Bu ikilem çok karmaşık bir sorudur. Açıkçası, herkesin bu soruya verdiği cevap, kişiye özgü bir hikâyeden kaynaklanmaktadır. Bazıları, geçmişte tamamen farklı bir yaşam sürmek istiyor veya bazı kişisel ve sosyal konularda kökten değişimler gerçekleştirmek istiyor olabilir. Bununla birlikte, bazıları da geçmişe gitmek istemiyor. Çoğu zaman, geçmişte yaşadıklarımızın slayt gösterisini izlemek yeterli olabilir. Geçmişte yaşadıklarımızın anılarını korumak için acı anıları, kutsal anıları ve iz bırakan anıları anmak iyidir. Bir arada oluşturduğumuz, anıların bizi neyin nasıl şekillendirdiğini analiz etmek daha iyidir. Geçmişi tekrar yaşamaya çalışmak ise, çoğu zaman bizi aynı hataları tekrar etme riski ile karşı karşıya bırakabilir. Olayların nasıl akış ettiğini gözlemleyebilir ve çok daha fazla anlayış kazanabiliriz.
Sonuç olarak, herkesin geçmişe gitmeye ilişkin kendine ait bir cevabı vardır. Aynı zamanda, herkesin geçmişi geleceğe neden olduğu unutulmamalıdır. Bunu bir Amerikan hakiminin söylediği gibi düşünebiliriz "Biz her zaman öğrenmezsek geçmişi tekrar yaşamak zorunda kalırız".
Sonuç olarak, herkesin geçmişe gitmeye ilişkin kendine ait bir cevabı vardır. Aynı zamanda, herkesin geçmişi geleceğe neden olduğu unutulmamalıdır. Bunu bir Amerikan hakiminin söylediği gibi düşünebiliriz "Biz her zaman öğrenmezsek geçmişi tekrar yaşamak zorunda kalırız".