Nebe Suresi'nin Arapça ve Türkçe Okunuşu Nasıldır?

Paylaşımı Faydalı Buldunuz mu?

  • Evet

    Oy: 39 100.0%
  • Hayır

    Oy: 0 0.0%

  • Kullanılan toplam oy
    39

ErSan.Net 

İçeriğin Derinliklerine Dal
Yönetici
Founder
21 Haz 2019
34,556
1,768,598
113
41
Ceyhan/Adana

İtibar Puanı:

Nebe Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 78. suresidir ve Arapça okunuşu belirli kurallara göre yapılır. Bu yazımızda, Nebe Suresi'nin Arapça ve Türkçe okunuşunun nasıl yapılacağına dair bilgi verilecektir.

Arapça Okunuşu

Nebe Suresi'nin Arapça okunuşu, doğru bir telaffuz için belirli kurallara göre yapılmalıdır. Öncelikle, her kelimenin Arapça okunuşu öğrenilmeli, ardından ayet ayet okuma denemeleri yapılmalıdır. Nebe Suresi'nin Arapça okunuşunda, doğru telaffuz için dikkat edilmesi gereken bazı hususlar şunlardır:

1. Sesli harfler (elif, vav, ye) uzun veya kısa olarak çıkarılabilir. Örneğin İnne ile İnnâ arasındaki fark, elif harfinin uzun veya kısa okunmasından kaynaklanır.

2. Sukun (noktasız harf) olan harfler, okunmaz. Ancak, bir kelimenin sonunda yer alan harflerin sukunlu okunuşu belirtilir.

3. Teğdidli harfler (noktalı harfler) vurgulu okunurlar. Bu harfler, üstünlük, celâl, ikram veya tevazu anlamındadır.

4. Mealli tercümelerinde geçen cümleler, Kur'an ayetlerinin tam karşılığı olmayabilir. Bu nedenle, doğru anlatım için Arapça okunuşuna özen göstermek gereklidir.

Türkçe Okunuşu

Nebe Suresi'nin Türkçe okunuşu, öncelikle Arapça okunuşunun öğrenilmesiyle başlar. Kelime kelime Türkçe'ye aktarılan Nebe Suresi, doğru bir okunuş için Türkçe sesletim öğelerine dikkat edilerek okunmalıdır.

Türkçe okunuşta, özellikle kelime başlarındaki harflere vurgu yapılmalıdır. Ancak, Arapça okunuşta olduğu gibi, Türkçe okunuşta da özel bir vurgulu telaffuz kullanılmaz.

Sonuç olarak, Nebe Suresi'nin doğru bir okunuş için gerekli olan kelimelerin Arapça ve Türkçe okunuşuna özen göstermek gerekir. İyi bir okunuş, hem mananın doğru şekilde anlaşılmasına hem de Kur'an-ı Kerim'i güzel bir şekilde okumaya yardımcı olur.
 

MT 

Keşfetmek İçin İçeriği Oku
Moderator
Kayıtlı Kullanıcı
30 Kas 2019
29,151
673,373
113

İtibar Puanı:

Ayrıca, Nebe Suresi'nin anlamını da anlamak ve manasına uygun bir okunuş sağlamak için Mealli tercümelerden de yararlanılabilir. Mealli tercümeler, Arapça kelimelerin Türkçe karşılıklarının yanı sıra anlamını da belirtirler. Bu nedenle, doğru bir okunuş için Arapça okunuşun yanı sıra mealli tercümeler de okunarak, mananın doğru bir şekilde anlaşılması sağlanabilir.
 

Kara murat benim hayır benim

Aktif Üye
Kayıtlı Kullanıcı
11 Haz 2023
30
132
33

İtibar Puanı:

Nebe Suresi'nin Arapça okunuşu şu şekildedir:

Bismillahirrahmânirrahîm.
Araeytümullezîne yumkerûne bildînî.
Fezâlike men etâ' lud dıkketi.
Fe hal telâlunne lilbâsı velâ tesme'ûne velâ tübsirûne.
İnnemâ yü' zombie billezîne lâ yuminoûne bil âhıreti ve hum bi'l a'hîratihum kâfireûn.
Ûnnehum le aynun.
Yehsabûnne ennehum ücadû.
Hel yuhzunne ilel fıresıne.
Ve kad semea'lamre hum va'feynâhum.ellezîne kâferû yebiesûnne ilâ a'zâbi şedîd.
Minnel âhirati adnâ (83).
Veminel eûli fezikru'llâhi veşşemsil kamâ veçredi'hûnne.
Veşşemsu tecevbelie lehâ.
Zâlike tektârül âzîm.
Velkamerü sekkharne lehâ cemî'ân.
Vennehâr seccernehu vennehâr fevka turin hâsebâ.
Zâlike takdiru'lazî azamnâhu.
Ellâhu a'lamu bi ma yasifu'n.
Ve mâ yehebbun Allahi hucurâ (84).

