Maneviyat, insanın iç dünyasıyla ilgili olan, manevi ihtiyaçlarını karşılamak ve ruhsal gelişimini sağlamak amacıyla yapılan çalışmaları ifade eder. Maneviyat, insanın ruhuna hitap eden değerler, inançlar, ahlaki prensipler ve evrensel gerçeklerle ilgilenir.
Din ise, insanların hayatlarını düzenlemek, toplumsal normlar belirlemek, ahlaki değerleri öğretmek ve tanrısal bir otoriteye inanma eylemi olarak tanımlanabilir. Dinler, genellikle ahlaki prensipler, ibadetler ve ritüeller gibi yapılar üzerine kuruludur.
Maneviyat ile din arasındaki ilişki, dinlerin içerisine yerleşen manevi deneyimler üzerine temellendirilir. İnsanların manevi ihtiyaçlarını karşılamak için dinlere yönelmeleri, manevi yönden tatmin olma arayışları, dinlerin sunduğu ritüellerin ve ibadetlerin insanların ruhsal gelişimine katkı sağlaması gibi etmenler, maneviyat ve din arasındaki ilişkiyi şekillendirir.
Ancak, maneviyat ile din arasında bazı ayrımlar da bulunmaktadır. Maneviyat kişisel bir deneyimi ifade edebilirken, dinler genellikle toplumsal kurallara dayanır. Maneviyat daha özgün ve kişiseldirken, dinler genellikle toplum tarafından kabul edilen normları içerir.
Sonuç olarak, maneviyat ile din arasındaki ilişki, dinlerin insanların manevi ihtiyaçlarını karşılamak adına sunduğu yapılar, inançlar ve ritüeller üzerine kurulmuştur. Maneviyat, dinlerin içine yerleşen ve insanların ruhsal yönden tatmin olmasını sağlayan deneyimleri ifade ederken, dinler toplumsal bir boyut taşır.