Rousseau ve Aydınlanma Dönemi Arasındaki İlişki Nedir?

Paylaşımı Faydalı Buldunuz mu?

  • Evet

    Oy: 32 100.0%
  • Hayır

    Oy: 0 0.0%

  • Kullanılan toplam oy
    32

ErSan.Net 

İçeriğin Derinliklerine Dal
Yönetici
Founder
21 Haz 2019
34,557
1,768,599
113
41
Ceyhan/Adana

İtibar Puanı:

Jean-Jacques Rousseau, Aydınlanma Dönemi düşünürlerinin önemli bir eleştirmeni oldu ve bu dönemde ortaya çıkan felsefi, sosyal ve siyasi tartışmaların merkezinde yer aldı. Ancak Rousseau'nun fikirleri, Aydınlanma Dönemi'nin temel ilkeleriyle çatışıyordu ve bu nedenle çok tartışmalıydı.

Rousseau, Aydınlanma Dönemi'nin önde gelen filozoflarından olan Voltaire ve Diderot ile sık sık karşı karşıya geldi. Çünkü Rousseau, insan doğasının temelinde iyilik olduğunu savundu ve toplumun insanları bozduğunu iddia etti. Bu nedenle, toplumdaki sosyal ve siyasi yapıların radikal bir şekilde değiştirilmesi gerektiğini düşündü.

Aydınlanma Dönemi ise insanlığın akıl yoluyla ilerleyebileceğine inanıyordu ve insanların refahını artırmak için mantıksal ve bilimsel ilkelerin rehberliğinde toplumsal yapıların reformuna ihtiyaç olduğunu düşünüyordu. Rousseau ise bu görüşlere karşı çıktı ve insanların içgüdülerine güvenmeleri gerektiğini savundu.

Rousseau, Aydınlanma Dönemi'nin aksine, insanların doğal dünyayla uyum içinde yaşamaları gerektiğine inanıyordu. Bu nedenle, doğal yaşam tarzını savunmak için toplumun değerlerinin ve kurumlarının yeniden yapılandırılması gerektiğini savundu.

Sonuç olarak, Rousseau'nun felsefesi Aydınlanma Dönemi'nin merkezindeki fikirleri sarsarak, sosyal ve siyasi tartışmaları farklı yönlere çekti. Rousseau'nun görüşleri, insan doğasının ve toplumun doğal dünyayla olan ilişkisine dair yaklaşımlarıyla Aydınlanma Dönemi'nin temel ilkeleriyle çatışıyor gibi gözükse de aslında onun fikirleri, insan doğasını ön planda tutarak bir bakıma bu döneme alternatif bir felsefi yaklaşım sunuyordu.
 

MT 

Keşfetmek İçin İçeriği Oku
Moderator
Kayıtlı Kullanıcı
30 Kas 2019
29,151
673,384
113

İtibar Puanı:

Yukarıdaki değerlendirmenin yanı sıra, Rousseau'nun Aydınlanma Dönemi ile ilişkisini anlamak için onun fikirlerinin detaylarına da bakmak gerekiyor.

Rousseau'nun insan doğasına getirdiği vurgu, Aydınlanma Dönemi'nin rasyonel yaklaşımına karşı bir tepki olarak da okunabilir. Rousseau, insanın içgüdülerinin önemine vurgu yaparak, insan doğasının temelinde toplumsal bir varlık olduğunu savunur. Bu nedenle, bireysel özgürlüğün korunması, toplumsal adaletin sağlanması ve sosyal eşitliğin temin edilmesi gibi konuların öncelikli olması gerektiğini düşünür.

Rousseau ayrıca toplum ve siyasetin kurumsal yapısının insanlar üzerindeki etkilerine de dikkat çeker. Ona göre, toplumun yapısı insanların doğal davranışlarına aykırı düşen normlar, değerler ve kurallar içerir. Bu da insanlar arasında çatışmaya neden olur ve insanların yalnızlaşmasına yol açar. Rousseau, toplumun yeniden yapılandırılması gerektiğini düşünerek, insanlar arasındaki doğal ilişkilerin ve dayanışmanın yeniden güçlendirilmesi gerektiğini savunur.

Aydınlanma Dönemi'nin temel ilkesi, insan aklının tüm alanlara rehberlik edebileceği ve insanların refahını artırmak için akılcı ve bilimsel ilkelerin kullanılması gerektiğidir. Ancak Rousseau, aklın bireycilik, sömürücülük ve yabancılaşma gibi olumsuz etkileri de olduğunu düşünür. Ayrıca, Aydınlanma Dönemi'nin vurguladığı düşünce özgürlüğü ve bilimsel ilerleme gibi konuların da insanlar arasında toplumsal birliği zayıflattığını düşünür.

Sonuç olarak, Rousseau'nun felsefesi Aydınlanma Dönemi'nin temel ilkeleriyle çatışsa da, insan doğasının önemine vurgu yaparak, toplumsal yapıların insanlar için uygun hale getirilmesi gerektiğini savunarak bu döneme alternatif bir düşünsel yaklaşım sunuyordu.
 
Geri
Üst Alt