Skolastik Felsefenin Tarihsel Gelişimi Nasıldır?

Paylaşımı Faydalı Buldunuz mu?

  • Evet

    Oy: 61 100.0%
  • Hayır

    Oy: 0 0.0%

  • Kullanılan toplam oy
    61

ErSan.Net 

İçeriğin Derinliklerine Dal
Yönetici
Founder
21 Haz 2019
34,557
1,768,599
113
41
Ceyhan/Adana

İtibar Puanı:

Skolastik felsefenin tarihsel gelişimi, Orta Çağ Avrupa'sında Hıristiyan düşüncesinin karşılaştığı problemlere yönelik açıklamaların, tartışmaların ve çözümlemelerin oluşturduğu bir akımdır. Skolastik felsefe, 10. yüzyıldan 14. yüzyıla kadar uzanan bir zamanda, üniversitelerde öğretilen dini felsefenin mevcut görüşlerini analiz ederek, Aristotelesçi, Nuhayri ve Augustinus temelli görüşleri kombine eder. Bu akım, dini inancı egemen oldukları dönemde ders kitaplarını ve ayinleri etkileyen en önemli düşüncelerin başında gelir. Bu bağlamda, skolastik felsefe, tartışmalara ve fikir çatışmalarına dayanan bir düşüncedir.

Skolastik felsefenin ortaya çıkışı ve hızlı bir şekilde yayılması, Orta Çağın daimi tartışmalarına cevap verir. Dine karşı eleştirilerin ortaya çıkması, yaratılışın nasıl anlaşılacağı, ilahiyatın doğası ve Tanrı'nın özellikleri gibi konulara yanıt arayışları sonucu skolastik düşünceye kaynaklık etti. Böylece, skolastik felsefe, Orta Çağ mücadelelerinde ve Hıristiyan ilahiyatındaki tartışmaların çözümü için kullanılabilecek bir düşünce biçimi olarak kabul edildi.

Skolastik filozofların arasında İbn Rüşd, Aristo ve Aquinas gibi isimler bulunmaktadır. İbn Rüşd, Aristoteles'in düşüncesine dayanan bir İslami filozoftur. Aristo, skolastik felsefenin en önemli kaynağıdır. Aquinas, skolastik felsefenin en önemli temsilcisidir. İncil'deki felsefi öğretiler hakkındaki problemleri ve özellikle Aristoteles'in felsefesi ile ilgili açıklamaları skolastik düşüncede birleştirdi. Sonuç olarak, skolastik düşüncenin anlayışı, özellikle 13. yüzyılda Batı Avrupa'da kilise teşkilatına egemen oldu.

Sonuç olarak, skolastik felsefe Orta Çağ Avrupa'sında Hıristiyanlık düşüncesinin yanıt arayışlarını karşılayan bir düşünce akımıdır. Bu düşünce, Aristoteles felsefesi ve dini inançları bir araya getirerek bilmenin ve inanmanın bağlantısını araştırdı. Skolastik filozoflar, ölmelerine rağmen bizlere hala önemli bir miras bıraktılar.
 

MT 

Keşfetmek İçin İçeriği Oku
Moderator
Kayıtlı Kullanıcı
30 Kas 2019
29,151
673,384
113

İtibar Puanı:

Bu miras, bilgi ve inanç ilgisinin modern tartışmalarına önemli bir katkı sağlamaktadır. Skolastik düşüncenin, genel olarak felsefe tarihindeki yeri, farklı inanç sistemlerinin felsefi tartışmalarında bir araç olarak kullanılmasıdır. Skolastik felsefenin en büyük katkısı, ortaçağ mutlak otoritenin anlam ve anlatımında kendini gösteren dogmatik yaklaşımın azalmasına neden olmasıdır. Bu, son derece açık fikirli bir yaklaşımdır ve dünya çapında birçok felsefi tartışmanın en önemli temelidir.
 

ErSan.Net 

İçeriğin Derinliklerine Dal
Yönetici
Founder
21 Haz 2019
34,557
1,768,599
113
41
Ceyhan/Adana

İtibar Puanı:

Skolastik felsefe, Hristiyan düşüncesinin Aristoteles'i yeniden keşfetmesiyle ortaya çıktı ve Ortaçağ Avrupa'sında etkili oldu. İlk olarak, 11. yüzyılda, Hristiyan teologların Aristoteles'in mantık, felsefe ve bilimle ilgili eserlerine odaklanmalarıyla başladı.

12. yüzyılda ise, okuyucu kitlelerine yönelik hazırlanan tıp biliminden ağır metal müzik tarihlerine kadar pek çok eserin yanısıra, 'sententiae' adındaki derlemeler yoluyla yapılan şablon araştırmaları sonucunda doğan ortaklaşa üretilmiş bilgi temellendiricilerinin skolastik kültür ile özdeşleştiğini görmekteyiz.

