Yerçekimi Teorisi, Albert Einstein'ın Genel Görelilik Teorisi'ne dayanmaktadır ve gezegenlerin ve yıldızların hareketlerini açıklama konusunda oldukça başarılıdır. Ancak, evrenin daha büyük ölçekli yapısını açıklamada sınırlı kalmaktadır ve karanlık madde ve enerji gibi gözlemlenemeyen bileşenleri tam olarak açıklayamamaktadır.
Bu nedenle, gelecekte Yerçekimi Teorisi'nin daha büyük ölçekli yapıların (örneğin galaksi kümeleri ve evrenin genişlemesi) açıklanmasında yetersiz kalması beklenmektedir. Bu nedenle, araştırmacıların alternatif teoriler üzerinde çalışmaları gerekmektedir. Örneğin, kuantum yerçekimi olarak da adlandırılan birleşik alan teorisi, yerçekimini kuantum dünyası ile birleştirmeyi amaçlamaktadır. Bu ve benzeri teoriler, evrenin daha büyük ölçekli yapısını açıklamada Yerçekimi Teorisi'nden daha iyi performans gösterebilirler.
Bu nedenle, gelecekte Yerçekimi Teorisi'nin daha büyük ölçekli yapıların (örneğin galaksi kümeleri ve evrenin genişlemesi) açıklanmasında yetersiz kalması beklenmektedir. Bu nedenle, araştırmacıların alternatif teoriler üzerinde çalışmaları gerekmektedir. Örneğin, kuantum yerçekimi olarak da adlandırılan birleşik alan teorisi, yerçekimini kuantum dünyası ile birleştirmeyi amaçlamaktadır. Bu ve benzeri teoriler, evrenin daha büyük ölçekli yapısını açıklamada Yerçekimi Teorisi'nden daha iyi performans gösterebilirler.