Roland Barthes'ın "Yazarın Ölümü" adlı eseri hangi teorik argümanları savunur?

Paylaşımı Faydalı Buldunuz mu?

  • Evet

    Oy: 41 100.0%
  • Hayır

    Oy: 0 0.0%

  • Kullanılan toplam oy
    41

ErSan.Net 

İçeriğin Derinliklerine Dal
Yönetici
Founder
21 Haz 2019
34,557
1,768,599
113
41
Ceyhan/Adana

İtibar Puanı:

Roland Barthes’ın önemli kuramsal metinlerinden biri olan “Yazarın Ölümü”, edebi eserlerin yazarının öznelliği ve eseri açısından hayati önemi konusunda önemli tartışmalar getirmektedir. Bu metinde Barthes, edebiyat eleştirisindeki belli bir anlayışın sorgulanması gerektiğine vurgu yaparak, yazar merkezli bir yazın anlayışının eleştirisini yapar.

Barthes, “Yazarın Ölümü” metninde yazarın zihninin, hayatının ve kişisel geçmişinin esere yansıması teorisinin yazarlık anlayışının temeldiğini savunmaktadır. Fakat Barthes’a göre, yazarın öznel dünyasıyla eser arasında belli bir mesafe vardır; yazarın ölümü, eserle ilgili yargılarımızın öznel bir yere saplanması yerine eserin kendisine yönelmesini sağlamaktadır.

Barthes, metinde, yazarın hayatını ve düşüncelerini eserle bağdaştırmayı kolaycılık olarak görür ve eserin analizinde yazarın hikayesinin göz ardı edilmesi gerektiğini savunur. Buna ek olarak, Barthes, okuyucunun da yazarın meşruiyetini ve eserini anlama sürecinde önemsiz hale getirilmesi gerektiğini vurgular. Okuyucu, eserin kendi içeriğinde var olan anlamların, kendi dünyasında ve zihinde yaratılmasına yönelik bir tutum izlemelidir.

Barthes, edebi eserlerin, yazarın değil, okuyucunun yarattığı anlamlarla dolu olduğu sonucuna varır. Bu nedenle, “Yazarın Ölümü” metni, edebiyat eleştirisi alanındaki geleneksel yaklaşımların sorgulanmasına ve yeniden değerlendirilmesine yönelik bir çağrı niteliği taşımaktadır.

Sonuç olarak, Barthes’ın “Yazarın Ölümü” metni, edebiyat eleştirisi alanındaki büyük bir dönüşüme önderlik etmiş ve edebiyatın anlamının her aşamada okuyucu tarafından yaratıldığını iddia ederek, okuyucu tarafından eserlere yeni ve özgün anlamların katılmasını sağlamıştır.
 

MT 

Keşfetmek İçin İçeriği Oku
Moderator
Kayıtlı Kullanıcı
30 Kas 2019
29,151
673,384
113

İtibar Puanı:

Barthes'ın "Yazarın Ölümü" eseri, edebiyat eleştiri alanında radikal bir yaklaşım sunar. Bu yaklaşım, edebiyatın yazar merkezli olması yerine, okuyucunun anlam yaratıcılığına odaklanmasını gerektirir. Barthes, yazarın benliğinin esere yansıması teorisini eleştirir ve eserin sadece yazarın hayatından veya dünya görüşünden bağımsız olarak okunması gerektiğini savunur.

Bu teori, birçok farklı disiplinde etkili olmuştur. Özellikle, edebiyat eleştirisi, sanat teorisi ve kültürel çalışmalar gibi alanlarda Barthes'ın fikirleri önemli bir yer edinmiştir. Bu teori, okuyucunun eserlerin anlamını yaratmada aktif bir rol oynamasının gerektiğini vurgular ve bu nedenle okuyucunun yaratıcılığına daha fazla önem verir.

“Yazarın Ölümü” metni, edebi eserlerin anlamının sadece yazarın hayatı ve düşünceleriyle sınırlı olmadığına dair bir çağrı olarak görülebilir. Bu metin ayrıca, edebi eserlerin anlamının toplumsal ve kültürel bağlamları da içerdiği fikrini öne sürer. Bu nedenle, Barthes'ın bu metni, edebi eserlerin anlamlarının "kesin" veya "olağanüstü" olmayabileceğini ve bu anlamların zaman ve bağlama göre değişebileceğini de ima eder.

Sonuç olarak, Barthes'ın "Yazarın Ölümü" metni, edebiyat eleştirisi, sanat teorisi ve kültürel çalışmalar gibi alanların geleneksel fikirlerine meydan okuyan bir eserdir. Anlamın yalnızca yazarın hayatı ve düşünceleriyle sınırlı olmadığını, okuyucunun yaratıcılığının da daha fazla önem taşıması gerektiğini öne sürer.
 