13. yüzyılda St. Thomas Aquinas, skolastik düşüncenin en önemli figürlerinden biri oldu. Aristoteles'in mantık, metafizik ve ahlakla ilgili eserlerinin Hristiyan teolojisiyle birleştirilmesi fikrini ortaya attı. Sonuç olarak, skolastik felsefe, Hristiyan inancının bilgi ve akıl yoluyla keşfedilmesini amaçladı.

14. yüzyılda ise, Occam'ın bıçağı adlı düşüncesel argüman, skolastik düşüncenin eleştirilmesinde önemli bir rol oynadı. Bu dönemde, skolastik felsefe yerini Rönesans ve Reformasyon süreçleriyle birlikte modern felsefeye bıraktı.

Sonuç olarak, skolastik felsefe, 11.-14. yüzyıllar arasında, Aristoteles'in felsefi eserlerinin Hristiyan teolojisiyle birleştirilmesi temelinde gelişti ve özellikle St. Thomas Aquinas tarafından en üst düzeye çıkarıldı. Ancak, 14. yüzyılda, Occam'ın bıçağı adlı argüman, skolastik düşüncenin eleştirilmesinde önemli bir rol oynadı ve modern felsefenin yükselişiyle skolastik felsefe yerini yeni bir felsefi düşünce akımına bıraktı.
 

ŞeftaliŞenlik

Emektar Üye
Kayıtlı Kullanıcı
16 Haz 2023
80
1,511
83

İtibar Puanı:

Skolastik felsefe, Orta Çağ'da (11. yüzyıl - 14. yüzyıl) Avrupa'da gelişen ve Hristiyan teoloji ile Aristoteles'in felsefesini birleştirmeyi amaçlayan bir felsefi düşünce akımıdır. Skolastik felsefenin tarihsel gelişimi aşağıdaki dönemleri içerir:

1. Erken Skolastik Dönem (11. - 12. yüzyıl): Bu dönemde, Avrupa'da Arap filozofların ve Antik Yunan felsefesi metinlerinin çevirileriyle birlikte Aristoteles'in eserlerine olan ilgi arttı. Bu dönemde Hristiyan teoloji ile Aristoteles felsefesi arasında bir bağlantı kurma çabaları başladı. İlk skolastik filozoflar, özellikle Anselm ile Abelard, inanç ve akıl arasında uyum sağlama konusunda çalışmalar yaptılar.

2. Yüksek Skolastik Dönem (13. yüzyıl): Bu dönemde, özellikle İsaac Newton Abelard ve Thomas Aquinas gibi filozoflar tarafından verili fikirlerin sistematik bir şekilde tartışıldığı ve sistematize edildiği bir dönemdi. Aquinas, skolastiğin en önemli temsilcilerinden biriydi ve Aristoteles'in felsefesini Hristiyan teolojisiyle birleştirmeye çalıştı. Aquinas'in eserleri, skolastik felsefenin en etkili ve özgün eserlerinden biri olarak kabul edilir.

3. Son Skolastik Dönem (14. yüzyıl): Bu dönemde, skolastik felsefe düşüşe geçti ve yerini daha eleştirel ve doğa bilimsel düşünceye bırakmaya başladı. İnsanist hareketler ve Rönesans'ın ortaya çıkmasıyla birlikte skolastik felsefenin etkisi azaldı. Skolastik yöntemler ve fikirler, bilim ve felsefede yerini yeni düşünce akımlarına bıraktı.

Sonuç olarak, skolastik felsefe Orta Çağ'da Hristiyan teoloji ile Aristoteles felsefesini birleştirme amacıyla gelişti. Erken, yüksek ve son skolastik dönemleri içeren tarihsel bir gelişim süreci yaşadı ve sonunda Rönesans ve Modern Çağ'ın düşünce akımlarına yerini bıraktı.
 

İmanınDüşüncesi

Yeni Üye
Kayıtlı Kullanıcı
8 Haz 2023
15
24
3

İtibar Puanı:

Skolastik felsefe, Orta Çağ Avrupa'sında Latince konuşulan düşünce ve eğitim sistemi olan Schola (okul) geleneğinden türetilmiştir. Skolastik felsefe, 11. yüzyıldan 17. yüzyıla kadar varlığını sürdürmüş ve Hristiyan teolojisiyle Aristoteles'in felsefesi arasında bir sentez yapmaya çalışmıştır.

Skolastik felsefenin tarihsel gelişimi, İslam kültürü ve düşüncesinin Batı'ya aktarılmasıyla başlamıştır. 11. ve 12. yüzyıllarda, Arapça'ya çevrilen eserler ve İspanya'da kurulan müslüman üniversiteler, Batı düşüncesine büyük bir etki yapmıştır. Bu etki, özellikle İspanya'da faaliyet gösteren ünlü Scholastiker Thomas Aquinas tarafından benimsenmiştir.

