Simülasyon teorisi'nin felsefi boyutu, ontoloji (varoluş felsefesi) ve epistemoloji (bilgi felsefesi) gibi felsefi konuları ele alır. Ontolojik olarak, simülasyon teorisi gerçekliğin doğasını sorgulamakta ve varoluşun gerçekliğini anlamlandırmaya çalışmaktadır. Bu bağlamda, gerçeklik kavramı ele alınarak, gerçek dünyanın varlığı ve sanal dünyanın varlığı karşılaştırılmaktadır. Epistemolojik olarak, simülasyon teorisi insan bilgisinin doğasını, bilginin kaynağını, bilgiye erişimin sınırlandırmalarını ele alır ve gerçeklik algısının kaynaklarını sorgular.
Simülasyon teorisi'nin felsefi boyutu aynı zamanda, insanın öz benliğini, bilinci, var oluşu ve anlamını sorgulamaktadır. Bu teori, insanın marka bir gerçekliğin bilincinde olduğunu düşündüğü dünya ve kendisi hakkındaki düşüncelerini, yönelimlerini, davranışlarını ve kendine yönelik inançlarını etkileyebilir. Simülasyon teorisi aynı zamanda insan doğasına, insanın kendini ve dünyayı anlamlandırma sürecine ve insanın gözlemci-doğa ilişkisine dair önemli soruları gündeme getirir.
Sonuç olarak, simülasyon teorisi'nin felsefi boyutu, insanın dünya ve gerçeklik hakkındaki kavrayışını sorgulayan, ontolojik ve epistemolojik meseleleri ele alan, insan bilincine ve varoluşuna ilişkin derin bir düşünce sağlayan önemli bir teorik yaklaşımdır.