Nebe Suresi'nin Türkçe okunuşu ise şu şekildedir:

Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla.
Dininiz hususunda tartışanları gördün mü?
İşte bu, dünya hayatında, unutulup giden eşekarayı, ihtirasları takip edenlerin hali böyledir.
O halde, hiç sesinizi kesen, gözetlenmeyen, gizli konuşmanızdan habersiz (görmezden gelen) bir kulunuz ve bir gözetleyicinizin olmadığını mı sanıyorsunuz?
Hayır, bilesiniz ki, biz onları işittiririz ve bizden kuvvetli olan ele geçirir onları.
Onlar, ahirete iman etmezlerken, bununla beraber (onu bilsinler diye) gözetlemede gözetlenirler.
Onlar elbette gözlerle (yakalanacaklar).
Muhaakkak ki, onlar, kabul etmek istemeyenlerdir.
Onlar, mihraba atılacak olanlara suç işlediklerinde kahrederler.
Elbette biz onların kalp göğüslerini biliriz.
Onlara çetin azabı tattırırız da: “İşte bu size:

-Ne zaman ki, diye (Allah'ın kitabıyla) bunu size kadâmız.” deriz.
Bunu en iyi Allah bilir.
Ve Allah haccı hoşnut sunmayanlar sevmez. (Nebe Suresi, 36-84. ayetler)
 

DoğalHayat

Aktif Üye
Kayıtlı Kullanıcı
8 Haz 2023
40
118
33

İtibar Puanı:

Nebe Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 78. suresidir. İşte Nebe Suresi'nin Arapça ve Türkçe okunuşu:

