Sebe Suresi, Kur'an-ı Kerim’in 34. sûresidir ve 54 ayetten oluşur. Bu surede bahsedilen konulardan biri de iman ve ahiret kavramlarıdır. İman, Allah’a inanma, O’na teslim olma ve O’na güvenme anlamına gelmektedir. Ahiret ise, ölümden sonra Allah’ın herkesi hesaba çekeceği, cennet ya da cehennemde sonsuz bir hayatın başlayacağı inancıdır.
Sebe Suresi’nin 14. ayetinde, "Ve andolsun ki, Saba için de, onların yurdunu sağlam kıldık, onlar iki bahçe arasındaki güzel bir yeri ve rızkın bol olduğu bir yeri mirasçı oldular. İşte bizim verdiğimiz ihsanları görmezden geldikleri için (Saba halkını) azap ettik. O yer iki bahçe arasında idi, birinin meyveleri acı, diğerinin meyveleri tatlıydı ve ikisinden de yiyerek gizli ve açık yerlerde nişanlı ilişkilerde bulunuyorlardı. Biz (Saba halkını) böyle ödüllendirmedikçe onları (imanla) denemeli değil miydik? Fakat çoğu bilmezler." denilmektedir.
Bu ayet, insanların Allah’ın verdiği nimetleri görmezden gelerek helak olduklarını vurgulamaktadır. İmanın, nimetleri görmezden gelmeden, şükrederek Allah’a teslim olmakla başladığı vurgulanmaktadır. Ahiret inancının da, insanların bu dünyada yaptıklarının hesaplaşmasından kaynaklandığı anlatılmaktadır.
Sebe Suresi’nin 20. ayetinde ise, "De ki: Gökte ve yerde kim vardır? De ki: O, Allah'tır. O halde, O'na karşı gelmekten sakının." denilmektedir. Bu ayette de imanın temelinde, Allah’a inanmak ve O’na karşı gelmekten sakınmak olduğu vurgulanmaktadır.
Sebe Suresi, iman ve ahiret kavramlarının önemini vurgulayan ayetlerle doludur. İman, Allah’a güvenmek, teslim olmak ve O’na şükretmekle başlar. Ahiret inancı da, insanların bu dünyada yaptıklarının hesap verileceği inancına dayanır. İnsanlar, Allah’ın vermiş olduğu nimetleri görmezden gelmeden, O’na teslim olmalı ve O’na karşı gelmekten sakınmalıdır. Bu sure, insanların iman ve ahiret kavramlarını anlamalarına yardımcı olacak önemli mesajlar içermektedir.
Sebe Suresi’nin 14. ayetinde, "Ve andolsun ki, Saba için de, onların yurdunu sağlam kıldık, onlar iki bahçe arasındaki güzel bir yeri ve rızkın bol olduğu bir yeri mirasçı oldular. İşte bizim verdiğimiz ihsanları görmezden geldikleri için (Saba halkını) azap ettik. O yer iki bahçe arasında idi, birinin meyveleri acı, diğerinin meyveleri tatlıydı ve ikisinden de yiyerek gizli ve açık yerlerde nişanlı ilişkilerde bulunuyorlardı. Biz (Saba halkını) böyle ödüllendirmedikçe onları (imanla) denemeli değil miydik? Fakat çoğu bilmezler." denilmektedir.
Bu ayet, insanların Allah’ın verdiği nimetleri görmezden gelerek helak olduklarını vurgulamaktadır. İmanın, nimetleri görmezden gelmeden, şükrederek Allah’a teslim olmakla başladığı vurgulanmaktadır. Ahiret inancının da, insanların bu dünyada yaptıklarının hesaplaşmasından kaynaklandığı anlatılmaktadır.
Sebe Suresi’nin 20. ayetinde ise, "De ki: Gökte ve yerde kim vardır? De ki: O, Allah'tır. O halde, O'na karşı gelmekten sakının." denilmektedir. Bu ayette de imanın temelinde, Allah’a inanmak ve O’na karşı gelmekten sakınmak olduğu vurgulanmaktadır.
Sebe Suresi, iman ve ahiret kavramlarının önemini vurgulayan ayetlerle doludur. İman, Allah’a güvenmek, teslim olmak ve O’na şükretmekle başlar. Ahiret inancı da, insanların bu dünyada yaptıklarının hesap verileceği inancına dayanır. İnsanlar, Allah’ın vermiş olduğu nimetleri görmezden gelmeden, O’na teslim olmalı ve O’na karşı gelmekten sakınmalıdır. Bu sure, insanların iman ve ahiret kavramlarını anlamalarına yardımcı olacak önemli mesajlar içermektedir.