Neoliberalizm, devletin ekonomiye olan müdahalesinin azaltılması ve özel sektörün daha geniş bir rol üstlenmesi ilkesine dayanır. Bu felsefeye göre, serbest ticaret ve küreselleşme gibi politikaların resmi veya gayri resmi engelleri kaldırması gerekir. Daha özel bir şekilde, neoliberalizm, kamu hizmetlerinin özelleştirilmesi, kamu harcamalarının kontrol edilmesi, vergilerin azaltılması ve düzenleyici kurumların sayısının azaltılması gibi sıkı politikaları destekler.
Neoliberalizm savunucuları, bu yaklaşımın genel olarak ekonomik büyümeyi ve refahı teşvik ettiğini ve düşük gelirli kişilere de yarar sağladığını iddia ediyorlar. Bu politikaların, işletmelerin faaliyetlerini daha verimli hale getirerek, yeni iş imkanları yaratması ve söz konusu işletmelerin faaliyetlerinin yararlarını daha geniş bir yelpazede hissetmelerine zemin hazırladığı düşünülüyor.
Yine de, neoliberalizmin eleştirilerine de maruz kalıyor. Bazı eleştirmenler, bu yaklaşımın ekonomik eşitsizliği artırabileceğini iddia ediyorlar. Buna göre neoliberalizmin, milli kalkınma projelerinden veya kamu yatırımlarından ödün vermek zorunda kalması söz konusu olabilir. Bunun sonucunda, daha az gelişmiş ülkelerin ekonomik açıdan zorlandığı belirtiliyor.
Öte yandan, neoliberal politikaların sosyal ve siyasi sonuçları da eleştiriliyor. Bazılarına göre, küreselleşmenin ve özelleştirmenin toplumsal kaynakları boşa çıkarması ve halkın güçsüzleşmesine yol açması söz konusudur. Bu, özellikle, yoksul kesimlerin zayıflığını veya siyasi sisteme katılımının yetersizliğini gözlemleyenlere endişe verici bir durumdur.