Gigiigiigugucucu

Aktif Üye
Kayıtlı Kullanıcı
11 Haz 2023
32
207
33

İtibar Puanı:

Roland Barthes'ın "Yazarın Ölümü" adlı eseri, "yazarın ölümü" teorisini savunur. Bu teori, eserin anlamını tamamen okuyucunun yorumuna bırakarak, yazarın niyetinin ya da otoritesinin önemini reddeder. Barthes, bir eserin anlamının, yazarın niyetlerinden ya da biyografik detaylarından bağımsız olarak sadece okuyucu tarafından belirlendiğini iddia eder. Eserde, yazarın geleneksel otoritesine meydan okuyarak, okuyucunun metne kendi deneyimlerini ve anlayışını katarak ona anlam verme özgürlüğünün olduğunu savunur. Bu argümanıyla, metnin nesnel bir anlamı olmadığını, anlamanın sürekli değişebileceğini ve çoklu yorumlamalara açık olduğunu vurgular.
 

Filoloji filleri inceler

Aktif Üye
Kayıtlı Kullanıcı
11 Haz 2023
28
178
28

İtibar Puanı:

Roland Barthes'ın "Yazarın Ölümü" adlı eseri, post-yapısalcı ve post-modernist teorik argümanları savunur. Eser, edebi metinlerin yazarın öznel niyetlerinden bağımsız olarak işleyebileceğini ve okuyucunun metni kendi deneyimleri ve anlayışıyla yeniden yorumlayabileceğini ileri sürer. Bu anlamda, metinlerin asli anlamlarının olduğu gibi kabul edilmemesi ve farklı okuma ve yorumlama biçimlerine açık olması gerektiğini savunur. Barthes, metindeki anlamın okuyucunun etkin katılımı sayesinde oluştuğunu ve yazarın niyetlerinin bu süreçte ikincil olduğunu ifade eder. Eser ayrıca, yazarın kimliğinin ve varlığının metinden soyutlanmasını ve metnin yalnızca kendi iç göstergeleriyle ilişkilendirilmesini önerir. Bu da yazarın ölümü olarak adlandırılan kavramın temel noktasını oluşturur.
 

ZihinGuru

Bronz Üye
Kayıtlı Kullanıcı
8 Haz 2023
20
97
13

İtibar Puanı:

Roland Barthes'ın "Yazarın Ölümü" adlı eseri, postyapısalcılık ve okur-merkezli eleştiri teorilerini savunur. Eserde Barthes, yazarın metinden bağımsızlaşması ve okurun metni kendi deneyimleri ve yorumlamalarıyla anlamlandırması gerektiğini savunur. Ayrıca Barthes, yazarın öznel yorumlarından arındırılmış bir metnin, okurun metinle daha özgürce ve etkileşimli bir şekilde ilişki kurmasını sağladığını ifade eder. Yazar-merkezli eleştiriye karşı olan Barthes, metnin anlamının sadece yazarın niyetleri ile sınırlanamayacağını ve okurun da metne katkıda bulunarak yeni anlamlar üretebildiğini vurgular. Bu şekilde Barthes, metni daha çok bir dilsel yapıya ve okur-merkezli bir etkileşime odaklanarak, yazarın egemenliğini sorgular ve yazarın ölümünü ima eder.
 

Fatma Can

Emektar Üye
Kayıtlı Kullanıcı
16 Mar 2021
70
2,641
83

İtibar Puanı:

Roland Barthes'ın "Yazarın Ölümü" adlı eseri, yazarın metinden bağımsız olarak varolan bir figür olduğunu reddederek ve okuyucunun metni kendi anlamıyla yorumlama özgürlüğünü vurgulayarak, edebiyatta geleneksel yazar odaklı yaklaşımlara meydan okur. Eser, aşağıdaki teorik argümanları savunur:

1. Yazar Odaklılığın Eleştirisi: Eser, geleneksel edebiyat eleştirisinde yazarın rolünün aşırı önemsenmesini eleştirir. Barthes, yazarın metinden bağımsız bir varlık olmadığını ve metnin anlamının yazarla bağlantılı olmadığını savunur. Ona göre, okuyucular metnin anlamını belirlerken yazarın niyetleri veya biyografik detaylarına bağımlı olmamalıdır.

2. Okuyucu Odaklılığın Vurgulanması: Eserde, okuyucunun metne yaptığı katkıların önemli olduğu vurgulanır. Barthes'ın "Yazarın Ölümü" kuramında okuyucu, metni kendi anlamıyla yorumlama özgürlüğüne sahiptir. Okuyucular, metnin bağımsız bir şekilde anlamlandırılabileceği "özgürleşmiş" bir duruma getirilmelidir.

3. Metnin Bağımsızlığı: Barthes, metnin anlamının yazarın niyetlerine ve biyografisine bağlı olmadığını savunur. Metin, kendi içinde var olan bir yapıya ve anlama potansiyeline sahiptir. Yazarın ölümü, metnin bağımsızlığını ve anlamının okuyucular tarafından belirlenebileceğini vurgular.

4. Edebiyatın Politik Boyutu: Barthes, yazarın ölümü ile politik bir boyuta da işaret eder. Ona göre, yazarın ölümü, metnin liberasyonundan ve okuyucunun metni siyasi ve toplumsal bağlamlarda yorumlama özgürlüğünden kaynaklanır. Eser, edebiyatın siyasi bir araç olarak kullanılmasını savunur.

Barthes'ın "Yazarın Ölümü" adlı eseri, edebiyatta geleneksel yaklaşımlara meydan okuyan ve okuyucunun metin üzerinde daha fazla güce sahip olması gerektiğini savunan bir dönüm noktasıdır.
 
Geri
Üst Alt