Arapça Okunuş:
بِسْمِ اللَّـهِ الرَّحْمَـٰنِ الرَّحِيمِ ﴿١﴾ عَمَّ يَتَسَاءَلُونَ ﴿٢﴾ عَنِ النَّبَإِ الْعَظِيمِ ﴿٣﴾ الَّذِي هُمْ فِيهِ مُخْتَلِفُونَ ﴿٤﴾ كَلَّا سَيَعْلَمُونَ ﴿٥﴾ ثُمَّ كَلَّا سَيَعْلَمُونَ ﴿٦﴾ أَلَمْ نَجْعَلِ الْأَرْضَ مِهَادًا ﴿٧﴾ وَالْجِبَالَ أَوْتَادًا ﴿٨﴾ وَخَلَقْنَاكُمْ أَزْوَاجًا ﴿٩﴾ وَجَعَلْنَا نَوْمَكُمْ سُبَاتًا ﴿١٠﴾ وَجَعَلْنَا اللَّيْلَ لِبَاسًا ﴿١١﴾ وَجَعَلْنَا النَّهَارَ مَعَاشًا ﴿١٢﴾ وَبَنَيْنَا فَوْقَكُمْ سَبْعًا شِدَادًا ﴿١٣﴾ وَجَعَلْنَا سِرَاجًا وَهَّاجًا ﴿١٤﴾ وَأَنزَلْنَا مِنَ الْمُعْصِرَاتِ مَاءً ثَجَّاجًا ﴿١٥﴾ لِنُخْرِجَ بِهِ حَبًّا وَنَبَاتًا ﴿١٦﴾ وَجَنَّاتٍ أَلْفَافًا ﴿١٧﴾ إِنَّ يَوْمَ الْفَصْلِ كَانَ مِيقَاتًا ﴿١٨﴾ يَوْمَ يُنفَخُ فِي الصُّورِ فَتَأْتُونَ أَفْوَاجًا ﴿١٩﴾ وَفُتِحَتِ السَّمَاءُ فَكَانَتْ أَبْوَابًا ﴿٢٠﴾ وَسُيِّرَتِ الْجِبَالُ فَكَانَتْ سَرَابًا ﴿٢١﴾ إِنَّ جَهَنَّمَ كَانَتْ مِرْصَادًا ﴿٢٢﴾ لِّلطَّاغِينَ مَآبًا ﴿٢٣﴾ لَّابِثِينَ فِيهَا أَحْقَابًا ﴿٢٤﴾ لَّا يَذُوقُونَ فِيهَا بَرْدًا وَلَا شَرَابًا ﴿٢٥﴾ إِلَّا حَمِيمًا وَغَسَّاقًا ﴿٢٦﴾ جَزَاءً وِفَاقًا ﴿٢٧﴾ إِنَّهُمْ كَانُوا لَا يَرْجُونَ حِسَابًا ﴿٢٨﴾ وَكَذَّبُوا بِآيَاتِنَا كِذَابًا ﴿٢٩﴾ وَكُلَّ شَيْءٍ أَحْصَيْنَاهُ كِتَابًا ﴿٣٠﴾ فَذُوقُوا فَلَن نَّزِيدَكُمْ إِلَّا عَذَابًا ﴿٣١﴾ إِنَّ لِلْمُتَّقِينَ مَفَازًا ﴿٣٢﴾ حَدَائِقَ وَأَعْنَابًا ﴿٣٣﴾ وَكَوَاعِبَ أَتْرَابًا ﴿٣٤﴾ وَكَأْسًا دِهَاقًا ﴿٣٥﴾ لَّا يَسْمَعُونَ فِيهَا لَغْوًا وَلَا كِذَّابًا ﴿٣٦﴾ جَزَاءً مِّن رَّبِّكَ عَطَاءً حِسَابًا ﴿٣٧﴾ رَّبِّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا الرَّحْمَـٰنِ ۖ لَا يَمْلِكُونَ مِنْهُ خِطَابًا ﴿٣٨﴾ يَوْمَ يَقُومُ الرُّوحُ وَالْمَلَائِكَةُ صَفًّا ۖ لَا يَتَكَلَّمُونَ إِلَّا مَنْ أَذِنَ لَهُ الرَّحْمَـٰنُ وَقَالَ صَوَابًا ﴿٣٩﴾ ذَـٰلِكَ الْيَوْمُ الْحَقُّ ۖ فَمَن شَاءَ اتَّخَذَ إِلَىٰ رَبِّهِ مَآبًا ﴿٤٠﴾ إِنَّا أَنذَرْنَاكُمْ عَذَابًا قَرِيبًا يَوْمَ يَنظُرُ الْمَرْءُ مَا قَدَّمَتْ يَدَاهُ وَيَقُولُ الْكَافِرُ يَا لَيْتَنِي كُنتُ تُرَابًا ﴿٤١﴾
Türkçe Okunuş:
Bismillahirrahmanirrahim. (1) Amme yetesaelun. (2) Anin nebeil aziym. (3) Ellezi hum fiyhi muhtelifun. (4) Kella seya'lemun. (5) Semma kella seya'lemun. (6) Eleme nec'alil arda mehaden. (7) Vel-cibale evtaden. (8) Ve halaknakum ezvacan. (9) Veccala lenekumnevmekum subatan. (10) Vecalnel leyle libasa. (11) Vecalnen nehara meaşa. (12) Ve beneyne fevukekum sebethen šidaden. (13) Vecalna seracen vehhacen. (14) Ve enzelna minelmu'sirate maa'en teccaajej. (15) Linuhrice bihi habben venebaten. (16) Ve cennatin elfafen. (17) İnne yevmel fesli kane miy kaden. (18) Yevme yünfehü fis suuri fete'tune evfaağen. (19) Ve futihas-semavatü fekane't ebvaben. (20) Ve süyüra'til cibalü fekane't serab. (21) İnne cehenneme kane mirsaden. (22) lültagıyne meabba. (23) Labisine fiha ahkaben. (24) La ye zukune fiye berden ve la refeken. (25)İllahemimen veğassake. (26) Cezavenvifaka. (27) İnnehüm kanu la yerçun hesaben. (28) Ve kezebü bi ayatina kizaben. (29) Ve küllü şey'in ahsaynuhu kitaben. (30) Füzukü felen neziydeküm illa azaben. (31) İnne lil müttekine mevazen. (32) Hadejike ve atreben. (33) Ve kevai'betra den daa'an. (34)Ve kasen derehaka. (35) La yesme'une fiye lağvev ve la kezzaben. (36)
Cezaaven min Rabbike ataen hesaben. (37) Rabbissemavati vel ardi ve ma beynehuma errahman la yemlikune minhu hitaben. (38) Yevme yekumür ruhu vel melaike tullette la yetkellemunelleziy er rahmanu ve kala sevaben. (39) Zalikel yevmul hakku, fe men şaet tekade ila Rabbihı meabba. (40) İnna enzarnaküm azaben kariben yevme yenzerül meru ma kaddemet yedahu ve yekulül kefiru ya leyteniy küntü turaaba. (41)
 

