Tam olarak öyledir! Yerçekimi kavramı konusundaki ilk önemli teorik çalışma, Kepler'in gezegenlerin hareketlerine ait gözlemleri üzerine dayanan Johannes Kepler (1571-1630)'in yasalarıdır. Ancak, yerçekimi teorisi modern anlamda ilk olarak İngiliz fizikçi Isaac Newton (1642-1727) tarafından formüle edilmiştir. Newton yerçekimi teorisini "Principia" kitabında açıklamıştır. Newton, cisimler arasındaki çekici etkileşim olarak tanımladığı yerçekimini, uzay-Zamanın iki ayrı kavram olarak ele alınması gerektiği anlayışıyla formüle etmiştir.
Daha sonra, Albert Einstein 'ın (1879-1955) kapalı bir oda içinde devingen durumda olan bir asansörün hareketi üzerine düşündüğü, eşitlik kuvvet çağrışımı yapan bu etkiyi yeni bir mantığın içinde harika bir güç olarak açıkladı. Einstein'a göre yerçekimsel kuvvet, yatan uzayın zaman koordinatlarına bağlıdır ve bir kütle mevcut altı doğrusal ve iki açılısal hareketlerine bağlıdır. Bu Görelilik Teorisi, Newton'un yerçekimi teorisini genişletir ve daha kapsamlı bir teori halini aldı.
İki teori de, evrende yerçekimi kuvvetlerinin etkileşimleri ve hareketleri hakkında temel bilgiler sağlar. Newton yerçekimi, kabaca toprak ve diğer cisimler arasında meydana geldiği düşünüldüğünde, doğru seviyede uygulanabilir iken, çok hızlı veya çok yoğun nesneler (örneğin, yıldızlar ve kara delikler gibi) gibi özel durumlar önemli ölçüde etkilenebilir. Einstein'ın Genel Görelilik Teorisi, bu özel durumları açıklamak için daha hassas bir araçtır ve bu nedenle modern astrofizik ve kozmoloji için önemlidir.