Yeni Dünya'nın keşfi öncesinde, Avrupa ile Amerika arasında çok sınırlı bağlantılar vardı. Bilinen en eski bağlantılar, Vikinglerin 10. ve 11. yüzyıllarda Kuzey Amerika'ya yerleşme girişimleriyle başlar. Ancak bu girişimler kalıcı bir koloni kurmak için yetersiz kalmıştır.
Daha sonra, 15. yüzyılda Avrupalı kaşiflerin Atlantik Okyanusu'nu aşarak Amerika'ya ulaşmalarıyla birlikte, bağlantılar artmıştır. İspanyol kaşif Kristof Kolomb 1492 yılında Amerika'ya varmış ve Avrupalılar arasında Yeni Dünya'nın keşfini duyurmuştur. Bu keşif, Avrupalılar ve Amerika yerlileri arasında etkileşimlerin başlamasına neden olmuştur.
Avrupalı gezginler ve tüccarlar Amerika'ya seyahat etmiş, yerli halkla ticaret yapmış ve yerleşimler kurmaya başlamıştır. İspanyol, Portekizli, İngiliz, Fransız ve Hollandalı kolonistler Amerika'ya gelerek yerleşimler kurmuş ve kendi kültürlerini buralarda yaşatmışlardır. Bu süreçte, Amerika'ya gelen Avrupalılar, yerli halkla ticaret yapmış, kaynaklarını sömürmüş ve bazen çatışmalara neden olmuşlardır.
Bu bağlantılar, Avrupa ile Amerika arasında kültürel, ekonomik ve politik etkileşimlere yol açmıştır. İspanyol İmparatorluğu ve Portekiz İmparatorluğu, Amerika'yı sömürgeleştirerek genişlemiş ve yeni kaynaklara sahip olmuşlardır. Avrupalılar aynı zamanda, Amerika'dan getirdikleri kaynakları Avrupa'ya ihraç ederek ticaretlerini artırmışlardır. Bu etkileşimlerin sonucunda, Amerika yerlileri Avrupa'dan getirilen hastalıklar ve diğer faktörler nedeniyle büyük kayıplar vermiş ve yerli kültürler büyük ölçüde değişmiştir.