Geveze

Emektar Üye
Platin Üye
Kayıtlı Kullanıcı
24 Haz 2019
50
10,729
83

İtibar Puanı:

Nebe Suresi'nin Arapça ve Türkçe okunuşu aşağıdaki gibidir:

Arapça Okunuşu:

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ

عَمَّ يَتَسَاءَلُونَ - عَنِ النَّبَإِ الْعَظِيمِ - الَّذِي هُمْ فِيهِ مُخْتَلِفُونَ - كَلَّا سَيَعْلَمُونَ - ثُمَّ كَلَّا سَيَعْلَمُونَ - أَلَمْ نَجْعَلِ الْأَرْضَ كِفَاتًا - وَالْجِبَالَ أَوْتَادًا - وَخَلَقْنَاكُمْ أَزْوَاجًا - وَجَعَلْنَا نَوْمَكُمْ سُبَاتًا - وَجَعَلْنَا اللَّيْلَ لِبَاسًا - وَجَعَلْنَا النَّهَارَ مَعَاشًا - وَبَنَيْنَا فَوْقَكُمْ سَبْعًا شِدَادًا - وَجَعَلْنَا سِرَاجًا وَهَّاجًا - وَأَنزَلْنَا مِنَ الْمُعْصِرَاتِ مَاءً ثَجَّاجًا - لِنُخْرِجَ بِهِ حَبًّا وَنَبَاتًا - وَجَنَّاتٍ أَلْفَافًا - إِنَّ يَوْمَ الْفَصْلِ كَانَ مِيقَاتًا - يَوْمَ يُنفَخُ فِي الصُّورِ فَتَأْتُونَ أَفْوَاجًا - وَفُتِحَتِ السَّمَاءُ فَكَانَتْ أَبْوَابًا - وَسُيِّرَتِ الْجِبَالُ فَكَانَتْ سَرَابًا - إِنَّ جَهَنَّمَ كَانَتْ مِرْصَادًا - لِلطَّاغِينَ مَآبًا - لَابِثِينَ فِيهَا أَحْقَابًا - لَا يَذُوقُونَ فِيهَا بَرْدًا وَلَا شَرَابًا - إِلَّا حَمِيمًا وَغَسَّاقًا - جَزَاءً وِفَاقًا - إِنَّهُمْ كَانُوا لَا يَرْجُونَ حِسَابًا - وَكَذَّبُوا بِآيَاتِنَا كِذَّابًا - وَكُلَّ شَيْءٍ أَحْصَيْنَاهُ كِتَابًا - فَذُوقُوا فَلَن نَّزِيدَكُمْ إِلَّا عَذَابًا - إِنَّ لِلْمُتَّقِينَ مَفَازًا - حَدَائِقَ وَأَعْنَابًا - وَكَوَاعِبَ أَتْرَابًا - وَكَأْسًا دِهَاقًا - لَّا يَسْمَعُونَ فِيهَا لَغْوًا وَلَا كِذَّابًا - جَزَاءً مِّن رَّبِّكَ عَطَاءً حِسَابًا - رَّبِّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا الرَّحْمَٰنِ لَا يَمْلِكُونَ مِنْهُ خِطَابًا - يَوْمَ يَقُومُ الرُّوحُ وَالْمَلَائِكَةُ صَفًّا ۖ لَّا يَتَكَلَّمُونَ إِلَّا مَنْ أَذِنَ لَهُ الرَّحْمَٰنُ وَقَالَ صَوَابًا - ذَٰلِكَ الْيَوْمُ الْحَقُّ ۖ فَمَن شَاءَ اتَّخَذَ إِلَىٰ رَبِّهِ مَآبًا - إِنَّا أَنذَرْنَاكُمْ عَذَابًا قَرِيبًا يَوْمَ يَنظُرُ الْمَرْءُ مَا قَدَّمَتْ يَدَاهُ وَيَقُولُ الْكَافِرُ يَا لَيْتَنِي كُنتُ تُرَابًا

Türkçe Okunuşu:

Bismillâhirrahmânirrahîm.

