kariyer seçeneğine sahip olan Doudna'nın, sonunda akademik kariyerini seçti.
Doudna, genellikle CRISPR-Cas9 olarak bilinen yöntemin geliştirilmesindeki çalışmalarıyla tanınır. Bu teknik, DNA'yı belirli noktalardan kesmeye ve düzenlemeye olanak tanır. Bu, genetik mühendislik, genetik hastalıkların tedavisi ve bitki ve hayvanlarda genetik modifikasyon dahil birçok alanda büyük bir potansiyele sahiptir. Doudna, CRISPR teknolojisinin keşfiyle birlikte birçok prestijli ödül kazandı ve bu alandaki çalışmalarıyla dünyanın en saygın bilim insanlarından biri haline geldi.
David Liu ise bir kimyagerdir ve biyomühendislik alanında çalışmalar yapmaktadır. 8 Temmuz 1973'te Kanada'da doğan Liu, kendisini moleküler biyoloji ve kimya alanında yetiştirmiş ve Harvard Üniversitesi'nde doktora yapmıştır. Liu'nun araştırmaları, proteinlerin yapısını ve fonksiyonlarını yönlendirmek ve değiştirmek için kullanılan yöntemler üzerine odaklanır.
Liu, CRISPR teknolojisinin geliştirilmesinde de önemli bir rol oynamıştır. Orijinal CRISPR-Cas9 sisteminin sınırlamalarını aşmak için yeni yöntemler ve araçlar geliştiren Liu, çeşitli protein mühendislik teknikleri kullanarak gen düzenlemeyi daha kesin ve etkili hale getirme çalışmaları yapmıştır. Bu çalışmaları, genetik hastalıkların tedavisi, bitki ve hayvanlarda genetik mühendislik ve biyolojik süreçlerin anlaşılması gibi birçok alanda önemli uygulamalar sunmaktadır.
Jennifer Doudna ve David Liu gibi bilim insanları, genetik ve moleküler biyoloji alanında önemli katkılar yapmış ve gen düzenlemesi teknolojilerini geliştiren öncü isimlerdir. Çalışmaları, biyoteknoloji ve tıp alanında devrim niteliği taşımakta ve gelecekte daha birçok uygulamayı mümkün kılmaktadır.