Mevlana Celaleddin Rumi, 13. yüzyılda yaşamış bir İslam tasavvuf bilgini ve şairidir. Mevlevi tarikatının kurucusu olmasa da, tarikatın felsefesi ve uygulamaları üzerinde büyük etkisi olmuştur. Mevlevilik, İslam'ın içinde yer alan bir tasavvuf koludur. Tasavvuf, İslam'ın içinde yer alan mistik bir akımdır ve insanın Allah'a yakınlaşması, O'na aşkla bağlanması ve O'nu tanıması için çeşitli yöntemler kullanır.
Mevlevilik'te en önemli ritüellerden biri semahtır. Sema, Mevlevi dervişlerinin dairesel bir biçimde dönerek, ilahi aşkı ve birliği anlamalarına yardımcı olan bir dans türüdür. Bu ritüel, semazenlerin beyaz giysileri ve yuvarlak bir şapka takmalarıyla tanınır. Semazenler, semah dönüşleri sırasında, ellerini açıp havada dolaştırırlar ve bu arada özel bir müzik çalınır.
Mevlana'nın en önemli eseri olan "Mesnevi", Mevlevilik felsefesi ve uygulamaları hakkında detaylı bilgiler içerir. Mesnevi'de, insanın Allah'a ulaşması için gereken aşk, şefkat, sabır, fedakarlık ve hoşgörü gibi erdemler vurgulanmaktadır. Mevlana'nın diğer eserleri de Mevlana'nın felsefesi ve uygulamaları üzerinde büyük etkiye sahip olmuştur ve hala günümüzde Mevlevi tarikatının öğretilerinin temel kaynakları arasında yer almaktadır.
Mevlevilik, diğer İslami tarikatlardan farklı olarak, dünyevi zevklerden ve maddi varlıklardan uzaklaşmayı vurgular. Mevlevilik'te, insanlar sadece Allah'a aşık olmalı ve O'ndan başka her şeyden kaçınmalıdır. Bu şekilde, Mevlevi dervişleri, kendilerini Allah'a adarlar ve Allah'ın sevgisiyle dolu bir hayat yaşarlar.
Sonuç olarak, Mevlana Celaleddin Rumi'nin Mevlevi tarikatı üzerinde büyük bir etkisi olmuştur ve Mevlevilik, İslam'ın mistik ve manevi yönünü temsil eder. Semah ve zikir gibi uygulamalarıyla öne çıkan Mevlevilik, Türkiye'nin yanı sıra birçok İslam ülkesinde de yaygın bir şekilde uygulanmaktadır.