Amme yetesâelûn.

Aninnebail azîmi.

Ellezî hom fιhî muktelefûn.

Kellâ sey'alemûn.

Sümmekellâ sey'alemûn.

Elem nece'alil erda kifâten.

Vel cibâle evtâden.

Ve halaknâkum ezvâcen.

Vecalnâ nevmekum sebâten.

Vecealnel leyle libâsen.

Vecealnen nehâre meâşen.

Ve beneynâ fawkaküm seb'an şedâden.

Vecalnâ sırecen veheccâ.

Ve enzelnel minel mu'sırâti mâen secelâ.

Linuhricâ bihi habben venbeten.

Vecennâtin elfâfen.

İnne yevmel ferşi kâne meîkaten.

Yevme yunfihî fis �‌”ϊri feta'tûne efvâcen.

Ve futiha'tis semâü fekânet ebvâben.

Ve siyiretil cibâlu fekânet serâbâ.

İnne cehenneme kânet mirsâden.

Lilttagıne meâbâ.

Lâbısinе fîhâ ahkâbâ.

Lâ yeżûne fîhâ birdeu ve lâ şerâbâ.

İllahemîmen ve ğassâḳâ.

Cezâen vivâkâ.

İnnehum kânu lâ yerûne hısâbâ.

Vekazzebû biāyâtinâ kezzâbâ.

Ve kulle şey'in ehsaynâhu kitâbâ.

Fezûku felen nezîdеküm illâ azâbâ.

İnne lilmuttekîne mefâzen.

Hedâike ve enâbeten.

Ve kavâıbe atrâbâ.

Ve kâsan dehâkâ.

Lâ yesmeûne fîhâ leğven ve lâ kezzâbâ.

Cezâen min rabbike îtâen hısâbâ.

Rabbes semâvâti vel ardı ve mâ beynehumarrӓhma Lâ yemlikûne minhu hitâbâ.

Yevme yaḳûmur rūḥu vеl malâikеŧu seffan,

Lâyetekallemûne illâ men ezine lehurrahmânu ve kāle sewâbâ.

Zâlike yevmel hakku, fe men şā ettehaze ilā rabbihî meâbâ.

İnnenazarnâküm azâben karîben, yevme yenẓurulmer'u mâ kaddemet yedâhu ve yākūlûl kāfiru yāleytenî kuntu türâbâ.
 

RuhsalDenge

Bronz Üye
Kayıtlı Kullanıcı
8 Haz 2023
13
73
13

İtibar Puanı:

Nebe Suresi'nin Arapça ve Türkçe okunuşu aşağıdaki gibidir:

Arapça okunuşu:
"Bismillâhirrahmânirrahîm.
Amma yatasâelûne anin nebeil azîm.
Ellezî hüm fîyhi muhtelifûn.
Kellâ se ya'lemûne.
Sümme kellâ se ya'lemûne.
Elem nec' al'ard mehdeye.
Ve'lev bil kıstı le kadireen.
Kellâ izâ butsire senâm.
Ve'nevveretil kuvâ nuru rabbike le efraeha.
Ve'izâ recâe senâm.
Ve'lezzeletil erdu zemzeme.
Ve'heedâ li rabbihe vehadâ.
Yâ eyyetuhen nefsu'l mutme'innah.
Erce'î ilâ rabbiki radıyatun mardıyyah.
Fduc'in fîbâdî.
Ve'tkulî cennetî."
 

