Sebe Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 34. suresidir ve 54 ayetten oluşur. Bu surede geçen Hz. Süleyman'ın hikayesi oldukça etkileyicidir.
Hz. Süleyman, Hz. Davud'un oğlu ve İsrail Krallığı'nın üçüncü kralıdır. Allah'ın kendisine verdiği ilahi nimetler sayesinde, birçok mucizevi olay gerçekleştirmiştir. Hz. Süleyman, Allah'ın kendisine bahşettiği dünya imkânlarından yararlanırken, aynı zamanda imanını kaybetmeden hayatını sürdürmüştür. O, zenginliği ve gücü kullanarak insanlığa hizmet etmiş ve İsrail Krallığı'nın en parlak dönemini yaşatmıştır.
Sebe Suresi'nde Hz. Süleyman'ın hikayesi, kendisine Allah'ın bir mucizesi olarak verilen bir kraliçenin hikayesi ile başlar. Kraliçe, adının Bilqis olduğu söylense de, çoğunlukla Sebe Kraliçesi olarak anılır. Sebe, bugünkü Yemen'in güneyinde yer alan eski bir krallıktı.
Kraliçe, Hz. Süleyman'ın adının ve ününün duyulmasından etkilenmiş ve onunla bir mektuplaşma başlatmıştır. Hz. Süleyman, Allah'ın kendisine verdiği lütuflarla övünmeyen ve tevazu sahibi bir lider olarak, kraliçenin mektubuna cevap vermiştir. Cevabında ona, Allah'ın kendisine verdiği nimetlerden bahsederken, özellikle yüce Allah'a şükür etmeyi ihmal etmemiş ve ona Allah'ın kudretinin büyüklüğünü hatırlatmıştır.
Kraliçe, Hz. Süleyman'ın bu cesur tavrından etkilenmiş ve İsrail Krallığı'na gelerek, Hz. Süleyman'a iman etmiş ve Müslüman olmuştur. Ardından Hz. Süleyman, Kraliçe'ye Allah tarafından bahşedilmiş olan lütuflarından örnekler vermiştir. Hz. Süleyman, Allah'ın kendisine verdiği bir mucizeyle, Sebe Kraliçesi'ne ait ülkenin suyunu tamamen kesmiştir. Bu olay sonrasında Kraliçe, Hz. Süleyman'ın kudretinin ve ilahisiyetinin gerçek olduğunu anlamıştır.
Hz. Süleyman'ın hikayesi, bir liderin sahip olması gereken özellikleri öğretir. O, Allah'a iman etmiş bir lider olarak, zenginliği ve gücü ülkesi için kullanmıştır. Mesajı, Allah'ın lütfu ile zengin ve güçlü kişilerin, Allah'ın seçilmiş insanlarına yardım etmeleri gerektiğidir. İşte bu sebepledir ki, Hz. Süleyman tarihe, cömertliği, bilgeliği, adaleti ve merhameti ile geçmiştir.
Hz. Süleyman, Hz. Davud'un oğlu ve İsrail Krallığı'nın üçüncü kralıdır. Allah'ın kendisine verdiği ilahi nimetler sayesinde, birçok mucizevi olay gerçekleştirmiştir. Hz. Süleyman, Allah'ın kendisine bahşettiği dünya imkânlarından yararlanırken, aynı zamanda imanını kaybetmeden hayatını sürdürmüştür. O, zenginliği ve gücü kullanarak insanlığa hizmet etmiş ve İsrail Krallığı'nın en parlak dönemini yaşatmıştır.
Sebe Suresi'nde Hz. Süleyman'ın hikayesi, kendisine Allah'ın bir mucizesi olarak verilen bir kraliçenin hikayesi ile başlar. Kraliçe, adının Bilqis olduğu söylense de, çoğunlukla Sebe Kraliçesi olarak anılır. Sebe, bugünkü Yemen'in güneyinde yer alan eski bir krallıktı.
Kraliçe, Hz. Süleyman'ın adının ve ününün duyulmasından etkilenmiş ve onunla bir mektuplaşma başlatmıştır. Hz. Süleyman, Allah'ın kendisine verdiği lütuflarla övünmeyen ve tevazu sahibi bir lider olarak, kraliçenin mektubuna cevap vermiştir. Cevabında ona, Allah'ın kendisine verdiği nimetlerden bahsederken, özellikle yüce Allah'a şükür etmeyi ihmal etmemiş ve ona Allah'ın kudretinin büyüklüğünü hatırlatmıştır.
Kraliçe, Hz. Süleyman'ın bu cesur tavrından etkilenmiş ve İsrail Krallığı'na gelerek, Hz. Süleyman'a iman etmiş ve Müslüman olmuştur. Ardından Hz. Süleyman, Kraliçe'ye Allah tarafından bahşedilmiş olan lütuflarından örnekler vermiştir. Hz. Süleyman, Allah'ın kendisine verdiği bir mucizeyle, Sebe Kraliçesi'ne ait ülkenin suyunu tamamen kesmiştir. Bu olay sonrasında Kraliçe, Hz. Süleyman'ın kudretinin ve ilahisiyetinin gerçek olduğunu anlamıştır.
Hz. Süleyman'ın hikayesi, bir liderin sahip olması gereken özellikleri öğretir. O, Allah'a iman etmiş bir lider olarak, zenginliği ve gücü ülkesi için kullanmıştır. Mesajı, Allah'ın lütfu ile zengin ve güçlü kişilerin, Allah'ın seçilmiş insanlarına yardım etmeleri gerektiğidir. İşte bu sebepledir ki, Hz. Süleyman tarihe, cömertliği, bilgeliği, adaleti ve merhameti ile geçmiştir.