Aquinas, Aristotle'in düşüncelerini Hristiyan teolojisiyle birleştirerek sentez yapmaya çalışmıştır. Onun en önemli eseri Summa Theologiae, skolastik felsefenin önde gelen eserlerinden biridir.

Bu dönemde skolastik düşünceye damga vuran bir diğer düşünür de Peter Abelard'dır. Abelard, akıl yoluyla dinin doğrularını açıklamaya çalışmış ve rasyonalizm akımının öncülerinden biri olmuştur.

Skolastik felsefe, 13. yüzyılda Avrupa'ya yayılarak büyük bir etki yapmış ve birçok üniversitede öğretilmiştir. 14. yüzyılda ise Ockham'ın birçok skolastik düşünceyi eleştiren ve nominalizm akımını başlatan fikirleri yaygınlaşmaya başlamıştır.

17. yüzyılda ise skolastik düşünce, modern bilimsel düşüncenin yükselişiyle yerini farklı düşünce akımlarına bırakmıştır. Bu dönemde Descartes ve Locke gibi düşünürler, skolastiği eleştirerek farklı felsefi yaklaşımlar ortaya koymuşlardır.

Sonuç olarak, skolastik felsefenin tarihsel gelişimi, Orta Çağ Avrupa'sında Hristiyan teolojisi ve Aristoteles felsefesi arasında bir sentez yapma çabasıyla başlamış ve zamanla farklı düşünce akımlarının gelişimiyle son bulmuştur. Skolastik felsefe, Orta Çağ düşüncesinin önemli bir parçası olarak kabul edilmekte ve felsefe tarihinde önemli bir yeri olduğu düşünülmektedir.
 

Bilgi Güncesi

Bronz Üye
Kayıtlı Kullanıcı
11 Haz 2023
11
72
13

İtibar Puanı:

Skolastik felsefe, Orta Çağ Avrupa'sında, özellikle 11. ve 12. yüzyıllarda Aristoteles ve diğer Antik Yunan filozoflarının eserlerinin Latinceye çevrilmesi ve Hristiyanlıkla uyumlu hale getirilmesiyle ortaya çıkmıştır. İsmi, İngilizce'de "okul" anlamına gelen "school" kelimesinden türetilmiştir.

Skolastik felsefenin temel amacı, Hristiyan teolojiyle felsefeyi birleştirmek ve akıl ile inanç arasında uyumu sağlamaktır. Skolastik filozoflar, Tanrı'nın varlığını ve insanın doğasını rasyonel yollarla kanıtlamaya çalışırken, dinî dogmaları da tartışmışlardır.

Bu düşünce akımının önde gelen isimleri arasında Anselm, Albertus Magnus, Thomas Aquinas ve John Duns Scotus yer almaktadır. Bu filozoflar, mevcut teolojik inançları desteklemek için pozitif bir yaklaşım benimsemişlerdir.

Skolastik felsefenin doruk noktası, 13. yüzyılın ortalarında Paris Üniversitesi'nde yaşanmıştır. Bu dönemde, akademik tartışmalar ve derslerin yoğun olduğu bir ortamda, skolastik filozoflar dinî inançları destekleyen ve sorgulayan felsefi argümanları geliştirmeye çalışmışlardır.

Ancak, 14. yüzyıldan itibaren skolastik felsefenin etkisi azalmaya başlamıştır. Yeni filozoflar, özellikle Rönesans döneminde, daha insan merkezli bir düşünce tarzı benimsemiştir. Skolastik felsefenin aksine, Antik Yunan felsefesini yeniden keşfetmişler ve bu düşünce biçimini geliştirmiştir.

Sonuç olarak, skolastik felsefe Orta Çağ Avrupa'sında önemli bir düşünce akımı olmuştur. Bu düşünce akımı, Aristoteles ve diğer Antik Yunan filozoflarının fikirlerini Hristiyan teolojiyle birleştirmeye çalışmış ve bu sayede Avrupa düşünce tarihine önemli bir katkıda bulunmuştur.
 

Melek Şahin

Diomond Üye
Kayıtlı Kullanıcı
9 Haz 2023
44
297
53

İtibar Puanı:

Skolastik felsefe, Orta Çağ Avrupa'sında Hristiyan teolojisi ve Aristoteles'in felsefesinin sentezi ile ortaya çıkmıştır. Bu felsefi düşünce biçimi, 9. yüzyılda başlamış ve 17. yüzyıla kadar devam etmiştir.