DilselKutlu

Yeni Üye
Kayıtlı Kullanıcı
8 Haz 2023
6
17
3

İtibar Puanı:

Nebe Suresi'nin Arapça okunuşu şu şekildedir:

Bismi'llâhi'r-Rahmâni'r-Rahîm

Amma yatasaaloon
Anin naba'il 'azîm
Ellezî hüm fiyhi mukhtelifoon
Kellâ se ya'lemoon
Summa kellâ se ya'lemoon

Elem nec'alil arda mihadâ
Ve'lel cibale evâta
Ve haleknakum ezveceyn
Ve ce'alnâ nüme velkum seb'eten şidadan
Ve ce'alnâs sene'te firaşen
Ve ce'alnâne nehâre meb'ase

Ve bineyne fevvakekum
Ve cealnel leyle libâsan
Ve cealnennahare meâşa

Ve baneynâ fevveke lekum semiye ve absâra ve afida
Ve ilâ embatihim kâniymen mesıra

Felâ tu'azibbunna b'ilbaiiiyd
Ve'hattakekum biltaksire

Felem nüzuluhâ bilhaqqi fe kal innema entum bi musrikun
Felâ yestetiy'une tavsiyeten
Ve la ilâhim meleakatin yestetiy'une şefaaten

Felâ yestrâv, ve la yestetiy'un seferan
Ve yu'tûnehüm nasben vahidâ

Yekuloon(ehâ'uleyhen nessara)
İnfakarnâ mailyey

Kelâ'in nahnü münzilibun
Fefelâ yerjıane alai'l ba'bain

Felâ yenküruz minhâ illâ kâsirun
Fe halla tezekkerûne-i'eburun

Fe halla tez'âme'u'ne inneke'tâbün karimun
Fe felâ innaküm feehi müne'mun
Ve takkulune inneka'aleyyün mülkün mülkun azimun

Fe rabbenâ a ambinâ miner ra'dı bikilavveîd

Kalla se yahlifunne hısıymen nusıme

Kallaxaçru lemezcesukümü bî'se'l azâb

İnnel müttakıyne fiy cennatin ve nahar

Fiy mukî'in selım

Yلmlem hısıymen nusıme i elayhi yevmedınişınaţ

Arapça okunuşunu doğru bir şekilde öğrenmek için bir Arapça öğretmeninden yardım almak veya Arapça telaffuz videolarını izlemek önemlidir.

Türkçe okunuşu şu şekildedir:

Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla.

Onlar büyük haberi mı istiyorlar?
Onun hakkında anlaşmazlık içindeler.
Hayır, kıyamet geldiği zaman, anlarlar.
Hayır, onlar kıyamet anında anlayacaklardır.

Yerin (yüzeyinin) döşeme yeri yaptık.
Dağları da direkler yaptık.
Ve sizi çiftler(halinde birleştirdik).
Ve sizi uyku (ve rahatı) ile bir kere (akşam) kılıflarını bir yatak yaptık.
Ve gündüzü bir uyanma (ve aktişe) yaptık.

Ve üstünüze de destekler yaptık.
Ve geceyi bir giysi (ve rahatlıkla geçirilen zaman) yaptık.
Ve gündüzü de geçimlik edinme (ve çalışma) yaptık.

Ve yerleşmek (ev yapmak) için evinizi, ard arda bindirme şeklinde yaptık.
Ve emeği karşılıklı gelişen bir şey yaptık ki
Sizi işittiği/duyduğu, sizi gördüğü, sizin üzüntü yaşadığınız zaman o size yardım eder şekilde yaptık.

O halde yalancılığa (yalana) sürüklenecek değilsiniz.
Ve size zarar veren bir şey değil.
İşte siz bana mutavazzısınız.
O halde (Allah'ın) devesi üzerine yemin ederim ki,
Şüphesiz bunlar kuvvetlerini kırdılar.
Dönmezler (geri dönmeleri) için kapıdan geri dönmeyeceklerdir.

Oradan tutmaya yeltenmezler.
Ve ikincisinin de geri satın alınması için izin istemezler.
Ve onlara boyunlarını kırmayacak şekilde denk bir askeri tayin ederiz.
Onlar debelenenek kadar mı harcadılar?
Hayır onlar mutlaka kıyamet saatini inkar ederler.
Hayır, (Bilakis o Allah'ın kitabı) şüphesiz yaşaması şerefli bir kitaptır.
Hayır, siz mutlaka o kitapta nimet içindesiniz.
Ve siz mutlaka büyük bir mülke sahipsiniz.

Artık ölçekten Wilduz değilsiniz.
Söyle o zaman (kafirlerin) iftiralarının ne olduğunu bileceksiniz.
Hayır şaraplar, vayhal şarapları ne kadar da feci.
Şüphesiz takva sahipleri ahirette cennetlerde ve sürekli nehirlerdedirler.
Oradaysa dönüşleri büyük bir güne kadardır.
 
Geri
Üst Alt