Maniheizm, 3. yüzyılda ortaya çıkan bir dini ve felsefi harekettir. Bu hareket, Pers kökenlidir ve birçok Orta Doğu ve Asya toplumunda yayılmıştır. Maniheizm'in toplumsal ve siyasal yapısı, dinin öğretileri ve inançları doğrultusunda şekillenmiştir.
Maniheizm'in toplumsal yapısı, dualistik bir dünya görüşüne dayanır. Maniheistlere göre, dünya iyilik ve kötülük arasındaki sürekli bir mücadele alanıdır. İyilik ve kötülük arasındaki bu mücadelede, insanların da seçim yapma özgürlüğü vardır. Bu nedenle, Maniheistler arasında evliyalar ve günahkarlar olarak farklı statüler oluşmuştur.
Maniheist toplumda rahipler önemli bir rol oynamaktadır. Bu rahipler, Mani'nin öğretilerini yaymak, dualistik mücadeleyi anlatmak ve takipçileri yönlendirmekle görevlidir. Rahipler aynı zamanda ibadetlerin yapıldığı tapınaklarda da önemli görevler üstlenmiştir.
Siyasal yapıya gelince, Maniheizm genellikle devlet otoriteleriyle çatışmayan bir din olmuştur. Mani'nin öğretileri sıklıkla hoşgörü ve barışçılık üzerine odaklanırken, devlet otoriteleriyle diyalog ve işbirliği şeklinde ilişkiler geliştirilmiştir. Ancak zaman zaman, Maniheistlerin azınlık olarak kabul edildiği toplumlarda ayrımcılığa uğradıkları ve zulme maruz kaldıkları da bilinmektedir.
Sonuç olarak, Maniheizm'in toplumsal ve siyasal yapısı, dualistik bir dünya görüşüne dayanır. Maniheistler arasında evliyalar ve günahkarlar olarak farklı statüler bulunurken, rahipler önemli bir rol oynamaktadır. Maniheizm genellikle devlet otoriteleriyle uyumlu bir din olmuştur, ancak azınlık olarak kabul edildiği toplumlarda zaman zaman ayrımcılığa uğramıştır.