Nietzsche'nin Tanrı fikrine yönelttiği eleştirilerden biri, insanların Tanrı'ya güvenerek kendi sorumluluklarını yerine getirmemesi ve güçlerini dışarıda aramalarıdır. Nietzsche, insanların Tanrı'nın varlığına olan inancı yüzünden gerçekliği, yaşamı açıkça görmediğini ve gerçeğe karşı duyarsız kaldığını savunur. Kendi varoluşunu sorgulayamayan, sınırlarını göremez ve bireyselliklerini geliştiremezler.
Nietzsche aynı zamanda, Tanrı kavramının insanları özgürleştirmek yerine köleleştirdiğini iddia eder. Çünkü Tanrı'nın mevcudiyetine inanarak insanlar, kendi hayatlarının kontrolünü Tanrı ya da Tanrı'nın temsilcilerine teslim etmenin yollarını ararlar. Bu da insanların hayatlarını yaşamak yerine, kontrol etmek ve yönetmek için kendi özgürlüklerinin feda edildiği bir hiyerarşik sistem oluşturmalarına neden olur.
Nietzsche'nin "Tanrı Öldü" sözü, herhangi bir dogmanın -din, felsefi inanç, veya hayat felsefesi - sonunun geldiği anlamına gelmez. Fakat, insanların kendi ahlaki değerlerini belirlemesi gerektiğine, dışarıdan kör şekilde kabul ettiği değerleri reddetmeleri gerektiğine, ve Tanrı'ya olan inancın sorgulanarak bireysel ve özgür bir düşünce sisteminin geliştirilmesi gerektiğine işaret eder.
Sonuç olarak, Nietzsche'nin "Tanrı Öldü" söylemi, Tanrı kavramını yıkmaya çalışan bir düşünce değildir. Bu ifade, insanların kendi özgürlüklerini ve ahlaki değerlerini belirlemeleri gerektiği düşüncesini ifade eder.