Bu soru, sosyolojik ve tarihsel bakış açılarıyla cevaplanabilir. Kraliyetin arılar arasındaki geleneği, eski İskandinav mitolojisi veya Perşembe Günü'nden kurtuluşa kadar olan eski demir çağlarla bağlantılı olabileceği düşünülmektedir. Bu dönemlerde arı, kutsal bir geçmişe sahip olmasının yanı sıra, insanların hayatının her alanında büyük önem taşıyan bir sembol olarak kabul edilmişti.
Geçmişe bakınca, arılar kraliyetin bir göstergesi olarak kullanılırdı. Tarihin erken dönemlerinde, kralar arabalarının altına kral arısı, özel meclislerin ve gibi önemli toplantıların salona arılar bal tutamak için bırakılırdı. Günümüzde ise, arıların kullanılmasının amacı ziyaretçilere karşılık olarak kraliyetin onuru ve saygınlığının vurgulanması olarak kabul edilir.
Kraliyet arıları, bir kralın onuruna çağrıldığında, çağrılı olanın varlığını bir kanıt olarak göstermek için kullanılırdı. Bu mevzu kraliyet törenlerinde, resmi meclislerde ve siyasi toplantılarda kullanılıyordu. Kraliyet arılarına ilişkin en önemli örneklerden biri, İskandinav mitolojisindeki Kral Odin'in arısıdır.
Sonuç olarak, kral arısı ailesel, sosyal ve toplumsal geleneklerin simgesi ve sembolü olarak kullanılmıştır. Arılar, kraliyetin onuru ve saygınlığının vurgulanmasına yardımcı olan özel ve önemli simgeler olarak görülmüştür.