Skolastik felsefenin kökleri, Orta Çağ'ın ilk dönemlerinde Hristiyan teolojisi ile Platoncu ve Augustinusçu düşüncelerin bir araya gelmesiyle başlamıştır. İlk skolastik felsefeciler, İncil'e dayanarak teolojik ve dini soruları çözmeye çalışmışlardır. Bununla birlikte, 11. ve 12. yüzyıllarda Avrupa'ya gelen Arap felsefesi ve daha sonra Aristoteles'in eserlerinin Latinceye çevrilmesiyle skolastik felsefe, daha bilimsel ve akademik bir hale gelmeye başlamıştır.

13. yüzyılda, özellikle Aquinas Thomas'ın (Aquinaslı Thomas) etkisiyle skolastik felsefe, Hristiyan teolojisini bilimsel bir disiplin olarak ele alan bir yaklaşım haline geldi. Aquinas, Aristoteles'i ve onun analitik yöntemini kullanarak tanrısal varlığı ve doğayı rasyonel bir şekilde açıklamaya çalıştı.

14. ve 15. yüzyıllarda, skolastik felsefe, İslam felsefesi ve Rönesans'ın etkisiyle eleştirilere maruz kaldı. Skolastik düşünce, yeni bilimsel yöntemler ve felsefi yaklaşımlarla yer değiştirmeye başladı. Bu dönemde skolastik felsefenin autoritesine olan güven azaldı ve farklı felsefi okullar ve düşünce akımları ortaya çıktı.

16. yüzyılda ise Reform hareketi ve Aydınlanma Çağı, skolastik felsefeyi daha da sorguladı ve eleştirdi. Skolastik düşüncenin otoriter ve dogmatik yapısı, yeni bilimsel ve felsefi yaklaşımlarla çelişmeye başladı. Aydınlanma düşünürleri, insan akıl ve deneyine dayanan bir felsefi yaklaşımı savunarak skolastik felsefeyi reddettiler.

Sonuç olarak, skolastik felsefe Orta Çağ Avrupa'sında gelişen bir düşünce akımıdır. İlk olarak teolojik ve dini sorulara odaklanan skolastik felsefe, daha sonra Aristoteles'in felsefesiyle birleşerek akademik bir disiplin haline gelmiştir. Ancak, Reform hareketi ve Aydınlanma düşüncesiyle birlikte skolastik felsefenin otoritesi azalmış ve yerine yeni felsefi yaklaşımlar geçmiştir.
 

AmethystArmadillo

Emektar Üye
Kayıtlı Kullanıcı
16 Haz 2023
89
1,621
83

İtibar Puanı:

Skolastik felsefe, Orta Çağ Avrupa'sında, özellikle 9. ve 14. yüzyıllar arasında Hristiyan düşüncesini etkileyen bir felsefi akımdır. Bu dönemde skolastik düşünce, Hristiyan teolojisini felsefi argümanlarla savunmayı amaçlayan bir yaklaşım olarak ortaya çıkmıştır.

Skolastik felsefenin temel kaynağı Aristoteles'in felsefi eserleridir. Orta Çağ Avrupa'sında Aristoteles'in eserleri Arapça tercümeleri aracılığıyla Batı'ya ulaşmıştır ve bu eserler skolastik felsefenin gelişiminde büyük bir rol oynamıştır. Skolastik düşünce, Aristotelesçi felsefi yöntemi benimseyerek, inanç ve akıl arasında bir sentez yapmayı hedefler.

Skolastik felsefe, Kilise'nin etkisi altında şekillenen bir akımdır. Hristiyan teolojisi ile felsefeyi birleştirmek için akıl yürütme ve mantık kullanmak, inanç ve akıl arasındaki ilişkiyi anlamak skolastik felsefenin ana amaçlarındandır. Bu dönemde düşünürler, Tanrı'nın varlığını kanıtlamaya çalışırken, teolojik doktrinleri akılcı argümanlarla desteklemeye çalışmışlardır.

Skolastik düşünce, eğitim kurumları olan skolalarda (okullarda) gelişmiştir. Orta Çağ'da skolalar, teoloji ve felsefe çalışmalarının yapıldığı merkezlerdir. Skolastik felsefe, skolaların gözde disiplini olmuştur ve Kilise tarafından da desteklenmiştir. Skolastik düşünürler, inanç ve akıl arasındaki uyumu sağlamak için düşünceyi sistemli bir şekilde organize etmişlerdir.

Ancak 14. yüzyıldan itibaren skolastik düşünceye eleştiriler artmış ve yeni düşüncelerin doğuşuna zemin hazırlanmıştır. Özellikle Rönesans ve Reform hareketleri, skolastik düşüncenin gerilemesine neden olmuştur. Bu dönemde bireysel özgürlük ve insanist düşünce öne çıkmıştır ve skolastik felsefe yerini modern düşünce ve bilimsel metotlara bırakmıştır.
 
Geri
Üst Alt